Kuşlara merakı 12 yaşında başladı. Memleket semalarında kanat çırpan 483 kuş türünün 432’sini görüp 430 türü fotoğraflayarak Türkiye’de en fazla kuş türünü gören ve belgeleyen kişi oldu Yoğurtçuoğlu.
Artık kuşların peşinde dünyayı dolaşıyor, kimsenin gitmediği yerlere gidiyor, “Bulunamaz, görülemez” deneni buluyor. Bu yüzden ona ‘Kuş Dedektifi’ diyorlar. Şimdiye kadar 60’a yakın ülkede 3000’in üzerinde kuşu gözlemledi ve görüntüledi. Hürriyet, Emin Yoğurtçuoğlu ile kuşçuluğu ve kuşların gözünden dünyanın ve Anadolu’nun gidişatını konuştu. Daha 21 yaşındayken 79 ili görmüştüm. Hem sadece merkezlerini değil tüm il sınırları içinde dolaşmıştım. Günlerce Doğu Karadeniz’de gezdikten sonra Datça’ya gitmek, oradan sonra Hakkâri’ye geçmek çok enteresan bir deneyimdi. Kuş peşinde Türkiye’yi tanıdım, zenginliğini anladım. Türkiye’nin tek başına onlarca ülkenin zenginliğine sahip olduğunu fark ettim” diye söze başlıyor Emin Yoğurtçuoğlu; gözleri ışıldayarak kuş gözlemenin kendisine kazandırdıklarını anlatmayor.
‘Büyük Kızılkuyruk’ Kafkas Dağları, Gürcistan
Emin Yoğurtçuoğlu 32 yaşında. Türkiye’de şu anda en fazla kuş türünü gören, onları fotoğraflayan kişi… Ona ‘bird detective’ yani ‘kuş dedektifi’ diyorlar. Bunun nedeni bugüne kadar gerek Türkiye’de gerekse de dünyada görmeyi isteyip de göremediği kuş olmaması, onları nerede olursa olsun eliyle koymuş gibi bulması. Bu özelliği onun Türkiye’nin kuşları listesine 7 tür eklemesini sağlamış. Yani daha önce kimsenin göremediğini görerek Anadolu’nun canlılar listesine eklemiş. Bu nedenle Türkiye’deki kuşçuların da Türkiye’ye gelen yabancı kuşçuların da bir türü görmek istediklerinde ilk aradıkları isim olmuş zaman içinde.
Dünya’nın en küçük kuşu. 5 cm. büyüklüğünde ve yaklaşık iki kesmeşeker ağırlığında.
Kuşların peşinde dünyaya açılmanın canını acıttığını söylüyor Emin: “Yurtdışına çıktığımda Türkiye coğrafyasının doğal güzellikler ve biyolojik çeşitlilik açısından nasıl zengin olduğunu ve bunun ne anlama geldiğini daha iyi anladım. Aynı zamanda bu coğrafyayı nasıl hoyratça kullandığımızı, durumun kötüye gittiğini fark ettim. Bu canımı yakıyor.” diye anlatan Yoğurtçuoğlu, “Kuş peşinde 50’den fazla ülkede gezdim. Şunu rahatlıkla diyebilirim ki dünyadaki en büyük habitat kayıplarından biri Türkiye’de yaşanıyor. Bizimle Endonezya gibi Uzakdoğu ülkeleri ve Afrika’nın bazı ülkeleri yarışır. Endonezya’da aradığınız kuşu bulamıyorsunuz çünkü ne varsa doğadan toplamışlar. Toplayıp satıyorlar. Bizde kuşlar olmasa da yaşadıkları alanlar şirketlere satılıyor. Yaklaşık 20 yıllık kuşçuluk hayatımda birçok alanın yok oluşuna tanık oldum” diyor.
‘Gökkuşağı Gagalı Tukan’, Kosta Rika
Türkiye’de kuş türlerinde azalma olmasa da sayılarında olağanüstü düşüşler olduğunun altını çizen Yoğurtçuoğlu, kuş gözlemcileri de dahil bu durumu dert eden insan sayısının çok az olduğundan yakınıyor.
“Bu benim içimdeki büyük dert. Sayıların azaldığını her gördüğümde çocuğum ölüyormuş gibi hissediyorum. Kimse, biz kuşçular bile tam olarak bu durumu umursuyoruz denemez. Duyarlılıklarımız anlık ve çok seçici. Herkes kendi hayatının derdinde ama kuşlar giderse yaşayacak pek de sağlıklı bir hayat kalmayacağının farkında değil” diye anlatıyor hüzünlü bir ifadeyle.
‘Japon Turnası’, Japonya
Ancak yine de umutlu: “Doğa birleştirici. Bu gidişat döndürülebilir” derken yeniden gözlerine gülen bir ifade gelip oturuyor. “Hepimiz yaşadığımız yerde ‘ne oluyor, bizim dışımızdaki diğer canlıların durumu nedir’ diye baksak yeter. Bu başlangıç bizi doğaya ve onun bir parçası olan hayatımıza sahip çıkmaya yöneltecek” diyor.
‘Kırmızı Kuşaklı Nektar Kuşu’, Meksika
‘Kırmızı Saçlı Ağackakan’, Meksika
‘Kızılgerdan’, İstanbul Kızılgerdanlar, çok dikkatli bakarsanız, kışın İstanbul’un park ve bahçelerinde görebileceğiniz nadir kuşlardan biri.
‘Kral Akbaba’, Kosta Rika
‘Küba Todisi’, Küba
‘Küba İshakkuşu’, Küba
‘Sakallı akbaba’, Türkiye
‘Sina Çütresi’, İsrail
‘
And Dağları Kaya Horozu’, Ekvador
‘Habeş Ağaçkakanı’, Etiyopya
‘Kırmızı Bacaklı Bal Tırmaşığı’ Kaynak:Hürriyet-Yücel Sönmez