Babasının şikayetiyle tutuklanmasına
rağmen Atina’da sanatı, flütü ve resimleriyle hayata tutunmayı başaran mülteci
Adem öğretmen, azim ve ümit dolu hikayesini anlattı.
Babasının ihbarı ile 18 ay cezaevinde tutuklu kalan Türkçe öğretmeni Adem
Korkut (28) gözaltı sürecinde yaşadığı işkenceleri anlattı. Tahliye edildikten
sonra Korkut, Atina’ya zorunlu göçe çıktı. Adem Korkut, 15 Temmuz darbe
girişiminden yaklaşık bir ay sonra babasının ihbarı ile Zonguldak’ta dedesinin
evinden alınıp cezaevine konulmuştu.
Babasının, “Oğlum da Gülen yapılanmasından. Suçu yok ama ben vazgeçiremedim,
devletimiz vazgeçirsin” ihbarı sonrası 18 ay hapishanede kaldı. Yargıtay
aşamasında bekleyen 6 yıl 10 aylık hapis cezası bulunuyor.
Ahvelnews’e konuşan Korkut, uğradığı fiziksel işkence ve darp dolu dört günlük
gözaltı süresini 18 aydan farklı bir yere koyuyor. Korkut, içeride tanık
olduğunu ifade ettiği işkence hikâyelerinin yanında kendi yaşadıklarını çok da
büyütmek istemediğini söylüyor. Bir buçuk yıllık cezaevi süresinde tutukluluğa
isyanını ve özgürlüğe özlemini cezaevi kantininden aldığı resim defterine
işlemiş. Dışarıdan boya almasına izin verilmediği için, tıraş bıçağından fırça
yapmış kendine.
Çok sevdiği Kız Kulesi’ni kahveden, onu seyrederken yediği simidi susamlardan
bezeyerek beyaz kâğıda aktarmış. “Madem gidemiyoruz, bari resmine bakalım”
diyerek, koğuşundaki duvara asmış bu resmi. Çizdiği resimlerle, okuduğu
kitaplarla “içerideki” hayata tutunmaya çalıştığını anlatıyor.
Cezaevindeki yaşadıklarını twitter hesabında da paylaşan Korkut şunları söylüyor;
1. Her şey Burhaniye T Tipi Kapalı Cezaevinde atölyeye çıkmamıza izin verilmemesi ve boya talebimizin karşılanmamasıyla başladı.
2. Eğer bir hırsız olsaydımız ya da katil belki bir dolandırıcı atölyeye de çıkabilirdiniz spor salonuna da
3. Ancak bizler birilerine göre ülkenin en tehlikeli varlıkları olduğumuzdan en masum talepler dahi geri çevriliyordu,
4. Bilinmeyen bir suçun cezasını çekmek için cezaevine konulmuş ve ıslah edilmeliydik. Öyle ya çok tehlikeli bir terör örgütü şeysiydik
5. Ancak hayattan koparılıp hiçliğin içinde boğulmak üzere yalnızlığımızla baş başaydık,
Korkut cezaevindeki kısıtlı imkanlar bu resimleri çizmiş
6. Belki de onlar üzerlerine düşeni yapıyorlardı, bu durumda benim de enseyi karartıp oturmam doğru olmazdı, bir şeyler yapmalıydım hem bana hem arkadakilere hem de yanımdakilere umut olsun,
7. Bu kahve damakta hoş bir lezzet bıraktığı gibi acaba kağıdın üzerine de hatırı yıllarca sayılır anılar bırakabilir miydi?
8. Ancak öncesinde fırçalara ihtiyacım vardı ve bunu da kendim karşılamak zorundaydım
9. Traş olduğum sakal fırçam ve tükenmiş tükenmez kalemler ihtiyacımı karşılayabilirdi,
10. Özenle kesilen traş fırçasının kılları uç kısımları çakmakla eritilip oyulmuş tükenmez kalemlerin içine yerleştirilir,
11. Kılların yerinden çıkmaması için yapıştırıcı gerekliydi ancak bu da verilmediği için yapıştırıcı ihtiyacı kırık bir askılığın eritilmesiyle karşılanacaktı ve eriyik haldeki plastiğin kıvamı iyi ayarlanmalıydı yoksa kıllar yanabilirdi,
12. Artık farklı boyutlarda birkaç tane fırçam vardı ve işe başlayabilirdim
***
Tahliye olduktan sonra zorunlu olarak Yunanistan’a geçti
Tahliye olduktan sonra Türkiye’den Yunanistan’a geçen Korkut miş cezaevi ressamı Adem.
“28 yıllık hayatımı küçük bir çantaya sığdırdım ve Meriç’i geçtim” diyor. Öğrencilik yıllarında artırdığı parayla aldığı yan flütü “en kıymetli eşyası.”
Avrupa’daki yeni hayatına onunla tutunuyor. Atina’da bir alt geçitte üflediği yan flütüyle hem memleket havasını yanında getirmiş, hem de yaşam masraflarını çıkarıyor. Şimdilerde repertuvarındaki şarkı sayısını artırma derdinde. Amacı, biriktirdiği paralarla daha iyi hayat kurabileceği bir Avrupa ülkesine gitmek.
Cezaevinde başlayan ve meçhule giden yolculuğunu şöyle özetliyor Adem: “Yaşadıklarım ülkeme karşı kalbimde kırıklığa sebep oldu. Telafi edilebilir mi bilmiyorum. Şu an Atina’dayım ve yeni bir hayata yelken açtım. Ülkem adına üzülüyorum. Bu şekilde çıkmak istemezdim.