• ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM
No Result
View All Result
No Result
View All Result
Home YAZARLAR

“Zirvede O vardı!”

Mart 26, 2018
in YAZARLAR
0
Görüntüleme
Share on FacebookShare on Twitter

BU HABERLER İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Gasp edilmiş mal üzerinde tasarruf caiz midir?

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Talat Paşa’dan ‘Saray rejimi’ne uzanan canavar!


“Sekiz defa mahpus, bir defa mebus oldum” diyen Osman Yüksel Serdengeçti, bilgili fakat heyecansız, davasız bir alime Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin hayat mücadelesini anlatarak onu itirazlarından çevirip iknaya çalışıyor.
Hemen o gece Serdengeçti bir rüya görüyor ve gördüğü rüyayı şöyle anlatıyor: 
“Geniş yeşil bir meydan. Meydanda binlerce, on binlerce insan. Bu insanlar hem genişliğine, hem derinliğine meydana yayılmışlar. Omuz omuza göklere kadar yükselmişler. O, onun omuzuna basmış, o onun omuzuna. Böylece bu muazzam insan yığınından adetâ koskoca bir dağ meydana gelmiş… Bu insanların en yükseğinde de Said Nursi Hazretleri… Sanki minarenin alemi gibi… Sanki kâinata Allah’ın varlığını, birliğini işaret eder gibi, bir heybetle duruyor. Ben karşıdayım. Beni gördü. Gülümseyerek iki eliyle selâm verdi. Selâmını aldım. Başı göklere değiyordu. Saçları rüzgarlara karışmıştı. Bütün insanlar ayaklarının altında idi… Omuz omuza vererek onun  dünyadaki mesnetleri haline gelmişlerdi. Rüyada heyecanlanmıştım, uyanıverdim. Daha sonra kendisine bunu anlatınca fevkalâde mütehassis oldular. “O bütün insanların üzerinde gördüğün ben değilim. O Nur’dur, Nur Risaleleridir. Ben bu davanın âciz bir hizmetkârıyım.’ buyurdular.”
Serdengeçti, “Said Nur ve Talebeleri” başlıklı yazında şöyle diyor: “Bahtiyar bir ihtiyar var. Etrafı sekiz yaşından seksen yaşına kadar  bütün nesiller tarafından sarılmış. Yaşlar ayrı, başlar ayrı, işler ayrı… Fakat bu ayrılıkta  gayrılık yok. Hepsi de bir şeye inanmış: Allah’a… Âlemlerin Rabbi olan Allah’a… O’nun ulu peygamberine… O’nun büyük kitabına… Kur’an henüz yeni nâzil olmuş gibi, herkes aradığını bulmuş gibi bir hâl var onlarda. Said Nur ve talebelerini seyrederken, insan kendini âdeta asr-ı saadette hissediyor. Yüzleri nur, içleri nuri, dışları nur… Hepsi huzur içindeler. Temiz, ulvî sonsuz bir şeye bağlanmak; her yerde hazır, nâzır olana, Âlemlerin Yaratıcısına bağlanmak, o yolda yürümek, o yolun  kara sevdalısı olmak… Evet, ne büyük saadet!
“Said Nur, üç devir yaşamış bir ihtiyar. Gün görmüş bir ihtiyar. Üç devir: Meşrutiyet, İttihad ve Terakki, Cumhuriyet. Bu üç devir, büyük devrilişler, yıkılışlar, çökülüşlerle doludur. Yıkılmayan kalmamış. Yalnız bir adam var; o ayakta!.. Şark yaylalarından, güneşin doğduğu yerden İstanbul’a kadar gelen bir adam. İmanı sıradağlar gibi muhkem. Bu adam üç devrin şerirlerine karşı imanlı bağrını siper etmiş. Allah demiş, Peygamber demiş; başka bir şey dememiş. Başı Ağrı Dağı kadar dik ve mağrur. Hiçbir zâlim onu eğememiş; hiçbir alim onu yenememiş. Kayalar gibi çetin, müthiş bir irade. Şimşekler gibi bir zekâ. İşte Said Nur! Divan-ı Harpler, mahkemeler, ihtilâller, inkılâplar… onun için kurulan idam sehpaları, sürgünler… Bu müthiş adamı, bu mâneviyat adamını yolundan çevirememiş! O, bunlara imanından gelen sonsuz bir kuvvet ve cesaretle karşı koymuş. Kur’an-ı Kerim’de: ‘İnanıyorsanız muhakkak üstünsünüz.’ (Âl-i İmran Suresi, 3/139) buyuruluyor. Bu Allah kelâmı, sanki Said Nur’da tecelli etmiş.
“Mahkemelerdeki müdafaalarını okuduk. Bu müdafaalar bir nefis müdafaası değildir, büyük bir davanın müdafaasıdır. Celâdet, cesaret, zekâ eseri şaheseri…
“Niçin Sokrat bu kadar büyüktür? Bir fikir uğruna hayatı hakir gördüğü için değil mi? Said Nur en az bir Sokrat’tır; fakat İslam düşmanları tarafından bir mürteci, bir softa diye takdim olundu. Onlara göre büyük olabilmek için ecnebi olmak gerek! O, mahkemelerden mahkemelere sürüklendi. Mahkûmken bile hükmediyordu. O, hapishanelerden hapishanelere atıldı. Hapishaneler, zindanlar onun sayesinde Medrese-i Yusufiye oldu. Said Nur, zindanları nur, gönülleri nur eyledi. Nice azılı katiller, nice nizam ve ırz düşmanları, bu iman âbidesinin karşısında eridiler, sanki yeniden yaratıldılar. Hepsi halim-selim müminler haline, hayırlı vatandaşlar haline geldiler. Sizin hangi mektepleriniz, hangi terbiye sistemleriniz bunu yapabildi, yapabilir?
“Onu diyar diyar sürdüler. Her sürgün yeri, onun öz vatanı oldu. Nereye gitse, nereye sürülse, etrafı saf, temiz müminler tarafından sarılıyordu. Kanunlar, yasaklar, polisler, jandarmalar, kalın hapisane duvarları, onu mümin kardeşlerinden bir an bile ayıramadı. Büyük mürşidin, talebeleriyle arasına yığılan bu maddi kesafetler; din, aşk, iman sayesinde letâfetler haline geldiler. Kör kuvvetin, ölü maddenin bu tahdit ve tehditleri, ruh âleminin ummanlarında büyük dalgalar meydana getirdi. Bu dalgalar, köy odalarından başlayarak, yer yer her tarafı sardı, üniversitelerin kapılarına kadar dayandı. 
“Gözlerinin nuru sönmüş, iç âlemlerinin ışığı sönmüş, harabeye dönmüş olan körler, bu nurdan, bu ışıktan korktular. Bu aziz adamı, dillerinden hiç eksik etmedikleri ‘İnkilaba, lâikliğe aykırı hareket ediyor.’ diye tekrar tekrar mahkemeye verdiler. Ona zehirler, panzehir oldu, zindanlar dershane… Onun nuru, Kur’an’ın nuru, Allah’ın nuru vatan sınırlarını da aştı. Bütün âlem-i İslamı dolaştı. Şimdi Türkiye’de, her teşekkülün, vatanını seven herkesin, önünde hürmetle durması lâzım gelen bir kuvvet vardır: Said Nur ve talebeleri. Bunların dernekleri yoktur, lokalleri yoktur, yerleri yoktur, yurtları yoktur, partileri patırtıları, nutukları, âlâyişleri, nümayişleri yoktur. Bu, bilinmezlerin, ermişlerin, kendilerini büyük bir davaya vermişlerin şuurlu, imanlı, inançlı kalabalığıdır.”
Şimdi de Hizmet Erleri, kış soğuğu ve ayazından daha şiddetli şartlarda kardelenler gibi, hatta iri güller gibi dipdiridirler ve her mozaikte parlak renklerle yerlerini almaktadırlar.< /div>

PAYLAŞTweet
ÖNCEKİ HABER

MADEN AİLESİ’NİN DRAMI YAYININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

SONRAKİ HABER

AB: Çözüm veya uzlaşma yok

BENZER HABERLER

Zamana direnen değil, onu duyabilen din!
Manşet

Gasp edilmiş mal üzerinde tasarruf caiz midir?

Aralık 14, 2025
Sınırsız kontenjan
Manşet

Kore, Açe ve dünden bugüne dostluklar!

Aralık 7, 2025
3S rejimi: Sömüren, Semiren ve Söven rejimi!
Manşet

Talat Paşa’dan ‘Saray rejimi’ne uzanan canavar!

Aralık 5, 2025
YAZARLAR

Türkiye’den gelen mülteciler daha hızlı entegre oluyor

Aralık 3, 2025
Zamana direnen değil, onu duyabilen din!
Manşet

Hizmet’in isimsiz kadın kahramanları!

Aralık 3, 2025
Sınırsız kontenjan
Manşet

Konumun hakkı

Aralık 1, 2025
  • All
  • Manşet
Zamana direnen değil, onu duyabilen din!
Manşet

Gasp edilmiş mal üzerinde tasarruf caiz midir?

by Ahmet Kurucan
Aralık 14, 2025
0

Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Gaziantep’teki “Türkiye Uluslararası İslam, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi”ne (eski adıyla Zirve Üniversitesi) rektör olarak atanmış. Bu...

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’den, Bahçeli’ye ziyaret

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’den, Bahçeli’ye ziyaret

Aralık 13, 2025
Ülke basın özgürlüğünde de nal topluyor: Türkiye, 180 ülke arasında 159. sırada

Dosya sessizce kapatıldı: Erdoğan, ‘Akbil davası’ndan 26 yıl sonra nasıl beraat etti?

Aralık 13, 2025
Hakan Şükür, bahis operasyonu için: “Futbol, tüm otoriter rejimlerde en rahat kullanılan alan”

Hakan Şükür, bahis operasyonu için: “Futbol, tüm otoriter rejimlerde en rahat kullanılan alan”

Aralık 13, 2025
ABD, Gazze’de savaş suçu kanıtlarını görmezden gelmiş

BM’den İsrail kararı: Gazze’ye insani yardımın ulaşmasına izin verin

Aralık 13, 2025
16 yaş altını ‘Sosyal medya yasağı’ Avustralya Anayasa Mahkemesi’nde

16 yaş altını ‘Sosyal medya yasağı’ Avustralya Anayasa Mahkemesi’nde

Aralık 13, 2025

İLETİŞİM

info@zamanaustralia.com.au australiazaman@hotmail.com

Sydney Ofisi telefonu

+61 02 96496006

27 Queen Street Auburn NSW 2144 Australia

AVUSTRALYA REHBERİ

 

    • Yurtdışında yaşam şartları ve göçmen alan 8 ülke
    • Ücretsiz tercüme hizmetinden nasıl faydalanabilirim?
    • Avustralya Hakkında Genel Bilgi
    • Avustralya’daki Kutsal Kaya: Uluru
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • ANA SAYFA
  • GÜNDEM
  • YAZARLAR
  • DÜNYA
  • POLİTİKA
  • EKONOMİ
  • RÖPORTAJ
  • SPOR
  • ZULÜM GÜNLÜĞÜ
  • VİDEO HABERLER
  • DİĞER
    • UZAK DOĞU
    • AVRASYA
    • AVRUPA
    • AMERİKA
    • AİLEM
    • TEKNOLOJİ
    • KONUK YORUM