Kapatılan Zaman Gazetesi Konya temsilcisi gazeteci Şirin Kabakçı’nın “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandığı dava İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Sabah 10’da başlaması planlanan dava önceki duruşmanın uzaması nedeniyle gecikmeli başladı. Mahkeme başkanı Gazeteci Şirin Kabakçı hakkındaki suçlamaları sıraladı. Hakim tarafından, ‘Kabakçı’nın Zaman’da çalıştığına dair SGK kaydı, sözde “F… üyeliği” suçundan yargılanan kişilerle HTS kayıtları, yurt dışına çıkış kayıtları, Ekrem Dumanlı ve Hidayet Karaca’nın tutuklanmalarını protesto gösterilerine katılması’ suçlama olarak yöneltildi.Mahkeme duruşma sonunda 14 aydır tutuklu olan Kabakçı’nın ‘tutukluluğuna devam’ dedi. Duruşmayı 16 Ağustos 2018’e erteledi.Duruşmada savunmasını yapan Şirin Kabakçı sadece gazetecilik faaliyeti yaptığını vurguladı.
“Ben gazeteciyim. 1990’da muhabir olarak gazeteciliğe başladım. Hakkımdaki suçlamaları reddediyorum. 18 yıllık sarı basın kartı sahibi olarak “sürekli basın kartı” almaya hak kazandım. Hayatımı gazeteci olarak idame ettiren biriyim. Kanunlarımıza göre gazetecinin görevi toplum adına haber takibi yapmaktır. Gazeteci kamu görevi ifa eder. Demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti basın özgürlüğünü Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle teminat altına almıştır. Yurt dışı gezilerimi haber takibi amacıyla gerçekleştirdim. Protesto yapmak ise Anayasa’ya göre suç değildir. Yaptığım telefon görüşmeleri mesleki amaçlı yaptığım görüşmelerdir.”
Şirin Kabakçı katıldığı yurt dışı geziler arasında AKP milletvekilleri, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sümeyye Erdoğan tarafından organize edilenleri saydı. Ve şöyle devam etti:
“Bu gezilere gazete yönetiminin görevlendirmesi ile katıldım ve bu yurt dışı gezilerinde gazetecilik dışında herhangi bir iş ve eylemde bulunmadım. Ben bir örgütün protesto eylemine değil, çalıştığım kurumun düzenlediği protesto gösterisine katıldım. Her kesimden insan beni arar ve görüşür. Hazırlanan HTS kayıtları kasıtlı bir şekilde hazırlanmıştır. Ben 14 aydır tutukluyum ve ilk defa kendimi ifade edebiliyorum 2013 yılı öncesi telefon görüşmelerimin 2017 yılında suç olarak önüme konulacağını bilemezdim. Aziz veya ermiş değilim. Yasal iş ve eylemlerimden dolayı “silahlı terör örgütü üyeliği” ile suçlanıyorum. Bu durum Anayasa’ya aykırıdır.
“Hayatım boyunca maaşım dışında gelirim olmadı. Kaynağı belirsiz para görmedim, bana verilmedi. Suçlama konusu tek faaliyetim gazeteciliktir. Kaçma girişimim olmadı. Eğer böyle bir girişimim olsaydı evimi taşıdığımda adres değişikliği beyanında bulunmazdım. Dosyadan görüleceği üzere Ocak 2018’e kadar pasaportum iptal edilmedi. Kaçma niyetim olsaydı kaçabilirdim. Gözaltı işlemim resmi adresimde oldu. Bank Asya’da maaş hesabım bulunmaktadır. Ancak para yatırma ya da uzun süre parayı bankada tutma işlemim olmamıştır. Bana Bank Asya’ya para yatırma talimatı gelmedi ve ben böyle bir talimatla para yatırmadım. Tanıklar ifadelerinde sadece benim Zaman gazetesi temsilcisi olduğumu belirtmişler. Bunu zaten inkar etmiyorum.”
Savunmasında sonra Şirin Kabakçı tahliyesini ve beraatini isteyerek savunmasını bitirdi.Mahkeme başkanının önceki ifadeleri hakkında soru sorması üzerine Kabakçı Sulh Ceza Hâkimliği’nde verdiği ifadeyi psikolojik baskı altında verdiği gerekçesiyle kabul etmediğini söyledi.
Savcı ifadesi alınmayan tanıkların ifadelerinin alınmasından vazgeçilmesini ve Şirin Kabakçı’nın tutukluluğunun devamını talep etti.
Kabakçı’nın avukatı savunmasında şu noktalara işaret etti; “Dinlenilmeyen tanıkların ifadesinin alınmaması yönündeki mütalaaya katılıyoruz. Müvekkilimin savunmasında kullanacağı belgelerin bir kısmı SEGBİS bağlantısı sırasında görevliler tarafından alındı. Bu keyfi uygulamaların ne aşamaya geldiğini gösteriyor. Kanunilik ilkesi gereği işlendiği zaman suç olarak nitelendirilmeyen eylemlerden dolayı suç ihdasında bulunulamaz. Müvekkilimin suçlama konusu yapılan eylemleri gazetecilik faaliyetleridir. Milli Güvenlik Kurulu kararları ya da siyasi iktidarın söylemleri ile suç yaratılamaz. Bu durum kanunilik ve eşitlik ilkelerine aykırıdır. İçeriği belli olmayan HTS kaydının delil olarak kullanılamayacağına dair birçok Yargıtay kararı var.Milat olarak 17-25 Aralık’ı alsak bile suçlama konusu yurt dışı gezilerinin hepsi 2011 yılında gerçekleşmiştir. Dosyada müvekkilin örgüt üyesi olduğuna dair somut delil yoktur. İddia makamı matbu beyanlarla tutukluluğun devamını istedi, ancak bırakın kuvvetli şüpheyi basit şüphe bile yok. Bu aşamada müvekkilin tahliyesini talep ediyoruz.”
Davanın sonunda ise mahkeme dinlenilmeyen tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilmesine, Bank Asya’ya yazı yazılmasına, Digiturk kaydının iptal tarihi ve nedeninin tespiti için yazı yazılmasına hükmetti. Mahkeme ayrıca Şirin Kabakçı’nın tutukluluğunun devamına hükmetti. Bir sonraki duruşma 16 Ağustos’ta erteledi.