Cumhuriyet tarihinin en karanlık sayfalarından 35 kişinin öldüğü Madımak katliamının üzerinden çeyrek asır geçti. Katliamdan kurtulanlar ve hukukçular, devletin 25 yıldır suçluları adaletten kaçırdığını söylüyor.
Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te gerçekleştirilen Madımak Katliamı’nın üzerinden 25 yıl geçti. Ancak katliamın arkasındaki sis perdesi hala kaldırılamadı. Katliamdan sağ kurtulan isimler ve hukukçular, 25 yıldır katliamı gerçekleştirenlerin ve katliamda sorumluluğu bulunan devlet görevlilerin adalet önüne çıkarılması için mücadele ediyor. Geçen çeyrek asırlık zamanda ise Madımak Oteli’nde yaşananlar, vicdanları kanatmaya devam ediyor.
2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Şenlikleri’ne katılmak için Ankara’dan Sivas’a giden aydın ve sanatçılardan 33’ü, kaldıkları Madımak Oteli’nin yakılması sonucu yaşamını yitirmişti. Olayda iki otel görevlisi ve iki saldırgan da hayatını kaybetmişti. Sivas katliamında yaşamını yitirenler arasında Alevi toplumuna mensup ve Türkiye’de özellikle sol cenahta tanınan Metin Altıok, Nesimi Çimen, Hasret Gültekin ve Muhlis Akarsu gibi yazar, şair, ozan ve sanatçılar bulunuyordu.
“Toplum, Madımak ile yüzleşemedi”
Katliamdan sağ kurtulan isimlerden biri olan Serdar Doğan, geçen 25 yılın ardından hislerini DW Türkçe’ye anlattı. Madımak’ta 19 yaşındaki kardeşi Serkan Doğan’ı ve pek çok arkadaşını kaybeden Serdar Doğan da geçirdiği şok nedeniyle öldü sanılarak morga bırakılmış. Daha sonra Doğan’ın hayatta olduğu anlaşılmış. Serdar Doğan, “Dönüp baktığımda, geçen 25 yılda kayıplarımızın ardından acımızdan, öfkemizden hiçbir şey azalmadı” diyor. Doğan’a göre, çeyrek asırda defalarca hükümetler değişmiş, cumhurbaşkanları değişmiş olsa da devletin Madımak Katliamı’na bakışı hiç değişmedi.
Otel önünde toplanan binlerce insan içinde rastgele seçilen 120 kadar kişinin alelacele sanık sandalyesine oturtulduğunu ancak bugüne kadar geride kalanların adalet duygusunu iyileştirecek bir yargılama yapılmadığını dile getiren Doğan, “Biz toplum olarak, Madımak ile ne yüzleşebildik ne de hesaplaşabildik. Bu gidişle de değişen bir şey olmayacak. Bizim için Madımak hala yanmaya devam ediyor” diye konuşuyor.
“Devlet, acımızla dalga geçiyor”
Katliamda can verenlerin aileleri ve sağ kurtulanlar olarak Madımak Oteli’nin olduğu binanın “Utanç Müzesi” haline getirilmesini talep ettiklerini ancak devletin 25 yıldır bu konuda bir adım atmadığını anlatan Doğan, şunları söylüyor: “En sonunda oraya aralarında ölen 2 saldırganın adının da olduğu bir anma köşesi yaptılar. Biz buna karşı çıktık, katiller ile katledilenler aynı yerde anılamaz dedik. Ama katillerimizin isimlerini duvardan indirtemedik.”[
Madımak’ta çekilen son karelerden biri. Serdar Doğan, ayakta ortada, sağında katliamda ölen kardeşi Serkan Doğan
Serdar Doğan, katliamdan sonra 15 yıl boyunca Sivas’a hiç gitmemiş. 15 yılın ardından Madımak Oteli’ne tekrar gidişinde yaşadığı hisleri anlatıyor: “15 yıl sonra ilk kez gidip otelin içine girdiğimde ayakta duramadım, merdivenlerin kenarından yukarı kata bakarken bayılmışım. Ben yürüyorum, konuşabiliyorum, evlendim bir çocuğum oldu. Hayat devam ediyor. Ama aynaya baktığım zaman kaybettiğim kardeşimi, dostlarımı görüyorum. Yaşıyor olmak bazen çok ağır geliyor.”
Çeyrek asırdır bitmeyen dava
Peki, katliamdan 18 gün sonra başlatılan Madımak davası, geçen 25 yılda nasıl bir seyir izledi?
Katliamdan bir gün sonra, 3 Temmuz günü 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltına alınanların sayısı 190’a çıktı ve bunlardan 124’ü tutuklandı. Dava, güvenlik gerekçesiyle Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne gönderildi. Yaklaşık 1 yıl süren dava sonucunda 37 sanık beraat ederken, geri kalan sanıklara ise 2 ila 15 yıl arasında hapis cezaları verildi. Ancak Yargıtay 9. Dairesi cezaları az bularak mahkeme kararını bozdu. Tekrar yapılan yargılama sonucunda 2000 yılında 33 sanığa idam cezası verildi. 2002’de idam cezasının kaldırılması ile bu cezalar ağırlaştırılmış müebbet hapse çevrildi.
Davanın 1 numaralı sanığı olarak belirlenen Refah Partisi’nin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak hiçbir zaman yakalanamadı. 2011 yılında ölen Erçakmak’ın katliamdan sonra uzun yıllar Sivas’ta yaşadığı, evlendiği ve askere gittiği ortaya çıktı. Sanıkların avukatlığını yapan Hayati Yazıcı, Kemal Kurt, Mehmet Bulut, Bülent Tüfekçi, Zeyid Aslan, Ali Aşlık, Halil Ürün ve Hüsnü Turan, 2002 yılında iktidara gelen AKP’den milletvekili seçildi. Hayati Yazıcı, halen AKP Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyor.
“AYM’deki başkan sanık avukatı çıktı”
Madımak davasında gelinen son durumu DW Türkçe’ye anlatan Sivas Katliamı davası avukatlarından Cem Yılmaz, 2000 yılı sonrasında Madımak ana davasından iki ayrı dava daha çıktığını söylüyor. Bunlardan ilkinin Cafer Erçakmak ile birlikte hareket eden 15 kişiye karşı açıldığını, ancak davanın 2014 yılında zaman aşımı nedeniyle sona erdiğini belirten Avukat Yılmaz, “İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı uygulanamaz. Biz bu davayı 2016 yılında Anayasa Mahkemesi’ne götürdük. Ancak aradan geçen 2 yılda Anayasa Mahkemesi ısrarla bu davayı gündemine almıyor” diye konuşuyor.
Yılmaz’ın verdiği bilgiye göre, Anayasa Mahkemesi’nin Sivas katliamı davasına bakacak dairesinin başında ise tanıdık bir isim bulunuyor: Sivas davasının sanık avukatlarından eski Afyon Barosu başkanı Celal Mümtaz Akıncı. Avukat Yılmaz, “Bu kişinin Daire Başkanlığı’nı yaptığı bir Anayasa Mahkemesi, Sivas katliamını inceliyor. Bunu toplumun takdirine bırakıyorum” şeklinde konuşuyor.
“Davayı AİHM’e götüreceğiz”
İkinci dava ise yurtdışında olduğu belirlenen 3 sanık hakkında açılan ayrı bir dava. Bu sanıklar hakkında gıyabi tutuklama kararı var ve daha önce ifadeleri alınmış değil. Bu kişilerin Almanya’da, bir dönem Polonya’da ve Suudi Arabistan’da yaşadıklarının bilindiğini anlatan Cem Yılmaz, şöyle konuşuyor:
“Alman Adalet Bakanlığı yetkilileri tüm taleplerimize rağmen, çok uzun yıllar bu kişiler sanki ‘izinsiz yürüyüş’ yaptıkları için Türkiye’de yargılanıyormuş gibi umursamaz davrandı ve iade etmedi. Son birkaç yıldır bu kişilerin bir katliamın sanıkları olduğunu, ve Türk makamlarının verdiği yanıltıcı bilgilerin aksine Türkiye’de idam cezası olmadığını anlatmak üzere Almanya ile yazışıyoruz. Ama iş işten geçti. Biz bu sanıkların adreslerine ilişkin ne zaman tebligat yapsak, onlar başka bir adrese çoktan taşınmış oluyorlar.”
2000 yılında ceza alan 33 sanığın hala cezaevinde olup olmadıklarının bile belli olmadığını kaydeden Yılmaz, şunları söylüyor:
“Bu konuda Adalet Bakanlığı’ndan defalarca bilgi istememize rağmen, bize derli toplu bir bilgi verilmiyor. Biz Sivas katliamı davasını 25 yıllık uzun yargılama süreci nedeniyle, yani hem adil yargılama hem de makul sürede yargılama ilkelerinin ihlal edilmesinden dolayı önce Anayasa Mahkemesi’ne, ardından da AİHM’e taşımaya hazırlanıyoruz.”
2 Temmuz’da ne olmuştu?
Temmuz 1993’te Pir Sultan Abdal Şenlikleri dolayısıyla Sivas’a gelen isimlerden biri olan yazar Aziz Nesin’in etkinlikler kapsamında yaptığı bir konuşma, kentteki muhafazakarların tepkisine neden olmuştu. Salman Rüştü’nin tüm dünyada yankı bulan “Şeytan Ayetleri” kitabını Türkçe’ye çevirdiği için İslamcı ve sağ kesimlerde öfke toplayan Nesin’in kentteki varlığına, kentin yerel basın kuruluşlarından Bizim Sivas gazetesinde “Müslüman Mahallesi’nde salyangoz satıyorlar!” başlığıyla karşı çıkılmıştı.
2 Temmuz günü, Cuma namazının ardından öfkeli kalabalık, etkinliklerin yapıldığı kültür merkezine doğru yürüyüşe geçti. “Sivas laiklere mezar olacak” sloganları ile yürüyen kitle, Madımak Oteli’nin önüne geldiğinde Emniyet raporlarına göre sayıları 15 bini buluyordu. Otel önündeki otomobiller ateşe verilirken, otelin camları da atılan taşlarla kırıldı. Yaklaşık 12 saat süren saldırıya polis ve jandarma güçleri müdahale etmezken, itfaiyenin de otele ulaşmasına izin verilmedi.
12 saat sonra saldırgan kalabalığı dağıtmak üzere güvenlik güçleri müdahalede bulundu. Tablo korkunçtu: Otelde bulunan 33 kişi ile birlikte 2 otel görevlisi ve iki saldırganın ölü bedenlerine ulaşıldı. Otelde kalan 51 kişi ise kendi olanaklarıyla otelden kurtulmuştu. Sivas’taki katliamla ilgili ilk dava, olaydan 18 gün sonra açılırken, katliam Türkiye kamuoyunda uzun yıllar tartışmalara neden oldu.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe