Cezaevinden gelen mektupta hukukun ve demokrasinin olmadığı bir toplum
olmaktansa insanın en değerlilerini feda etmekten bir an geri durmayacağı
ifadeleri yer alıyor.
Cezaevinden gönderilen bir mektupta, Hukuk ve Demokrasi uğruna Hizmet
Hareketinin verdiği bedellerin kitaplara sığmayacağı kadar büyük olduğu gözler
önüne seriliyor. Hizmet Hareketi’nin bugünkü zulümlere ilişkin Türkiye
toplumunda şüphesiz en büyük bedeli muhalif bir grup olarak Hizmet Hareketi
ödüyor. Cezaevlerinden gelen mektuplarda mağdurlar Hukuk ve Demokrasi adına
başlarının dik ve alınlarının ak olduğunu defalarca anlattıkları görülüyor. AKP
rejimi, hukuku ve demokrasiyi ayaklar altına almak uğruna getirmek istedikleri
muhaberat rejimiyle binlerce insanın özgürlüklerini elinden alarak cezaevlerine
yerleştirdi.Bugüne kadar tutuklanan kişi sayısı 50 bin, gözaltına alınan sayısı
100 binleri ve hapislerde büyüyen çocuklar ise 700’ü aşmış durumda.
HUKUK VE
DEMOKRASİ MÜCADELESİNİN BOŞA ÇIKMAYACAĞINDAN EMİNİZ!
Tipici cezaevinden gelen son mektupta, kullanılan sözler hukuk ve demokrasinin
olmadığı bir toplumda zaten özgür olunamayacağı açık bir şekilde yazıyor.
Mektup’ta, “Hukuk ve Demokrasi mücadelesinin boşa çıkmayacağından bütün
kahramanlar emindir! Bu uğurda candan, canandan, sevdiklerimizden ve
özgürlüğümüzden vazgeçmişiz. Öyle ki ‘Bedenimi hapsedebilirsiniz ama
düşüncelerimi hapsedemezsiniz!’ diyen nice Hukuk ve Demokrasi kahramanının
verdiği mücadeleyi özetlemektedir” ifadeleri diktatör rejimlerinin
ilelebet muvaffık olamayağını anlatmaktadır.
TOPLUM OLMAKTANSA İNSAN FEDA ETMEZ Mİ?
Hukuk ve demokrasinin
olmadığı toplumları, gayesi ve amacı olmayan düzenlerinin düşünülmesi
gerektiğine vurgu yapılan mektupta, “Böyle bir toplum olmaktansa bu uğurda
feda etmez mi en değerlilerini! Bizler bunun farkında biliniz ki vicdanımız
rahat, başımız dik ve alnımız açık. Mutluyuz, gururluyuz ve bu toplumun birgün
Hukuk ve Demokrasi Kahramanlarını anlayacağından da umutluyuz” şeklinde
ifadeler yer almaktadır. Mektubunu dışında yer alan ifadeleri bir kenara
bırakarak, edebi bir değer olan o mektupları sizlerle paylaşıyoruz: