Cumhuriyet Halk Partisi PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, BirGün Gazetesine konuk oldu. Böke, yükselen ve çift hanelere demir atan enflasyon ile beraber kurdaki artışa dair yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’de çift hanelere yapışmış bir enflasyon var. Türk Lirası değer kaybettikçe de bunun artması ihtimalinin güçlendiği bir tablo ile karşı karşıyayız. Yapısal sorunlar enflasyona yol açıyor. Enflasyon bir maliyettir. Bu maliyeti bu halk ne kadar daha taşıyabilir sorusunun yanıtı 80 milyon insan veriyor. Veya başka bir mesele de yüksek faizler. Bugün Türkiye’de faizlerin yüksek olmasının en büyük sorumlusu Saray’ın kendisi. Bir faiz lobisi arıyorsak da bakmamız gereken yer Beştepe’dir” ifadelerini kullandı.
Selin Sayek Böke, kurlardaki yükseliş hakkında şunları söyledi:
- “Bir algı yaratılmaya çalışıyor. Baştan şu tespiti yapmak lazım. Gelip geçici bir şey yaşamıyoruz. Bu yapısal bir problem. İkincisi ise küçük bir kısmı küresel olsa bile büyük kısmı yerli ve milli olarak Türkiye hikâyesi. AKP’nin siyasi ve ekonomik yapısından çıkan sonuçların tezahürü yaşanıyor. Türk Lirası’nı bir sonuç olarak okumak gerek. Yansıtılan sonucu tartışmak gerek.
- Cari açığımız var. Bu borç olduğu sürece herhangi bir şeyde yanlış yaptığınızda, mesela hukuku engellediğinizde, yayınları kapattığınızda, size borç vereceklere güven veremiyorsunuz.
- Mesele küresel bir problem olsa Türk Lirası değer kaybetse, liraya benzeyen para birimleri de kaybeder. Ama Türk Lirası hep tek başına değer kaybediyor. Bu yüzden mesele küresel bir mesele değil, Türkiye portresi.
- Türkiye’nin büyümesi üretim kapasitesinin arttırılarak yaratılan bir büyüme değil. Talep temelli bir büyüme yaşıyoruz.
- Bu ülkenin gencine, çocuğuna, kadınına yatırım yapılsaydı, kapasitemizi arttıran bir harcama olurdu. Öyle olsaydı da enflasyon olmazdı, güvence olurdu. Muhteşem bir coğrafi konumdayız. Birçok farklı kültüre ve pazara ulaşma imkanımız var. Akılcı olsak bunun ekonomik refahından da faydalanırdık.
- Bütçeler çok somut siyasi metinlerdir. Bütçe nedir? Var olan kaynaklarınızı nasıl kullanacağınızı gösteren metinlerdir. Rantçı sermayeden yana sınıf siyaseti AKP’nin bütçe tercihini gösteriyor. Vergiyi asgari ücretten toplamaktan yerine sermayedarlardan toplarsın. Böylelikle halkçı ve emekten yana sınıf siyaseti güdersiniz.
- İşsizlik Sigorta Fonu, yıllardır bu ülkede işveren teşvikleri için kullanılıyor. Teşvik paketleri açıklandığı işverenler için oluyor. Neden teşvik paketleri emeğe aktarılmasın? AKP’nin bütçesi siyasidir ve rantçıdır. Yeni bir bütçe tasarlanmalı ve halkçı olmalı.
- Merkez Bankası, Saray’ın odağından kurtarılmalı. Kullanacağı araçları kendisi karar vermeli. Erdoğan çıkıp faiz kararıyla ilgili “Arkamızdan iş çeviriyorlar” dedi. MB kendi kararlarını kendi uygulaması lazım, Saray değil.
- Türk Lirası’nda 10 kuruşluk değer kaybı 2.2 milyar ₺ zarar getirdi.
- Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu borçlanma 235 milyar dolar. Bu kaynağı 2019’a kadar öteleyip ötelememe sorunu soruyorsak, AKP’nin krizini gösterir. AKP iktidarı Türkiye ekonomisinin en büyük engelidir.
- AKP’nin böyle bir ekonomik politikası varsa, AKP iktidarının olmadığı bir geleceği hep birlikte kurmak zorundayız.
Cumhuriyet Halk Partisi PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, BirGün Gazetesine konuk oldu. Böke, yükselen ve çift hanelere demir atan enflasyon ile beraber kurdaki artışa dair yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’de çift hanelere yapışmış bir enflasyon var. Türk Lirası değer kaybettikçe de bunun artması ihtimalinin güçlendiği bir tablo ile karşı karşıyayız. Yapısal sorunlar enflasyona yol açıyor. Enflasyon bir maliyettir. Bu maliyeti bu halk ne kadar daha taşıyabilir sorusunun yanıtı 80 milyon insan veriyor. Veya başka bir mesele de yüksek faizler. Bugün Türkiye’de faizlerin yüksek olmasının en büyük sorumlusu Saray’ın kendisi. Bir faiz lobisi arıyorsak da bakmamız gereken yer Beştepe’dir” ifadelerini kullandı.
Selin Sayek Böke, kurlardaki yükseliş hakkında şunları söyledi:
- “Bir algı yaratılmaya çalışıyor. Baştan şu tespiti yapmak lazım. Gelip geçici bir şey yaşamıyoruz. Bu yapısal bir problem. İkincisi ise küçük bir kısmı küresel olsa bile büyük kısmı yerli ve milli olarak Türkiye hikâyesi. AKP’nin siyasi ve ekonomik yapısından çıkan sonuçların tezahürü yaşanıyor. Türk Lirası’nı bir sonuç olarak okumak gerek. Yansıtılan sonucu tartışmak gerek.
- Cari açığımız var. Bu borç olduğu sürece herhangi bir şeyde yanlış yaptığınızda, mesela hukuku engellediğinizde, yayınları kapattığınızda, size borç vereceklere güven veremiyorsunuz.
- Mesele küresel bir problem olsa Türk Lirası değer kaybetse, liraya benzeyen para birimleri de kaybeder. Ama Türk Lirası hep tek başına değer kaybediyor. Bu yüzden mesele küresel bir mesele değil, Türkiye portresi.
- Türkiye’nin büyümesi üretim kapasitesinin arttırılarak yaratılan bir büyüme değil. Talep temelli bir büyüme yaşıyoruz.
- Bu ülkenin gencine, çocuğuna, kadınına yatırım yapılsaydı, kapasitemizi arttıran bir harcama olurdu. Öyle olsaydı da enflasyon olmazdı, güvence olurdu. Muhteşem bir coğrafi konumdayız. Birçok farklı kültüre ve pazara ulaşma imkanımız var. Akılcı olsak bunun ekonomik refahından da faydalanırdık.
- Bütçeler çok somut siyasi metinlerdir. Bütçe nedir? Var olan kaynaklarınızı nasıl kullanacağınızı gösteren metinlerdir. Rantçı sermayeden yana sınıf siyaseti AKP’nin bütçe tercihini gösteriyor. Vergiyi asgari ücretten toplamaktan yerine sermayedarlardan toplarsın. Böylelikle halkçı ve emekten yana sınıf siyaseti güdersiniz.
- İşsizlik Sigorta Fonu, yıllardır bu ülkede işveren teşvikleri için kullanılıyor. Teşvik paketleri açıklandığı işverenler için oluyor. Neden teşvik paketleri emeğe aktarılmasın? AKP’nin bütçesi siyasidir ve rantçıdır. Yeni bir bütçe tasarlanmalı ve halkçı olmalı.
- Merkez Bankası, Saray’ın odağından kurtarılmalı. Kullanacağı araçları kendisi karar vermeli. Erdoğan çıkıp faiz kararıyla ilgili “Arkamızdan iş çeviriyorlar” dedi. MB kendi kararlarını kendi uygulaması lazım, Saray değil.
- Türk Lirası’nda 10 kuruşluk değer kaybı 2.2 milyar ₺ zarar getirdi.
- Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu borçlanma 235 milyar dolar. Bu kaynağı 2019’a kadar öteleyip ötelememe sorunu soruyorsak, AKP’nin krizini gösterir. AKP iktidarı Türkiye ekonomisinin en büyük engelidir.
- AKP’nin böyle bir ekonomik politikası varsa, AKP iktidarının olmadığı bir geleceği hep birlikte kurmak zorundayız.
Cumhuriyet Halk Partisi PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, BirGün Gazetesine konuk oldu. Böke, yükselen ve çift hanelere demir atan enflasyon ile beraber kurdaki artışa dair yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’de çift hanelere yapışmış bir enflasyon var. Türk Lirası değer kaybettikçe de bunun artması ihtimalinin güçlendiği bir tablo ile karşı karşıyayız. Yapısal sorunlar enflasyona yol açıyor. Enflasyon bir maliyettir. Bu maliyeti bu halk ne kadar daha taşıyabilir sorusunun yanıtı 80 milyon insan veriyor. Veya başka bir mesele de yüksek faizler. Bugün Türkiye’de faizlerin yüksek olmasının en büyük sorumlusu Saray’ın kendisi. Bir faiz lobisi arıyorsak da bakmamız gereken yer Beştepe’dir” ifadelerini kullandı.
Selin Sayek Böke, kurlardaki yükseliş hakkında şunları söyledi:
- “Bir algı yaratılmaya çalışıyor. Baştan şu tespiti yapmak lazım. Gelip geçici bir şey yaşamıyoruz. Bu yapısal bir problem. İkincisi ise küçük bir kısmı küresel olsa bile büyük kısmı yerli ve milli olarak Türkiye hikâyesi. AKP’nin siyasi ve ekonomik yapısından çıkan sonuçların tezahürü yaşanıyor. Türk Lirası’nı bir sonuç olarak okumak gerek. Yansıtılan sonucu tartışmak gerek.
- Cari açığımız var. Bu borç olduğu sürece herhangi bir şeyde yanlış yaptığınızda, mesela hukuku engellediğinizde, yayınları kapattığınızda, size borç vereceklere güven veremiyorsunuz.
- Mesele küresel bir problem olsa Türk Lirası değer kaybetse, liraya benzeyen para birimleri de kaybeder. Ama Türk Lirası hep tek başına değer kaybediyor. Bu yüzden mesele küresel bir mesele değil, Türkiye portresi.
- Türkiye’nin büyümesi üretim kapasitesinin arttırılarak yaratılan bir büyüme değil. Talep temelli bir büyüme yaşıyoruz.
- Bu ülkenin gencine, çocuğuna, kadınına yatırım yapılsaydı, kapasitemizi arttıran bir harcama olurdu. Öyle olsaydı da enflasyon olmazdı, güvence olurdu. Muhteşem bir coğrafi konumdayız. Birçok farklı kültüre ve pazara ulaşma imkanımız var. Akılcı olsak bunun ekonomik refahından da faydalanırdık.
- Bütçeler çok somut siyasi metinlerdir. Bütçe nedir? Var olan kaynaklarınızı nasıl kullanacağınızı gösteren metinlerdir. Rantçı sermayeden yana sınıf siyaseti AKP’nin bütçe tercihini gösteriyor. Vergiyi asgari ücretten toplamaktan yerine sermayedarlardan toplarsın. Böylelikle halkçı ve emekten yana sınıf siyaseti güdersiniz.
- İşsizlik Sigorta Fonu, yıllardır bu ülkede işveren teşvikleri için kullanılıyor. Teşvik paketleri açıklandığı işverenler için oluyor. Neden teşvik paketleri emeğe aktarılmasın? AKP’nin bütçesi siyasidir ve rantçıdır. Yeni bir bütçe tasarlanmalı ve halkçı olmalı.
- Merkez Bankası, Saray’ın odağından kurtarılmalı. Kullanacağı araçları kendisi karar vermeli. Erdoğan çıkıp faiz kararıyla ilgili “Arkamızdan iş çeviriyorlar” dedi. MB kendi kararlarını kendi uygulaması lazım, Saray değil.
- Türk Lirası’nda 10 kuruşluk değer kaybı 2.2 milyar ₺ zarar getirdi.
- Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu borçlanma 235 milyar dolar. Bu kaynağı 2019’a kadar öteleyip ötelememe sorunu soruyorsak, AKP’nin krizini gösterir. AKP iktidarı Türkiye ekonomisinin en büyük engelidir.
- AKP’nin böyle bir ekonomik politikası varsa, AKP iktidarının olmadığı bir geleceği hep birlikte kurmak zorundayız.
Cumhuriyet Halk Partisi PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, BirGün Gazetesine konuk oldu. Böke, yükselen ve çift hanelere demir atan enflasyon ile beraber kurdaki artışa dair yaptığı değerlendirmede, “Türkiye’de çift hanelere yapışmış bir enflasyon var. Türk Lirası değer kaybettikçe de bunun artması ihtimalinin güçlendiği bir tablo ile karşı karşıyayız. Yapısal sorunlar enflasyona yol açıyor. Enflasyon bir maliyettir. Bu maliyeti bu halk ne kadar daha taşıyabilir sorusunun yanıtı 80 milyon insan veriyor. Veya başka bir mesele de yüksek faizler. Bugün Türkiye’de faizlerin yüksek olmasının en büyük sorumlusu Saray’ın kendisi. Bir faiz lobisi arıyorsak da bakmamız gereken yer Beştepe’dir” ifadelerini kullandı.
Selin Sayek Böke, kurlardaki yükseliş hakkında şunları söyledi:
- “Bir algı yaratılmaya çalışıyor. Baştan şu tespiti yapmak lazım. Gelip geçici bir şey yaşamıyoruz. Bu yapısal bir problem. İkincisi ise küçük bir kısmı küresel olsa bile büyük kısmı yerli ve milli olarak Türkiye hikâyesi. AKP’nin siyasi ve ekonomik yapısından çıkan sonuçların tezahürü yaşanıyor. Türk Lirası’nı bir sonuç olarak okumak gerek. Yansıtılan sonucu tartışmak gerek.
- Cari açığımız var. Bu borç olduğu sürece herhangi bir şeyde yanlış yaptığınızda, mesela hukuku engellediğinizde, yayınları kapattığınızda, size borç vereceklere güven veremiyorsunuz.
- Mesele küresel bir problem olsa Türk Lirası değer kaybetse, liraya benzeyen para birimleri de kaybeder. Ama Türk Lirası hep tek başına değer kaybediyor. Bu yüzden mesele küresel bir mesele değil, Türkiye portresi.
- Türkiye’nin büyümesi üretim kapasitesinin arttırılarak yaratılan bir büyüme değil. Talep temelli bir büyüme yaşıyoruz.
- Bu ülkenin gencine, çocuğuna, kadınına yatırım yapılsaydı, kapasitemizi arttıran bir harcama olurdu. Öyle olsaydı da enflasyon olmazdı, güvence olurdu. Muhteşem bir coğrafi konumdayız. Birçok farklı kültüre ve pazara ulaşma imkanımız var. Akılcı olsak bunun ekonomik refahından da faydalanırdık.
- Bütçeler çok somut siyasi metinlerdir. Bütçe nedir? Var olan kaynaklarınızı nasıl kullanacağınızı gösteren metinlerdir. Rantçı sermayeden yana sınıf siyaseti AKP’nin bütçe tercihini gösteriyor. Vergiyi asgari ücretten toplamaktan yerine sermayedarlardan toplarsın. Böylelikle halkçı ve emekten yana sınıf siyaseti güdersiniz.
- İşsizlik Sigorta Fonu, yıllardır bu ülkede işveren teşvikleri için kullanılıyor. Teşvik paketleri açıklandığı işverenler için oluyor. Neden teşvik paketleri emeğe aktarılmasın? AKP’nin bütçesi siyasidir ve rantçıdır. Yeni bir bütçe tasarlanmalı ve halkçı olmalı.
- Merkez Bankası, Saray’ın odağından kurtarılmalı. Kullanacağı araçları kendisi karar vermeli. Erdoğan çıkıp faiz kararıyla ilgili “Arkamızdan iş çeviriyorlar” dedi. MB kendi kararlarını kendi uygulaması lazım, Saray değil.
- Türk Lirası’nda 10 kuruşluk değer kaybı 2.2 milyar ₺ zarar getirdi.
- Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu borçlanma 235 milyar dolar. Bu kaynağı 2019’a kadar öteleyip ötelememe sorunu soruyorsak, AKP’nin krizini gösterir. AKP iktidarı Türkiye ekonomisinin en büyük engelidir.
- AKP’nin böyle bir ekonomik politikası varsa, AKP iktidarının olmadığı bir geleceği hep birlikte kurmak zorundayız.