Cezaevinde tutsak
olan Cumhurbaşkanı adayı HDP Eş Genel eski Başkanı Milletvekili Selahattin Demirtaş,
medyaya röportaj vermeye devam ediyor. Atrigerck’in sorularını cevaplandıran Demirtaş,
Hapiste olduğu için
aday olmayacağını düşünenlerin hesaplarını bozdu. Demirtaş, sorulara verdiği cevapta ‘umut’ ve ‘cesaret’ dilini bir kez
daha öne çıkararak: “Gelin
el ele verelim, bu korkunç kutuplaşmayı ortadan kaldıralım. Önümüzdeki seçimleri
demokrasinin ve kardeşliğin düğününe dönüştürelim. İnanın yapabiliriz; inanın
ve yapalım” dedi.
OHAL’i
‘olağanlaştıran’ eşitsiz seçim propaganda sürecinde, duvarların ardındaki
Selahattin Demirtaş’a sorularımızı yönelttik. Avukatları aracılığı ile
sorularımızı yanıtladı. “Umut” ve “cesaret” dilini bir kez daha öne çıkardı.“Halk bitti
demeyinceye kadar kimse bitti diyemiyor” sözleriyle herkese mesaj veren
Demirtaş, ikinci tura kalması durumunda tarafsız cumhurbaşkanı ilkesine atıf
yaparak HDP ile bir protokol imzalayacağını, bunu da kamuoyu ile paylaşacağını
söyledi.
GÜCÜMÜ HALKTAN ALIYORUM
Selahattin
Demirtaş, “içeride” ama “dışarıda” gibi. Bu enerjiyi nereden buluyorsunuz?
Hamaset gibi
algılanmasın ama gerçekten, gücümü de moralimi de halktan alıyorum. Doğrudan
halkın sahiplenmesi ve dayanışması beni ayakta tutuyor. Başka da bir şeye
ihtiyaç duymuyorum zaten. Onlardan aldığım morali enerjiye dönüştürüp dışarıya
göndermeye çalışıyorum. Özgürlük mücadelesine yürekten inanarak ve bağlı
kalarak yapıyorum bunu.
Adaylığınız genel
bir heyecan yarattı. Özellikle memleketin batısında. 7 Haziran seçimleri sonrası
“emanet oy” tartışmasını hatırlatırsam, HDP Türkiye partisi iddiasını hala
taşıyor mu?
Taşımaması için
hiçbir gerekçemiz veya mazeretimiz olamaz. Ezilen halkların, kimliklerin,
sınıfların ve cinsiyetlerin ülkesidir Türkiye. Türkiyelilik de, bu kesimlerin
haklarını savunurken ayrım yapmamaktır. Yoksa Türkçü bir parti olmak değildir.
Adaylığımın, memleketin sadece batısında değil, her yerinde heyecanla
karşılanmış olmasından mutluluk duyuyorum.
Sizin adaylığınızın
sembolik bir anlamı da var. Hem siyasi rehineliğinize bir yanıt, hem de HDP’nin
7 Haziran’daki iddiasını taşıdığına da bir gönderme. Selahattin Demirtaş olarak
siz adaylığınızı nasıl yorumluyorsunuz?
Benim için büyük
bir onurdur. Halkın büyük bir çoğunluğunun desteği ve isteği olduğunu biliyordum
zaten. Partim de, bunu toplantılarla bir kez daha teyit edip görevi bana verdi.
Elbette, beni burada siyaseten gömmeye çalışan herkese iyi bir mesajdır bu aynı
zamanda. Halk bitti demeyinceye kadar kimse bitti diyemiyor sonuçta. Ben bile
diyemem. HDP’nin, halkın bana ihtiyacı varsa bundan geri durmak olmazdı. Ben
eşbaşkanlığı bırakırken, mücadeleyi bırakmadığımın altını defalarca çizmiştim.
Halkın ve partimin emrinde olacağımı belirtmiştim. Şimdi o gün geldi ve halkın
bu emrini memnuniyetle karşılayıp, onlara layık olmaya çalışacağımı söyledim.
HDP’nin 7 Haziran’da başlayan yürüyüşü devam ediyor, edecek.
“İçeriden” nasıl bir propaganda ya da seçim
çalışması yürüteceksiniz? Sosyal medyayı daha mı etkin kullanacaksınız?
Avukatlar ve
mektuplar aracılığıyla dışarıya gönderdiğim açıklamalar ve mesajlar dışında pek
bir imkânım yok. Sosyal medya hesabımı da mesajlarımı iletmek için aktif
kullanmaya çalışıyorum. Ama seçim çalışmalarını ben değil, dışarıdaki milyonlar
yürütecek. Bu belki mecburen böyle olacak ve eminim çok daha iyi olacak. Çünkü
bir değil, milyonlarca Demirtaş’ın seçim çalışması yapacak olması hem daha
demokratik hem daha etkilidir.
Parlamenter sistem
diyecek mi Selahattin Demirtaş?
Evet, elbette daha
demokratik bir parlamenter sistemi savunuyorum.
DİLİM HEP KAPSAYICI
OLDU, DEĞİŞMEYECEK
18 Nisan’da
açıklanan erken seçim kararının bir gün sonrasında, Twitter hesabınızdan “Gelin
el ele verelim, bu korkunç kutuplaşmayı ortadan kaldıralım. Önümüzdeki seçimleri
demokrasinin ve kardeşliğin düğününe dönüştürelim. İnanın yapabiliriz; inanın
ve yapalım” demiştiniz. Demirtaş, seçim propaganda sürecinde nasıl bir dili öne
çıkaracak?
Benim dilim ve
üslubum bugüne kadar hep kapsayıcı, kucaklayıcı ve barışçıl olmuştur. Bu benim
doğal halim. Başka türlüsünü bilmiyorum zaten.
ONLAR HDP’Yİ KABUL
EDECEK KADAR DEMOKRATİK PERSPEKTİFE SAHİP DEĞİLLER
HDP’nin “sıfır
baraj” ittifakına sıcak baktığı biliniyordu. Ancak CHP, İYİ Parti, Saadet
Partisi ve Demokrat Parti ittifakında HDP yer almadı. HDP’nin ittifak dışı
bırakılması, baraj sorunu olmamasından dolayı mı?
Hayır, onların
HDP’yi kabul edecek kadar demokratik bir perspektife ve anlayışa sahip
olmamalarından dolayı. Bu partilerin tamamı, Türkçülük ortak paydasında anlaşmakta
hiçbir sorun yaşamıyor. Biz ne Türkçü ne de Kürtçüyüz. Çok kültürlülüğü ve çok
kimlikliliği esas alıyoruz. Sıkıntıları bundandır.
HDP bu seçimde neyi
öncelemeli? Daha açarsam İYİ Parti’nin HDP fobisine karşı bir tavır mı almalı
İttifak’a karşı, yoksa Ak Parti iktidarını zayıflatmayı mı öncelemeli?
HDP, kendini
anlatacak. Herhangi bir karşıtlık üzerinden söylem ve politika üretmeyecek. Her
yerde, herkese Türkiye’nin temel sorunlarının çözümü için önerilerini
anlatacak. Biz iktidar alternatifiyiz ve bunu projelerimizle, fikirlerimizle
ortaya koyacağız.
İkinci turda
HDP’nin tavrının ne olacağını düşünüyorsunuz? CHP’den Muharrem İnce ya da İYİ
Parti’den Meral Akşener ikinci tura kalırsa HDP destek verir mi?
HDP, ikinci turda
kimi destekleyeceği konusunda hiç mi hiç zorlamayacak. Çünkü ikinci turda da
ben olacağım. Asıl, diğer partiler şimdiden bunu düşünüp, buna yoğunlaşsalar
iyi olur.
HDP’nin baraj altı
kalması durumunda Meclis aritmetiği “Cumhur İttifakı”na yarayacak. Sizce karşı
blok bunu nasıl göze alıyor?
“HDP’nin
parlamentoda olmasındansa, Erdoğan’ın tek adamlığı evlâdır” diyorlar herhalde.
Bunu onlara sormak lazım.
Seçimler ikinci
tura kalırsa HDP kilit parti olacak mı? Neden?
Tabii ki kilit
parti olacak. Muhtemelen, ikinci turda ben ile başka bir aday yarışacağız ve
HDP kimi desteklerse yüzde 100 ihtimalle o kişi kazanacak. Bu kadar nettir.
Herkesin hesabını kitabını buna göre yapması lazım.
Umarım ikinci turda
da HDP beni destekler. (Burada gülücük var) Çünkü kimin
Cumhurbaşkanı olacağı HDP’lilerin tavrına göre kesinleşecek. HDP’liler bunu
yaparken de, hem geçmişe hem şimdiye hem de geleceğe aynı anda bakıp karar
verecektir. Ben ikinci turda da HDP’nin desteğini alabilmek için, HDP’nin
ilkelerine ve beklentilerine azami dikkati kesinlikle göstereceğim. Samimi
olacağım ve ikinci turda kazanırsam neler yapacağıma dair HDP ile bir protokol
imzalayıp kamuoyuna açıklayacağım. Diğer adaylar ne yapar, nasıl davranır
bilemem, ama HDP’nin bunun dışında hiçbir yaklaşımı kabul etmeyeceğini
düşünüyorum. Bunu hangi aday yaparsa o kazanır ve buna en yakın aday da benim
elbette.
BENİM
DOKUNULMAZLIĞA İHTİYACIM YOK
Milletvekili adayı
olamayacaksınız Cumhurbaşkanlığı adaylığı için. Neden bu tercih?
Aslında
arkadaşlarım (Genel Merkezimiz) beni düşünerek milletvekili adaylığı önerdiler,
ama ben kabul etmedim. “Benim dokunulmazlığa falan ihtiyacım yok. Ben hiçbir
suç işlemedim ve bu taraflı yargıya rağmen, içeride de olsam mücadelemi
sürdürürüm” dedim. Derdim kendimi korumak olsaydı zaten içeri girmeyebilirdim.
Bana düşen şey,
halkın beklentisi doğrultusunda, Cumhurbaşkanlığı yarışında partim ve halkım
adına iddialı olduğumuzu ortaya koymak olmalıydı, ben de tereddütsüz böyle
davrandım. Bu benim halka karşı “onur borcumdu”. Bu borcu ödemeden gitsem gözüm
arkada kalırdı.
HEP CESARETE VE
UMUDA VURGU YAPTIM
“Dışarıya” nasıl
bir mesajınız olacak?
Zorba yönetimler ve
diktatörlükler, “korku” sayesinde ayakta kalabilirler. Korku yıkılırsa zorbalık
da yıkılır. Bazen bu cesareti ortaya koymak ağır bedeller ödemeyi de
gerektirebilir. Ama bu ağır bedeli ortaya koymaktan çekinirsek zorbalık bütün
toplumu uzun yıllar teslim almayı başarır. Bu nedenle, ben hep cesarete ve
umuda vurgu yaptım. Bugün de buna ihtiyaç var biliyorum. Bu dönemde
cesaretlerini ortaya koymaları beklenen demokratik siyaset alanındaki bazı
öncülerimiz maalesef bunu yapmadılar, ama halk buna rağmen kendi mücadelesinin öncülüğünü
kendisi yaptı ve partiyi korudu.
Şimdi bu seçim
kampanyası vesilesiyle, başta gençler ve kadınlar olmak üzere tüm halkımız en
büyük çalışmayı yaparsa, bu düzeni kesinlikle yıkacağız. 24 Haziran’da HDP
iktidar olacak. Herkes buna inansın ve yapalım.