ERKAM TUFAN AYTAV-TR724,COM
30 Dakika olarak mağduriyetleri elimizden geldiğince dile getirmeye, özel yayınlar yapmaya çalışıyoruz.
Çünkü bunu o dostlarımıza bir vefa olarak görüyoruz.
En son Maden Ailesi’nin dramını ekrana getirdiğimiz gibi daha önce de gözaltında işkence ile öldürülen öğretmen Gökhan Açıkkollu’nun ve Yunanistan’daki muhacirlere yardım içini koşan ve orada vefat eden Hasan Değirmenci’nin yaşadıklarını anlatan, olayın bilinmeyen arka planını ortaya koyan programlar hazırladık.
Maden Ailesi için hazırladığımız özel yayından sonra kabir görüntülerine ulaşınca 6 dakikalık bir başka özel yayın daha yaptık.
Bu ikinci yayını hazırlarken çok heyecanlıydık. Çünkü elim olayın üzerinden 5 ay geçmiş ve ancak kabirlerine ulaşabilmiştik. Maden ailesinin dostları, sevenleri, arkasından gözyaşı dökenleri kabirlerini ilk kez göreceklerdi.
Bu yayından sonra bir şey dikkatimi çekti, izlenme oranı diğer yayınlara göre oldukça düşüktü. Aynı Gökhan Açıkkollu programı gibi.
Gerçi bu yayınlar reyting için yapılmaz, tarihe not düşmek ve vefa adına yapılır.
Bizim de amacımız bu zaten.
Ama bu izlenme oranının oldukça düşük olmasının bir izahı olmalıydı. İnanın günlerdir bunu düşünüyorum.
İzleyici davranışlarının çok iyi analizi gerekir. Nedenleri üzerine kafa patlatmak elzem.
30 Dakika Programı’nın izleyici profilinin ilgisini mi çekmemişti acaba? Duyarsızlıkla mı izah edilebilir? Hayır bu mümkün değil.
Çünkü çok iyi biliyorum ki, insanların içleri kan ağlıyor bu mazlumlar için. Gözyaşları ile dualar ettiklerini evet çok iyi biliyorum.
Peki, bu tür programların izlenmemesinin izahı ne olabilir?
Geldiğim nokta şu: Açılar o kadar büyük ve sürekli ki, insanların bunları izlemeye mecalleri kalmıyor. Yürekleri dayanmıyor.
Evet sürekli, öncekinin acısı kapanmadan her gün yeni bir acı ile yüreklerimiz burkuluyor. Gerçekten yaşananlar kaldırılacak gibi değil. Acılara yoğunlaşınca bir süre sonra insanın psikolojisi bozulabiliyor.
Hüseyin Maden ve sevgili evlatları Nadire ve Feridun’un mülteciler mezarlığındaki üç küçük tümsek halinde duran kabirlerinin görüntüsü, sarsıla sarsala ağlanarak izlenebilir ancak.
Acılar ile dopdolu her yürek buna dayanamaz, takat getiremez.
Yukarıda ifade ettiğim gibi bu yayınları reyting için yapmıyoruz. Tarihe belge sunmak ve bir vefa adına yapıyoruz.
Yapmaya da devam edeceğiz.
Şimdi bu konu ile ilgili birkaç soruyu daha sorup yazımı sonlandırayım. Belki aynı cevap bu sorular için de geçerlidir, bilemiyorum.
Ama bu sorulara da sizler cevap verin.
Maden Ailesi’nin sevenleri, dostları olayın yaşandığı günden bugüne, yani 5 ay boyunca, aşağıdaki soruları sordular mı?
Neden kabirlerine dair tek bir fotoğraf yok?
Nereye defnedildiler?
Kabirleri ne durumda?
Anne Nur Maden ve ortanca kızları Bahar’ın cenazeleri bulundu mu?
Özel eşyalarına ulaşılabildi mi?
İlgilenen birileri var mı?
Sosyal medya vb mecralardan bu taleplerini duyurdular mı?