‘İnanç Özgürlüğü Raporu’ hazırlayan ABD Dışişleri Bakanlığı, 200 ülke ve bölgeyi değerlendirerek, Türkiye’de cemaate yönelik gerçekleştirilen nefret operasyonlarına büyük önem gösterdi.
Amerika Dışişleri Bakanlığı, 200 ülke ve bölgeyi kapsayan ‘İnanç Özgürlüğü Raporu‘nda Türkiye’de yapılan zulüm ve nefret operasyonları büyük eleştiriye maruz kaldı. Amerika’nın Sesi’nin bildirdiğine göre, raporda Olağanüstü Hal Uygulaması hatırlatılıyor ve 15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden bu yana devam eden olan operasyonlara dikkat çekiliyor. Raporda ‘sürgündeki din adamı’ olarak tanımlanan Fethullah Gülen ve cemaatine üye olduğu gerekçesiyle en az 50 bin kişinin polis tarafından gözaltına aldığı ya da tutuklandığı belirtiliyor. Türkiye’de din işlerinin düzenlendiği Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bulunduğu ve operasyonlar kapsamında bu kurumdan da dört binden fazla kişinin işten çıkarıldığı ifade ediliyor. Rapora göre ABD, Gülen Hareketi’ne mensup kişilerin toplam sayısının 4 milyon kadar olduğu tahmin ediliyor.
Lozan anlaşmasını eleştirdiler
Türkiye’nin ayrıca bir grubun dini inançlarına saygısızlık yaptıkları gerekçesiyle bireyleri yargıladığı ve 1923’te imzalanan ve gayri Müslimlerin azınlık haklarını içermeyen Lozan Anlaşması kapsamında gayrimüslimlerin dini özgürlüklerini sınırlamaya devam ettiği öne sürülüyor.
‘Aleviler şiddetle karşı karşıya’
Raporda devletin Alevileri Müslümanlığa aykırı bir kesim olarak görmeye ve cemevlerini ibadet yeri olarak kabul etmemeye devam ettiği ifade ediliyor. Alevilerin şiddet tehdidiyle karşı karşıya oldukları belirtiliyor. Benzer şekilde Türkiye’deki azınlık inanç gruplarının kendi ibadet merkezlerini açmak, din adamlarını yetiştirebilmek ve çocuklarının zorunlu din derslerini almamasını sağlamak gibi konularda sıkıntılar yaşamayı sürdürdükleri belirtiliyor. Türkiye’de Alevilerin, Yahudilerin, Protestanların ve Sünni Müslümanların da başta IŞİD olmak üzere çeşitli gruplar tarafından tehdit edildikleri ifade ediliyor. Dikkat çekilen noktalardan biri de bazı Alevi vatandaşların yaşadıkları evlerin kapılarına çarpı (X) işareti yazılmış olması.
Kilise restorasyonları övüldü
Bu noktada 5 kilisenin de arazileriyle ilgili sorunlarının devam ettiği hatırlatılıyor. Buna karşın hükümetin azınlık grupların güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili devletin hizmet sunmaya ve bazı inanç merkezlerinin de yenilenmesi ve restore edilmesi için de kaynak sağlamaya devam ettiğine işaret ediliyor. Bununla birlikte Caferi inancına yönelik yayınlar yapan iki televizyon kanalının da terör propagandası yaptıkları iddiasıyla hükümet tarafından kapatıldığı hatırlatılıyor.
TV’lerdeki Yahudi düşmanlığı
Bununla birlikte Yahudi karşıtı söylemlerin de devam ettiği bu çerçevede bazı televizyon yorumcularının ekranlarda ve gazetelerde 2016 darbe girişiminin arkasında Yahudilerin olduğu şeklinde iddialarda bulunmayı sürdürdükleri belirtiliyor. Rapora göre aynı kişiler İstanbul’daki Fener Rum Patriği’ni de benzer söylemlerle suçluyorlar. Bazı televizyon dizilerinde de özellikle Yahudilerle ilgili kışkırtıcı nitelikte yayınlar yapıldığına dikkat çekiliyor. Bu noktada Padişah Abdülhamit’i anlatan “Payitaht” adlı dizide özellikle Yahudilerin kötülendiği ve şeytanlaştırıldığı belirtilirken Yahudi cemaatinin de bu durumdan endişe ve kaygı duyduğu ifade ediliyor.
Kiliselere saldırılar
Kimliği belirsiz kişilerin Türkiye’de Ortodoksların, Katoliklerin, Protestanların ve Alevilerin ibadet yerlerine saldırarak zarar verdikleri, Malatya’da bir Protestan kilisesinin saldırıya uğradığı ifade ediliyor.
‘ABD’li diplomatlar sürekli uyarıyor’
Amerikan Büyükelçisi de dahil olmak üzere Türkiye’ye ziyaretler gerçekleştiren Amerikalı diplomatların ve elçilik görevlilerinin de Türk hükümet yetkilileriyle inanç özgürlüğü konusunda devamlı iletişim halinde oldukları belirtiliyor. Amerikan hükümetinin Türkiye’yi inanç grupları üzerindeki baskıların kaldırılması, inanç konusunda ayrımcılık yapılmaması ve inanç gruplarına ait mülklerin iadesi konularında uyarılarda bulunduğu hatırlatılıyor. Amerikalı diplomat ve yetkililerin bu çerçevede Türkiye’de yaşayan Yunan Ortodokslar, Yahudiler, Ermeniler, Protestanlar, Aleviler ve Suriyeli Ortodokslar gibi çok sayıda azınlığa mensup grupların liderleriyle de temaslar bulundukları belirtiliyor. Farklı inanç gruplarına mensup kişilerin İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde ve Türkiye’nin Güneydoğu bölgesinde yaşadıkları belirtiliyor. Rakamların yaklaşık oldukları vurgusu yapılarak yüzde 99’ü Müslüman olan Türkiye’de; 90 bin Ermeni Ortodoks, 25 bin Katolik, 25 bin Suriyeli Ortodoks ve 16 bin Yahudi vatandaşın yaşadığı ifade ediliyor.
Rahip Brunson Vurgusu
Amerika Dışişleri Bakanlığı’nın İnanç Özgürlüğü Raporu’nun Türkiye kısmında dikkat çekilen konulardan biri de Türkiye’de sözde F… soruşturması kapsamında tutuklu bulunan Rahip Andrew Brunson. Raporda Amerika Dışişleri Bakanı’nın 15 Ağustos tarihinde Amerikalı rahibin serbest bırakılması çağrısında bulunduğu hatırlatılıyor. Raporda Amerikan hükümetinin de bu davayla ilgili olarak hukuk dışı değerlendirmesini yaptığı belirtiliyor.