AKP zulmü ve gözaltındayken yapılan işkence sonucu hayatını kaybeden ‘Gökhan Öğretmen’ ile ilgili tepkiler devam ediyor. Aynı zamanda Gökhan Öğretmen’in meslektaşı olan Yazar Mehmet Nesimi, Gökhan Öğretmen’in özelinde bugün binlerce öğretmene yapılan zulüm ve işkenceleri dile getirdi.
Mehmed Nesimî
Ben Gökhan Öğretmen: Can verdim kusursuz bir şafakta…
Ben Gökhan, Gökhan Öğretmen.
Bilir misiniz? Bilmen.
Ahmed Arif’in 33 Kurşunu’nu.
33 kurşunlu yüreğini,
otuzüç kanpınarını,
ıssız dağlarda, göl olan kanları…
Tenha,
kusursuz bir şafak vaktinde, can verenleri.
Kaçakçı diye, sorgusuz, sualsiz kana bulananları.
Sonra eşkıyaya, haine çıkan adları.
Ben mi?
Ben bir öğretmendim,
Gökhan öğretmen.
Ne yapabilir ki nesi olabilir ki, bir öğretmenin?
Kaleminden başka hangi silahı taşıyabilir ki?
Budur kara zindanlarda, can vermemize sebep.
Ben mi?
Ben bir öğretmendim,
Gökhan öğretmen.
Önce aşımdan, işimden ettiler, sonra ‘canın’ dediler.
Duydum ki, adımı haine çıkarmış,
musalla taşında bile, bir namazı çok görmüşler.
“Mezar da yok O’na” diye buyurmuş, ekmeğime, aşıma göz koyanlar.
Ben mi?
Ben bir öğretmenim,
Gökhan öğretmen.
Ve duydum ki, gel işte işin, işte aşın diyorlarmış.
Suçsuzmuşum, öyle diyorlarmış.
Gelsin diyorlarmış, işte öğrencileri, sevgiye akıp durduğu okulu.
Bilmem ki, hangi özürlerle kalkılacak bunca, cürmün, günahın altından.
Ey adem oğlu, adem kızı!
Sorarım: Geciken adalet, adalet midir?
Var mı bu sualin, makul bir cevabı?
Arşa ulaşan ahlar, dul analar, gözü yaşlı babalar, tarumar edilen,
kockoca bir coğrafya.
Ben bir öğretmendim zaten, Gökhan Öğretmen.
Ne yapabilirdim ki zaten?
Kalemimdi silahım.
Sevgim, bitmeyen aşkım…
ötelerden süzüp durduğum, annem, babam ve can dostlarım…