17-25 Büyük Yolsuzluk ve Rüşvet soruşturmalarını yürüten polis şeflerine yönelik ‘işkenceler’ devam ediyor. Eski Emniyet Müdürleri Ömer Köse ve Yurt Atayün’den günlerdir haber alınamıyordu. Silivri Cezaevi’ndeki koğuşlarında olmayan iki emniyet müdürünün peşine düşen yakınları, başvurdukları tüm makamlardan ‘bilgimiz yok’ cevabını almıştı. Köse ve Atayün’ün iki farklı şehre götürüldüğü ve hücrelere konuldukları ortaya çıktı.
Ömer Köse’nin Tekirdağ 2 Nolu cezaevine götürüldüğü, Yurt Atayün’ün ise Edirne F Tipi cezaevine konulduğu anlaşıldı. Gelişmeyi Twitter hesabından duyuran Avukat Ömer Turanlı, yapılanın zulüm olduğunu söyledi. Avukat Ömer Turanlı yaşananları şöyle anlattı:
”24 Ocak Çarşamba günü müvekkiller Yurt Atayün ve Ömer Köse tutuklu bulundukları Silivri Cezaevi’nden yakınlarına haber verilmeden çıkarılmışlar, kendilerinden uzun süre haber alınamamıştır. Aileleri ve yakınları tarafından Silivri Cezaevi aranıldığında ise verilen cevap çok ilginç: “Özel emir var, biz bilgi veremiyoruz. Savcıya sorun.”
Savcıya ulaşmak ise ne mümkün! Geçtiğimiz hafta Yakup Saygılı ve ekibinin Vatan emniyette tekrar sorguya alınması geldi aklımıza. Vatan emniyet de aranmasına rağmen orada olmadıkları söylenmiş. Kırklareli, Tekirdağ, Edirne cezaevleri sırasıyla aranmış. Ancak ilgili muhatap bulunamamış. Akşama kadar Yurt Atayün ve Ömer Köse’nin nerede oldukları öğrenilemediğinden ailelerinin endişeleri artmıştır. Israrlı aramalar sonucunda, ancak bir gün sonra Yurt Atayün’ün Edirne F Tipi Cezaevi’ne, Ömer Köse’nin ise Tekirdağ 2 Nolu Cezaevi’ne yerleştirildikleri öğrenilmiştir. İkisinin durumu da iyi, herhangi bir kötü muamele yok ama ailelerinden öğrenebildiğimiz kadarıyla tek kişilik hücrelere konulmuşlar.
Konuldukları hücreler soğukmuş ve bununla mücadele ediyorlar. Yurt Atayün’e istediği eşyalar verilmemiş. Gerekçe ise casusluk suçlaması öne sürülmüş. Tek kişilik soğuk bir hücrede tutulan bir insan, istediği eşyalarla nasıl bir casusluk yapacak akıl ermiyor. İşkencenin alenileştiği, uluslararası raporlara girdiği bir ortamda bu şekilde bir tutukludan uzun süre haber alınamaması tutuklu ailelerini endişelendiriyor. Bununla birlikte müvekkillerimin ailesi ve yakınlarının bulunduğu şehirden hiçbir gerekçe olmadan başka bir şehre sevk edilmesi zulümdür. Bu durum müvekillerim ve ailelerine 4 yıla yakın süredir yapılan sistemli psikolojik baskının devam ettiğini gösteriyor. Her hafta bir bayanın çocuklarıyla toplam 400-500 km yol gitmeye zorlanmasını idrak ve insafınıza bırakıyorum.”