Avustralya özgürlükler, demokrasi ve sosyal devlet olmasının yanında, ne yazık ki doğal afetleriyle de dünyanın önde gelen ülkeleri arasında bulunuyor. Bilhassa sel baskınları ve orman yangınlarıyla neredeyse her yıl bir felaketle karşı karşıya kalıyor Kıta Ülkesi. 2009 yılında Victoria Eyaleti’ndeki yangın felaketi için, dünyanın ‘en büyük orman yangınlarından biri’ diyebiliriz. 7 Şubat’da, aşırı sıcaklar nedeni ile meydana gelen ve ülke tarihine Kara Cumartesi (Black Saturday) olarak geçen orman yangını, geride büyük bir travma bıraktı. Bu nedenle, irili ufaklı nerede bir yangın olsa, psikolojik olarak, refleksler, can ve mal kaybının yaşandığı 9 yıl önceki Black Saturday trajedisini hatırlara getiriyor. Ama bu acılar aynı zamanda toplumsal bir birlikteliği de beraberinde getirdi. Bilindiği gibi; 7 Şubat 2009 tarihi, Ulusal Yas Günü ilan edildi ve Avustralya tarihine, daha önce 1939 ve 1983 yıllarında meydana gelen yangınlar gibi, kara bir gün olarak geçti. Havanın aşırı sıcaklığı, kuraklığın etkisi ve rüzgarın şiddeti gibi etkenlerin hepsinin birleşmesi, insanlar da hazırlıksız yakalanınca, evlerinden çıkamayan veya kaçarken alevler arasında kalan 200’e yakın insan can verdi.
O zaman yazdığımız haberler de şu ayırıntılar çok dikkat çekimişti; Öyle şiddetliydi ki saat 11.40’da ilk yangın ihbarının alındığı Kilmore ile öğleden sonra saat 3 civarında alınan ikinci yangın ihbarının geldiği Kinglake yangınları, kısa zamanda birleşti. Bu iki bölgenin yangın uzunluğunun 100 kilometre olduğu belirtiliyor. 20 dakika içerisinde yangın, bölgenize ulaşacak denilen kesimlere 5 dakika da ulaşmış. Victoria’da şiddeti giderek daha büyük boyutlara ulaşan orman yangınlarını söndürme çalışmalarına komşu eyaletlerden de sivil savunma ekipleri katıldı. NSW, Tazmanya ve Güney Avustralya’dan görevlilerin yanısıra Yeni Zelanda’dan 100 kurtarma ve acil yardım görevlisi geldi. Bu arada kayıp haberleri artınca, Victoria Eyalet Başbakanı John Brumby, medyanın karşısında gözyaşlarına hakim olamadı. Yakınlarını kaybedenlere başsağlığı dileyen Brumby, felaketin toplum ve insanlar üzerindeki etkisini hayal etmenin dahi zor olduğunu belirtti.
Haberlerde de geçtiği gibi 18 Mart Pazar günü NSW sahil beldesi Tathra’da ve aynı gün Victoria eyaletinin güneyindeki Terang, Garvoc ve Camperdown kasabalarında çıkan orman yangınlarında 90 civarında konut tamamen yansa da ‘Mala gelsin, cana gelmesin’ deyimi ile tek sevinilecek taraf, can kaybının yaşanmamış olmasıydı.
Avustralya toplumunun gıpta ile karşılanacak dayanışma örnekleri sergilediği bu gibi afetler, adeta insanları daha da birbirine kenetliyor. İtfaiye teşkilatı arasında da tecrübe ve yardımlaşma ön plana çıkıyor bu tür afet zamanlarında. Hatta bu felaketler de zaman zaman üstesinden gelinmeyecek gibiyse, eyaletler ve hatta ülkeler arası ekipler, mesafelerin uzaklığını düşünmeden takviye olarak, acil yardımlara el uzatıyor. Avustralya’nın itfaiye teşkilatı yangınlara müdahale konusunda oldukça tecrübeli. Orman yangınları ile baş etme tecrübesini özellikle Yeni Zelanda, ABD ve Kanada gibi ülkeler de kontrol altına alınamayan orman yangınlarında, oralara ekipler göndererek ortaya koyuyor.
İnsanlar arasındak dayanışma ise adeta göz yaşartır mahiyetteydi. 2009 yılındaki Kara Cumartesi diye adlandırılan ve 178 kişinin canına mal olan orman yangınlarının kontrol altına alınmasının ardından ülke çapında muazzam bir yardımlaşma örneği sergiledi toplum. Hatta başka ülkelerde yaşayan Avustralya vatandaşları da bu organizelere katılarak kendisine vazife düştüğünde, elinden gelen esirgemeyen vatandaş olma sorumluluğunu yerine getirmişti. İlkokul çağındaki öğrencilerin harçılıkları ile desteklediği kampanyalar çok duygulandırıcı olmuştu. Türk toplumu da çok önemli ve ses getiren yardım çalışmaları ile yangında zarar gören insanların yanında olduklarını ve acılarını paylaştıklarını göstermişlerdi. Bu bağlamda ticari işyerleri ve sivil toplum kuruluşları bazı kampanyalar başlattı. Toplum kuruluşları açılan kampanyalara iştirak etti, gıda malzemesi satan işyeri sahipleri doğrudan felaketin yaşandığı alanda toplanan yardım merkezine ulaştırdı. Camiler de Cuma sonrası para toplandı, futbol karşılaşmalarından elde edilen gelirler ve daha sayamadığımız bir çok faaliyetler ile adeta insanımız tek yürek oldu. O günlerden yine en akılda kalan bir diğer çalışma da taksicilerin dayanışmasıydı. Taksi şoförleri kendi aralarında başlattıkları kampanya ve topladıkları yardımlarla hafta sonları yangının meydana geldiği alanlara giderek, orada ki mağdur ve yangınzedeler ile gönüllü çalışanlara döner ikram ettiler.
NSW’in balıkları ile ünlü Tathra kasabasında meydana gelen, can kaybının yaşanmadığı ancak bölge halkının maddi zararının büyük olduğu son yangın ile ilgili dikkatler, iklim değişikliğinin etkileri üzerinde odaklandı. Çünkü bu son yangın felaketi Avustralya’da orman yangını sezonunun, bitiminden sonra meydana gelmiş olması iklim değişikliğinin etkisi olduğunu daha çok hissettirdi. Avustralya Yeşiller Partisi’nden Güney Avustralya Senatörü Sarah Hanson-Young, Sky News televizyonuna yaptığı açıklamada orman yangınlarının iklim değişikliği sonucunda daha sık ve daha şiddetli hale geldiğini söyledi. Canberra’da hava sıcaklığının 39 derece civarında seyrettiğini ve orman yangınlarına neden olan bu durumun sıradışı olduğunu söyleyen Hanson-Young, iklim değişikliği sonucunda aşırı hava olaylarının şiddetlendiğini vurguladı. Birleşmiş Milletler (BM) 2017 iklim raporunda iklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle yaşanan doğal afetlerin 2018 yılında da devam edeceğini açıklamıştı. DW Türkçe‘de yer alan habere göre, “2018’in başlangıcında da 2017’de kaldığımız yerden devam ettik ve aşırı iklim olayları birçok can aldı ve yaşama zarar verdi” şeklinde konuşan Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreteri Petteri Taalas, Avustralya ve Arjantin’i sıcak hava dalgaları, Kenya ve Somali’yi kuraklığın ve Güney Afrika’yı da su sıkıntısının vurduğunu açıkladı. Küresel deniz yüzeyi ısısının da 2017 yılında kaydedilen üçüncü en yüksek sıcaklığa ulaştığı ve bunun kutuplardaki buzulların erimesine ve Avustralya’daki mercan kayalıklarının beyazlamasına neden olduğu belirtildi.
Az önce değindiğimiz kampanyalar ile ilgili herhangi bir habere şimdiye kadar rastlamadık ama geç kalınmış da değil! Benzeri çalışmaların, yapılması hem toplumumuzun duyarlılığını gösterir hem de insanlığımızın gereğini. z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au