• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home Genel Gündem

Tutuklu Yazar Şahin Alpay Silivri’den yeni mektup yazdı

Ocak 10, 2018
in Genel Gündem, RÖPORTAJ
0
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

‘İnançlı değilim’ diyen Yazar Altan: Kötülük yapan, başkalarına acı veren insan gerçekten dindar değildir

Namaz kıldığı için TSK’dan ihraç olan Ahmet Ünal: Kırk yıl önce “YAŞzedeydim, şimdi KHKzedeyim”

Yarın tahliye olacaktı: Cezaevinde kalp krizi geçiren KHK’lı polis, vefat etti

Yazdığı yazılardan dolayı 3 müebbet hapis cezasıyla yargılanan gazeteci-yazar Şahin Alpay, Silivri Cezaevi’nden yeni bir mektup yazdı. Rahatsızlığından dolayı anjiyo olduğunu söyleyen Alpay, sevenlerinin yeni yılını kutladı. Cezaevindeki adresini de veren Alpay, “Adresime yazabilirsiniz. Gecikmeyle de olsa artık ulaşıyor.” dedi.

İşte Şahin Alpay’ın P24’te yayınlanan mektubu;
Bu mektubu ailem aracılığıyla selam sevgilerini yollayan dost, meslektaş ve eski öğrencilerime 2018’in daha iyi günlere açılan bir kapı olması dileğiyle başlamak istiyorum.
Bana sağlık dileyen bütün dostlarıma candan teşekkür ediyorum. Bu dostlar arasında Ertuğrul Özkök’ün özel bir yeri vardır. Özkök, Hürriyet’teki köşesinde tutuklu dost ve meslektaşları bağlamında bana da şöyle seslendi: “Sevgili Şahin Alpay, 12 Eylül askerî döneminde bile Cumhuriyet’in kitap sayfasında neler yaptık birlikte… Sağlığın için duacıyız.” (31.12.2017)
Sevgili Ertuğrul, hazırladığım kitap sayfasına gönderdiğin güzel yazıları dün gibi hatırlıyorum, daha birçok ortak anımız yanında. Sağlığım için duanız ruhuma dokundu. Ben de sana Tansu’ya, tüm ailene nice sağlıklı, mutlu yıllar diliyorum. Geçirdiğin kaza için çok geçmiş olsun.
Dostlarım geçireceğimi haber verdiğim anjiyonun öyküsünü bilmek isteyebilirler. Anlatayım: Önce birkaç gün arayla iki kez Halkalı’daki Mehmet Akif Hastanesine götürüldüm. Elektrokardiyografi, kan tahlilleri ve ekokardiyografi yapıldı. Her iki defasında da, nezarethane gibi kullanılan cezaevi arabasında bütün gün, kelepçeli olarak tutuldum. Bu yolculuklarda taşınan insan olmaktan ziyade “yük” olduğum hissine kapıldım.
Nihayet randevu alınan 2 Ocak 2018 günü anjiyo olmak üzere hastaneye gönderildim. O geceyi kasıktan anjiyo olup hastanede geçirebileceğime göre hazırlandım. Sabah erkenden koğuştan alındım. 9. Bölüme, yani en ağır “şüpheliler”e has denetimlerden geçtikten sonra, infaz memurları beni sağlık dilekleriyle uğurladılar. Yanıma su ekmek de verdiler.
Cezaevi aracının arka koltuğuna 6 jandarma erinin yanına oturtuldum. Niye beni tutukluların bulunduğu kapalı bölüme koymadıklarını sorduğumda, “Orada adlî suçlular var, olmaz” dediler. En az bir buçuk saat, bilekler kelepçeli ve jandarmalar arasında büzüşmüş halde yol aldım.
Daha öne Mehmet Akif’te anjiyo olmuş tutuklular anlatmıştı: Doktorlar çok kaliteli ve yetkindi. İşlemi ekrandan seyrettiriyor, insan muamelesi yapıyor ve hatta şakalaşıyorlardı. Anjiyo şefkatli doktorlarla sohbet içinde geçiyordu.
Cezaevi aracı hastanenin önünde park ettiğinde, kapalı bölüm bermutad nezarethaneye dönüştü ve jandarmalar beni, 12 koltukta 5 tutuklunun kelepçesiz olarak bulunduğu kapalı bölüme buyur etti. Kelepçelerim çıkarıldı. Rahatladım…
Bir çeyrek kadar sonra jandarma çavuşu, randevunun başka güne ertelendiğini, şimdi başka hastaneye gideceğimizi, öteki tutuklular muayeneden geçtikten sonra cezaevine döneceğimizi bildirdi. Şaşırdım. “Nasıl olur?! Randevu haftalar önce verildi!..” diye feryat ettiğimde , “Onu ben bilemem,” dedi.
Anjiyo olmaktan vazgeçmiştim ki, çavuş geri geldi ve “Yatak bulundu, seni alıyorlar…” dedi. Ve beni kelepçeleyip, iki kolumda birer jandarma ile yatacağım koğuşa götürdüler. Rutin aramalardan sonra kelepçelerim çıkarıldı ve koğuşa girdim. Yatağımın çarşafları değiştirildi, sol koluma kateter takıldı, anjiyo sırasında giyeceklerim verildi.
Koğuşta benden başka 2 Silivri tutuklusu daha vardı. Onlarla tanıştık. İngiltere’de master ve doktora yapmış olan akademisyenle sohbete daldık. Kendisine anjiyo yapan doktorla İngilizce konuştuklarını anlattı. Çok rahat geçmişti.
Saat 12:30 gibi tekerlekli sandalyede, kelepçeli ve üç jandarmanın korumasında anjiyo katına çıkarıldım. Uzun bir kuyruk olduğunu gördüm. Ama 5 anjiyo salonu bulunduğunu öğrenince, bekleyişin çok uzun sürmeyebileceğini anladım. Bir görevli, “Tutuklu olduğunuz için öncelik vereceğiz, ama şimdi kriz geçiren bir hasta geldi,” dedi. Kıdemli görünen bir doktor önümde duran dosyaya bakıp “Şahin Alpay” diye okudu; hiçbir şey söylemeden gitti. Belki beni tanıdı, yardımcı olacak diye düşündüm, ama onu bir daha hiç görmedim. Bir görevliye “Ne kadar sürer?” diye sordum. “Normal şartlarda 15-20 dakika” dedi. Jandarmalardan biri halime acımış olmalı ki, kelepçeleri çözdü.
Asılı saat 13:15’i gösterdiğinde geniş salonlardan birine alınıp, bir kalas genişliğindeki operasyon masasına yatırıldım; işlemi izleyecek kamera göğsüme yaklaştırıldı. Salonda dolaşan görevliye, “Doktor, işlem ne zaman başlayacak?” diye sordum. “Ben doktor değilim, hasta bakıcıyım. Azdan gelirler…” dedi.
Artık yattığım yerden saati göremiyordum, ama bir çeyrek kadar sonra, bu defa bir kadın personelin salonda dolaştığını gördüm. “Ne zaman başlayacak?” diye sordum. “Birazdan…” dedi, ama personelin benimle konuşmamak, bilgi vermemek konusunda kararlı olduğu anlaşılıyordu. Ortam, bana anlatılan anjiyo öykülerine hiç benzemiyordu.
Bir çeyrek daha geçti, genç bir doktor geldi. “Anjiyo gerecini yerleştireceğim. Bilekten yapılırsa daha rahat edersiniz. Olmazsa kasığa geçilir…” dedi. Sol elimi popomun altına koymamı söyledi, sağ bileğime birşeyler yaptı. Çok hafif bir sızı duydum. İçimde bir tereddüt yok değildi. “Acaba kolumdaki ince ve derinde damarlarım uygun olur mu?” diye aklımdan geçti, ama bilekten anjiyonun çok rahat olduğunu söylemişlerdi. “Herhalde doktorlar doğrusunu bilir” dedim ve beklemeye devam ettim.
Bir çeyrek daha geçti ve genç bir kadın doktor geldi. “İşlem başlıyor mu?” soruma, “Evet” cevabı verdi. Kulaklarım yarı yarıya sağır olduğu için duymuyordum ama az sonra yanındaki birisiyle telaşla konuşmaya başladı. Kafamı kaldırıp baktığımda alnında ter taneleri biriktiğini görünce, gayrı ihtiyari “Bir sorun mu var?” diye sordum. “Yok” dedi. Fakat biraz sonra daha kıdemli olduğu belli bir erkek doktor işlemi devraldı.
Bir çeyrek daha geçti. “ İşlem bitmiyor mu, yoruldum…” dememe cevaben, “Bilekten anjiyoyu sen mi istedin?” diye sordu ve ekledi, “Bir daha sakın bilekten olma, e mi!.. Damarların çok karışık” Bir komplikasyon olduğu endişesine kapılır gibi oldum. Doktor bu defa ekran üzerinden ekibin başı olduğunu sandığım uzmandan yardım almaya başladı. Ve işlem kimse bir şey söylemeden bitti, doktorlar gitti. Salonda sadece ilk karşılaştığım personel kaldı. “Nedir durumum?..” diye sordum. “Stent takacaklar…” “Ne zaman?” “Bir süre sonra.”
Nihayet, 3 saat kadar sonra koğuşa götürüldüm, kelepçesiz olarak. Herhalde hafif anestezi nedeniyle, ancak bir süre sonra kafamı toparlayabildim ve kendimi tuvalete attım. (Kolit ve prostat büyümesi dertlerim var.) Ben tuvaletteyken, bir yetkili anjiyo raporunu getirmiş; koğuştakilere “İyidir, sorun yok” demiş ve gitmiş. Sabahın 8’inden gecenin 11’ine kadar anjiyo yaptıkları için hayli yoğunlar…
Raporda stent takılacağından söz edilmiyor, sadece 4 yeni ilaç kullanacağım yazıyordu. Raporun işlemle ilgili bölümünde, bir ana damarın açık, biri %90 oranında olmak üzere diğer damarların kısmen plaklı (kapalı) olduğu, bir damara bakılamadığı belirtiliyordu.
Az sonra bir personel geldi, bileğime tampon sardı; 24 saat sonra normal yaşama dönebileceğimi, bu gece Silivri’ye geri gideceğimi bildirdi. Sevindim!.. Rapora “Unutulmuş” deyip, “Bir ay sonra kontrole gelecek” diye not düştü. Raporun ilginç tarafı, üzerinde doğum tarihim yazılı olduğu halde (18.04.1944) her iki sayfada da “58 yaşında” olduğumdan söz ediliyordu. Herhalde öyle görünüyorum.
Saat 20:00 gibi koğuş arkadaşlarımdan biri anjiyoya alındı. “Aman bilekten yaptırmayın…” diye uyardım. Bir saat sonra, kasıktan olmuş halde geldi. Dönüş yolunda 3-4 aydır görmediği aile fertlerini de görmüştü. Dışarda bekleyen Fatma’nın selamını iletmedi jandarma, ama ona Silivri’ye döneceğimi söylemiş.
Akademisyen koğuş arkadaşımla durum değerlendirmesi yaptık: Mehmet Akif aynı zamanda bir eğitim merkezi olarak çalışıyordu; belki ben onun için “konuşmayan” doktora rastlamıştım.
Saat 22:00 gibi vedalaştım. Beni koğuştan cezaevi aracına götüren jandarmalar sağ bileğime kelepçe takmadı, ama sol bileğimden onlardan birine kelepçelendim. “Merak etme, araçta çıkaracağız” diye de teselli ettiler.
Bugüne kadar bindiğim en konforlu, en küçük cezaevi aracıyla, kelepçesiz olarak, 3 jandarmanın korumasında “eve” döndüğümde saat 23:00 olmuştu.
Beraberimde getirdiğim raporu yetkililere teslim ettim. Dışarıdaki doktoruma göstermek için bir fotokopi istedim. Cezaevi savcılığına dilekçe vermem söylendi.
Kronik bel fıtığım için 05.01.2018 günü Silivri Devlet Hastanesi’nde MR çekildi. Mahkeme, 19.09.2017’de beni Adlî Tıp Kurumu’na, sağlığımın cezaevinde kalmaya elverişli olup olmadığına karar vermesi için sevk etmişti. Yaklaşık 4 ay sonra bütün tetkikler tamamlandığına göre yakında Adlî Tıp’a gönderilebilirim. Adlî Tıp Kurumu, 74’ü bulan yaşım ve kronik hastalıklarım nedeniyle tahliyemi uygun görür mü? Pek umutlu değilim. Bana söylenen, Adlî Tıp’ın çok ender tahliye önerdiği.
Umarım bu mektubum çok sıkıcı olmadı.
Silivri’den kucak dolusu sevgi ve selamlarımı yolluyorum.
Şahin Alpay
Tutuklu
Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu
9. Bölüm A4 BLOK – ODA 1
NOT: Yukarıdaki adresime yazabilirsiniz. Gecikmeyle de olsa artık ulaşıyor.

PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

GÖRMEZ AİLSİNE ZULME DEVAM: ŞİMDİ DE, OĞLUNU SON YOLCULUĞA ELİ KELEPÇELİ UĞURLADI

SONRAKİ HABER

Whatsapp yeni özelliği devreye soktu

BENZER HABERLER

‘İnançlı değilim’ diyen Yazar Altan: Kötülük yapan, başkalarına acı veren insan gerçekten dindar değildir
Manşet

‘İnançlı değilim’ diyen Yazar Altan: Kötülük yapan, başkalarına acı veren insan gerçekten dindar değildir

Aralık 4, 2025
Namaz kıldığı için TSK’dan ihraç olan Ahmet Ünal: Kırk yıl önce “YAŞzedeydim, şimdi KHKzedeyim”
Gündem

Namaz kıldığı için TSK’dan ihraç olan Ahmet Ünal: Kırk yıl önce “YAŞzedeydim, şimdi KHKzedeyim”

Kasım 21, 2025
Yarın tahliye olacaktı: Cezaevinde kalp krizi geçiren KHK’lı polis, vefat etti
Genel Gündem

Yarın tahliye olacaktı: Cezaevinde kalp krizi geçiren KHK’lı polis, vefat etti

Ekim 7, 2025
Silivri’de Altaylı’ya röportaj veren İmamoğlu: Sayın Demirtaş da ben de siyasi hesaplarla içeri alındık
Manşet

Silivri’de Altaylı’ya röportaj veren İmamoğlu: Sayın Demirtaş da ben de siyasi hesaplarla içeri alındık

Ağustos 19, 2025
Türkiye’nin en önemli kalp cerrahlarından biriydi: Prof. Dr. Mehmet Ateş’in ‘İzmir-Atina hattında’ki sürgün romanı
Manşet

Türkiye’nin en önemli kalp cerrahlarından biriydi: Prof. Dr. Mehmet Ateş’in ‘İzmir-Atina hattında’ki sürgün romanı

Haziran 8, 2025
Hacer Korucu: “Eşim gazeteci olduğu için tutuklandım, 8 ay rehin tutuldum, nezarette ölümle pençeleştim”
Manşet

Hacer Korucu: “Eşim gazeteci olduğu için tutuklandım, 8 ay rehin tutuldum, nezarette ölümle pençeleştim”

Mayıs 3, 2025
  • All
  • Manşet
Victoria Premier Ligi’nde 2026 Fikstürleri belli oldu
Avustralya

Victoria Premier Ligi’nde 2026 Fikstürleri belli oldu

by zmnaus
Aralık 10, 2025
0

Victoria Premier Ligi’nde 2026 sezonu Şubat ayında başlıyor. Futbol Victoria tarafından yapılan yazılı açıklamada VPLM1 ve VPLM2 sezonları 13 Şubat...

CHP’li Emir’den AKP’li Ala’ya: 15 Temmuz’da 2 saat Gürcistan hava sahasında dolaştınız mı?

CHP’li Emir’den AKP’li Ala’ya: 15 Temmuz’da 2 saat Gürcistan hava sahasında dolaştınız mı?

Aralık 10, 2025
Yandaş’ın gizemli 4.4 milyonluk transferi?

Yandaş’ın gizemli 4.4 milyonluk transferi?

Aralık 10, 2025
Suçun üstünü örtmenizden dolayı yargılanacaksınız: AKP ve MHP, ‘çıplak arama’nın araştırılmasını reddetti

AKP’li Özlem Zengin, liyakatsiz işe alımları böyle savundu: “Utanmıyoruz, gurur duyuyoruz!”

Aralık 10, 2025
DEM Partili Sakık, Hakan Fidan’a Kürtçe seslendi: Şam’a değil Rojava’ya git

DEM Partili Sakık, Hakan Fidan’a Kürtçe seslendi: Şam’a değil Rojava’ya git

Aralık 10, 2025
VICTORIA’DA KAMU ÇALIŞANLARI KRİZİ: HÜKÜMET ÜZERİNDE BASKI ARTIYOR

VICTORIA’DA KAMU ÇALIŞANLARI KRİZİ: HÜKÜMET ÜZERİNDE BASKI ARTIYOR

Aralık 10, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM