ABD Başkanı Donald Trump’ın, Kudüs’ü İsrail’in
başkenti olarak tanıdığını açıklamasına karşı Kudüs’ün statüsünü belirleyen
tasarı BM Genel Kurulu’nda kabul edildi.
Birleşmiş Milletler yapısında Güvenlik Konseyi karar alma mekanizması olarak
belirleniyor. Bu nedenle Güvenlik Konseyi’nde alınan kararın bir bağlayıcılığı
bulunmuyor. Birleşmiş Milletler’de veto mekanizması nedeniyle karar alınamayan
durumlarda Genel Kurul devreye giriyor.Oylamada ABD ve İsrail haricinde
Guetemala, Honduras, Marshall Adaları, Micronesia, Nauru, Palau ve Togo red oyu
kullandı. Kanada, Macaristan, Filipinler, Romanya, Meksika, Polonya gibi
ülkelerin çekimser kalması dikkat çekti.
128 ülke kabul oyu kullandı
Türkiye ile Yemen tarafından hazırlanan ve ABD’ye
“Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımaktan vazgeçme” çağrısı yapılan karar
tasarısı, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda 128 oyla kabul
edildi.ABD’nin tehdidine karşın kabul edilen tasarının oylanmasından önce, BM
Genel Kurulu toplantısının açılışında ilk sözü alan Filistin Dışişleri Bakanı
Riad el Maliki, destek istedi ve ABD’nin yaptığı ‘Tasarıyı destekleyen
ülkelerin adlarını not alacağız” uyarısına atfen “Bu örgüt şu anda daha önce
görülmemiş bir sınavdan geçiyor” dedi.El Maliki, “Tarih isimleri kaydeder.
İsimleri hatırlar ve haklının yanında olan isimleri ve yanlıştan söz edenleri
de. Bugün hakların ve barışın arayıcıları bizleriz” diye konuştu.Dışişleri
Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise “Bu toplantıdan önce Bir BM üyesi ülke tüm diğer
üyeleri tehdit etti. Hepimize hayır oyu vermemiz gerektiği, aksi takdirde
sonuçlarına katlanacağımız söylendi. Bazıları hatta kalkınma yardımının kesilmesiyle
tehtid edildi. Böyle bir tavır kabul edilemez” ifadelerini kullandı.
ABD bu günü hatırlayacak
ABD’nin BM Büyükelçisi Nikki Haley ise oylamadan önce
yaptığı konuşmada “ABD bu günü hatırlayacak. Oylama, Amerikalıların BM’ye
bakışı ve bize BM’de saygısızlık yapan ülkelere bakışımız konusunda bir fark
yaratacaktır” dedi.İsrail’in BM Büyükelçisi Danny Danon da ülkesinin asla
Kudüs’ten “uzaklaştırılamayacağını” söyledi.Kabul edilen tasarı, ABD Başkanı
Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararının “yasa dışı”
olarak kabul edilmesini amaçlıyor.Tasarıda Kudüs’ün statüsünün müzakerelerle
belirlenmesi çağrısı yapılıyor.ABD’nin vetosu nedeniyle Pazartesi günü BM
Güvenlik Konseyi’nde reddedilen tasarıya Konsey’in diğer 14 üyesi ise destek
vermişti. Trump Çarşamba günü, tasarıya destek verecek ülkelere maddi yardımı
kesebileceklerini söylemişti.
Filistin: Dünya ABD
ve İsrail’in yalnızlığını gördü
Filistin Hükümet Sözcüsü Mahmud, “İşgale taraf
olanların kaderi böyle olur işte. Dünya ABD ve İsrail’in BM’deki daimi
temsilcilerinin yalnızlığını gördü.” dedi.Filistin hükümeti, ABD Başkanı
Donald Trump’ın Kudüs kararını kınayan tasarının Birleşmiş Milletler (BM) Genel
Kurulunda kabul edilmesini “tarihi bir olay” şeklinde
değerlendirdi.Filistin Hükümet Sözcüsü Yusuf el-Mahmud yaptığı yazılı
açıklamada, “Kudüs lehine yapılan oylama tarihi bir olaydır. Filistin’in
diplomatik zaferi, haktan yana duran devletlerin özgür ruhunun yükselişinin
tecellisidir.” ifadelerini kullandı.Bu kararla, ABD’nin ve İsrail’in
uluslararası toplumdan “tecrit” edildiğine vurgu yapan Mahmud
açıklamasında, “İşgale taraf olanların kaderi böyle olur işte. Dünya ABD
ve İsrail’in BM’deki daimi temsilcilerinin yalnızlığını gördü.”
ifadelerine yer verdi.
Filistin’i Osmanlı
korudu, Arapçılık kaybettirdi
Dünya
Müslüman Alimler Birliği Genel Sekreteri Ali Karadaği, Osmanlı Devleti’nin
Filistin’i savunma konusundaki rolünün takdire şayan olduğunu belirtti.Karadaği,
sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Osmanlılar, büyük bir İslam
medeniyeti oluşturdular ve İslam’ı yaydılar. Osmanlı aynı zamanda mübarek
Filistin topraklarını korudu ve bir avuç toprağından dahi vazgeçmedi. Sultan
Abdülhamid’in ifadeleri de bunun en bariz kanıtıdır. Bunlar da Osmanlılara
şeref ve sevap olarak yeterlidir.” ifadelerini kullandı. Osmanlı Devleti’nin
İslam medeniyetine ve Filistin topraklarına sahip çıkmasını takdirle anan
Karadaği, “Arap milliyetçiliği döneminde Kudüs kenti ve Mescid-i Aksa dahil
Filistin işgal edildi ve haklar elden gitti.” değerlendirmesinde bulundu.