Yazar İsmail S. Gülümser, AKP iktidarının zulümde, 12 Eylül’e rahmet okutacak noktaya geldiğini istatistiklerle açıkladı. CHP yönetimi OHAL döneminde AKP iktidarının yaptığı zulümleri anlatan bir istatistik yayınladı.
Yazar S Gülümser, CHP’nin raporunu analiz ederek yaşanan zulmü istatistikler üzerinden anlattı: “12 Eylülde toplam tutuklanan insan sayısı 52.000 olmuştu, AKP iktidarı birkaç saatlik sahte darbeyi kullanarak 50.000’den fazla insanı gerekçe göstermeden tutukladı. 80 de askeri yönetim her görüşten insanı suçladı ama sadece 4.900 kişiyi devlet memurluğundan ihraç etti. AKP iktidarı hiç delil olmadan 129.000 kişiyi işten attı yani kendi halkına askerlerden 26 kat daha fazla zulmetti”
Gülümser’in analizinin tamamı şöyle:CHP’nin yayınladığı raporda gücü eline geçiren iktidar partisinin insanlığını unuttuğunu birçok alanda kendilerini mağdur eden askeri darbe dönemlerine rahmet okutacak zulümlere kalkıştığını rakamlarla gösteriyorlar
AKP nin 80 ihtilalinin yaptığı tüm insanlık dışı uygulamaları taklitle işe başladığı ancak freni patlamış araba gibi hızını alamayıp onlarında ötesinde zulüm ve işkencelere imza attıkları anlaşılıyor. O kadar ileri gidiliyor ki sahte darbe girişiminin 10. gününde hiç mazeret bulma gereği bile duymadan yüz binden fazla devlet memurunu işten atıyor, on binlercesini tutukluyorlar.
Son hileli seçimden sonra gasp ettiği güçle insanlığını unutmuş bir canavara dönüştüler, insanlık suçu fişlemelerle öncede belirleyip işten attıkları vatandaşlardan özür dileyecekleri yerde, tüm devlet kadrolarını mağdur ettikleri insanların hak aramasını engelleyecek suçlar üretmede kullanıyorlar. Tehditle Devlet memurlarını adeta mafya elemanları gibi kendi amaçları doğrultusunda hukuksuz iş yapmaya zorluyorlar. Emri dinlemeyenleri terörle ilişkilendirip ya işten atıyor ya tutukluyorlar. Kimi korkudan kimi iktidara yaranıp nimetlerden faydalanmak için; geçim kaynağı elinden alınan insanları ya direk bir olayla ilişkilendirip suçlamak ya da suç bulamadıklarını mensubiyetinden dolayı suçlu ilan etmek için seferber oldular.
Güvenlik görevlilerini; işkencede, adam kaçırmada, istedikleri kişilere iftira atmada, hâkim ve savcıları ise içinde hiç suç delili olmayan dava dosyaları için masum insanlara 6-18 yıl arasında cezalar yağdırmada kullanıyorlar.
AKP ZULMU 12 EYLÜLÜN 97 KATINA ULAŞTI
CHP 80 darbesi sonrası yaşanan insan hakkı ihlalleri ve zulümler ile AKP nin OHAL ile yaptığı zulümleri karşılaştıran yeni bir rapor yayınladı.12 Eylül 1980 darbesinde, yıllar süren anarşi döneminde ülkede iç karışıklığa yol açan sağdan ve soldan gruplara karışmış tüm kesimler suçlu ilan edildi, her siyasi görüş sahiplerini teröre sebep olmakla suçladı tutukladılar.
AKP zulümde; Çok geniş çaplı tutuklamaların yapıldığı, 10 yıldan fazla döneme ait terör ve anarşi olaylarının sorgulandığı, ülke gençliğinin toplu tutuklamalara muhatap olduğu, suç şüphesiyle her gün birilerinin evinden alınıp götürüldüğü dönemi kat be kat geçti:
-12 Eylülde toplam tutuklanan insan sayısı 52.000 olmuştu,
AKP iktidarı birkaç saatlik sahte darbeyi kullanarak 50.000’den fazla insanı gerekçe göstermeden tutukladı.
–80 de askeri yönetim her görüşten insanı suçladı ama sadece 4.900 kişiyi devlet memurluğundan ihraç etti,
AKP iktidarı hiç delil olmadan 129.000 kişiyi işten attı yani kendi halkına askerlerden 26 kat daha fazla zulmetti,80 ihtilalında 10 yıldan fazla süren anarşi dönemi sorgulandığı halde 7.000 kişi hakkında işlem yapıldı,
AKP iktidarı birkaç saatlik bir göstermelik darbe teşebbüsüne 169.000 kişiyi ilişkilendirip hakkında işlem yaptı. 12 Eylülcülere göre 24 kat daha fazla kişiye zulmetti.
-80 ihtilalında kapatılan basın organı görünmüyor, tutuklanan gazeteci sayısı 31 olarak verilmiş.
AKP iktidarının kapattığı basın yayın organı sayısı 200’e, tutuklu gazeteci 209 a işsiz kalan 2.500 e ulaştı.
-80 de askeri yönetimin işkenceleri dillere destandı, raporda işkence yüzünden 43 kişinin intihar ettiği aktarıldı,
AKP iktidarı ise 12 Eylül işkencecilerine taş çıkarttı, işkenceyi başörtülü hamile ya da yeni doğum yapmış bayanlara kadar ulaştırdı şimdiden 52 kişinin intihar ettiği kaydedildi,
-80 ihtilalinde 2.000 subay görevden alınmıştı.
AKP iktidarında atılan subay sayısı 10.000’i buldu,
-80 ihtilalında polislerde ihraçlar kayda bile girmedi
AKP iktidarı adeta zulümde sınır tanımadı 24.000 polisi meslekten ihraç etti 8.000 den fazlasını tutukladı,
-80 ihtilalında en çok üniversite hocaları ve öğretmenler suçlandı ama 120 akademisyen 3.800 öğretmen atıldı,
AKP yönetimi çoğu okulunda örnek gösterilen 60.000’den fazla öğretmeni, 5.700 akademisyeni ihraç etti, buna kapatılan üniversitelerdekileri dâhil ederseniz sayı 10.000 i geçti. Yani AKP askeri yönetimlerden 83 kat daha fazla akademisyeni 16 kat daha fazla öğretmeni işsiz bırakarak ne kadar gaddar olabileceğini gösterdi,
-80 ihtilalında birçok yargı mensubu sorgulandığı halde atılan hâkim savcı sayısı 47 kişi oldu.
AKP iktidarını görevden attığı hâkim savcı sayısı 4.500 a ulaştı bunlardan 2.400 ü tutuklandı, hukuk sistemini bitirmede iktidarın zulmü ihtilalcıların 97 katına kadar dayandı.
ŞİMDİ ZULÜMLERİNE KILIF BULMAYA ÇALIŞIYORLAR
Sahte darbe girişimini bahane edip ülkeyi tek başına yönetme gücünü gasp eden AKP üst yönetimi ülkede olağan dışı hiçbir şey olmadığı halde iki yıldan beri OHAL’i uzatarak hukuk sistemiyle dilediği gibi oynadı ve savcılara dilediği talimatı gönderip önceden hazırladığı fişleme listelerindeki muhaliflerini sırayla yok etmeye başladı. AKP zulmünden tüm muhalif kesimler etkilenirken en çok zarar gören kesim cemaat mensupları oldu.
Darbe teşebbüsü, uzun süreden beri sürdürülen ancak mahkemelerin ayak bağı olmasından dolayı uzayan “cemaati bitirme planını” kısa sürede sonuçlandırmak için yapıldı. Hukuk dışına çıkma fırsatı olarak gördükleri OHAL döneminde kimseye hesap verme gereği duymadan yüz bini aşkın çalışanı mağdur ettiler. Şu günlerde tüm hukuk sistemini işten attıkları ya da tutukladıkları insanları suçlayacak malzeme bulmak için kullanıyorlar. İktidara yaranmak isteyen güvenlik görevlisi ve savcılar hukuk normlarını bir kenara bırakarak masum insanlar hakkında delil üretmek üzere kolları sıvadılar, her gün ayrı bir hukuksuzluğa imza atıyorlar.
Suç kapsamını öyle genişlettiler ki hayatında hiç suça bulaşmamış insanların yasal faaliyetlerini suç olarak kabul ettirdiler. Bireysel suç üretebildiklerine suç bulaştırıyor, üretemediklerini ise mensubiyetinden dolayı suçluyorlar.
Bankaya para yatırma,
Cemaat eğitim kurumunda çalışma ya da çocuğunu okutma,
Cemaatin dernek, vakıf ya da şirketlerinde çalışma, üye olma ya da hizmet alma,
Bylock, Skype, Tango, WhatsApp gibi herkese açık telefon uygulamalarını kullanma,
Gazete veya dergiye abone olma,
Cemaatin toplantı, sohbet, gezi ya da kamp gibi etkinliklerine katılma,
Cemaatin olumlu hizmetlerini destekleme, yardım etme … gibi yasal faaliyetleri suçlamada kullanıyorlar.
Bunlardan biri ya bir kaçını tespit ettikleri, masum insanlar hakkında hiç bireysel suç üretemeseler bile cemaat mensubu olmakla suçlayıp 6-18 yıl arasında cezalar veriyorlar.
ALKIŞLANACAK BAŞARILI ÇALIŞMALARI İLE KİŞİ VE KURUMLARI SUÇLUYORLAR
AKP zulümde sınır tanımıyor, cemaatin topluma olumlu katkı sunmak amacıyla yaptığı tüm faaliyetler suçlamalarda kullanıyor. Din adına yola çıkmış bir partinin vaaz kasetlerini ve tüm dünyanın beğenisini kazanmış din adamlarının kitaplarını yasaklayabileceğine kimse inanmazdı. CHP dindarları suçlamaktan vazgeçti AKP ise 1940 lı yılların CHP sinin görevini üstlendi, faydalı hizmetler üreten dini grupları sırayla suçlayıp tutuklamaya başladı.
Savcılar cemaati, her yaş grubu ve her sosyal tabaka arasında gönüllü dayanışma grupları kurduğu, hayat boyu eğitim kapsamında değerlendirilecek sohbet toplantıları, gezi ya da kamplar yaptığı, katılımcıları kötü alışkanlıklardan uzaklaştırıp hayatını düzene soktuğu rehabilite ettiği için suçluyor.
Sohbetlerde, içeriği insanlık mesajlarıyla dolu Bediüzzaman’a ya da F. Gülen’e ait kitapları okudukları,
Bazı toplantılarda hiçbirisi suç unsuru içermeyen dini değerlerin anlatıldığı vaaz kasetleri dinledikleri,
Aynı dünya görüşüne sahip inançlı insanların yasal faaliyetlerinin etkinliğini artırmak için toplantılar yaptıkları,
Her görüşten kişi ya da grubun yaptığı gibi, kendi dünya görüşlerini anlatmak amacıyla medya organı kurdukları,
Yüksek tirajda gazete-dergi ile olumlu görüşlerini daha geniş kesimlere ulaştırıp birçok oyunu bozdukları,
Okullarda her yaş grubu için tereddüt etmeden kullanılacak insani içeriklerle dolu yayınlar ürettikleri,
Mensuplarının toplumun genel ortalaması üstünde dayanışma gösterip çok başarılı hizmetler geliştirdikleri,
Olaylar karşısında ülke yararına şiddete bulaşmayacak şekilde olumlu ortak tavır geliştirmede başarılı oldukları,
Kendini devlet yerine koyup devlete Anadolu insanın girişini engelleyen şebekelerinin kirli planlarını bozdukları,
Yıllardır planlı faaliyetlerle devletin kritik birimlerini ele geçirmiş olanlarla hukuk içinde mücadeleyi başardıkları,
Müfredat içerikleri yüzünden kaybolan değerleri, kurdukları eğitim modeliyle gençlere yeniden kazandırdıkları,
Toplumun ümitsizlik içinde boğuştuğu en anormal dönemlerde bile şartların elverdiği yolları arayıp buldukları,
Geçmişe takılmadan her görüşten insanın ülke gelişmesi ortak paydası etrafında birleştirip buluşturdukları,
Olumsuz eleştirilerle avunma yerine, dayanışma gruplarıyla ülke geleceğine katkı sunacak hizmetler ürettikleri,
İnsanları bencillik-nemelazımcılıktan uzaklaştırıp yılların ihmalinden kaynaklanan sorunlara çözüm geliştirdikleri,
Varlıklısından dar gelirlisine kadar her kesimin ülke geleceği için olumlu projelere katkısını sağlayabildikleri,
İnandırıcı başarılı projeler etrafında dayanışma grupları kurup mali kaynakları birleştirmede başarılı oldukları,
Devletten bir şey beklemeden dar imkân ve deneyimsiz kadrolarla model olacak hizmet projeleri geliştirdikleri,
Toplumda sönmüş azim, inanç, güven ve vakıf kültürünü canlandırıp dünya çapında hizmetler ürettikleri,
En ilgisiz kesimlerde bile heyecan uyarıp, ülke geleceğine katkı sunacak ortak projelere katılımını sağladıkları,
Hiç olmayan mali kaynaklarla hiç olmayan kadrolarla ülke geleceğinde sorumluluk alma cesareti gösterdikleri,
Amatör duygularla başlayan faaliyeti kararlıkla sürdürüp profesyonellerle yarışacak kurumlar ortaya çıkardıkları,
Gönüllülerin yürekten katkısıyla bir kurumla başlanan faaliyetleri 1 milyon öğrenciye ulaşacak hale getirdikleri,
Aylarca maaş almadan çalışan öğretmenlerle, 35-40 yıl en anormal şartlarda, art niyetli denetimleri aştıkları,
Deneyimsiz dil bilmeyen öğretmen ve küçük esnaflarla yurt dışında hiçbir sosyal grubun başaramadığı hizmetler üretip sürdürdükleri ve on binlerce genç öğretmene yurt dışında başarıyla çalışma fırsatları sundukları… için.
Cemaat alkışlanması gereken bu vb birçok başarılı faaliyetinden dolayı suçlanmaktadır. Cemaatin ürettiği olumlu hizmetler o kadar çoktur ki sayfalara sığdıramayız, burada sadece savcıların dosyalarındaki suçlamalardan bazılarını aktarmakla yetindik.
AKP YOLSUZLUKLA, CEMAAT BAĞIŞLARLA MALİ KAYNAK OLUŞTURMUŞ HANGİSİ SUÇLU?
Savcılar, AKP üst yönetiminin belediye başkanlığı döneminde gizli yazılımla belediye gelirlerinden yaklaşık 750 milyon TL yi kendi kasasına aktarıp devlet birimlerinden ve kişilerden gasp ettiği paralarla parti kurmasını normal görmekte kovuşturma gereği duymamaktadır.
Gizli pazarlıklarla devlet ihalelerini alan iş adamlarının rızası dışında küfrederek verdiği paralarla kimsenin hesabını soramadığı büyük servetler edinip her kesimden insanı satın almaya çalışmasını normal karşılamakta, bu yapılanların hiç birisinin “Yardım Toplama Kanunu”na aykırı olduğu için, sorgulamamaktadır.
Cemaatin insanların kendi hür iradeleri ile verdikleri bağışlarla kaynak oluşturup topluma faydalı hizmet üretmesini ise “Yardım Toplama Kanunu” na aykırı bulmakta, hatta yapılan eğitim faaliyetlerinden elde edilen gelirlerin bile suç olduğu belirtilmektedir.
İktidar yasal yollardan kaynak üretemediği için, yasadışı yöntemlerle kısa yoldan kaynak bulmayı tercih etmiştir. Cemaatin yaptığı hizmetler için gerekli kaynağı yasal yollardan kendisinin üretmesinden rahatsız olmuş, bunu savcılar dava dosyalarında suçlamaya dönüştürmüştür.
İstanbul belediye başkanlığı döneminde yol geçecek arazileri ucuzken toplayıp yol geçtikten sonra çok yüksek bedellerle satan ve bununla İstanbul belediyesinin rantını kullanarak milyonlarca liralık haksız kazanç sağlayan AKP üst yönetimi suçlama gereği bile duyulmamıştır.
Hâlbuki üniversite ya da okul yapmak için parçalı arsaları birleştirmeye çalışan cemaat mensupları arsa sahipleriyle görüştükleri için organize suç örgütü ilan edilmiştir.
AKP nin kişiye ve döneme özel çıkardığı teşviklerle illerde rantı yüksek yerleri kendi üzerine geçiren partililerin kaynağı belirsiz servetleri sorgulanmamıştır.
Hâlbuki cemaat eğitim kurumu yapmak için hazineye ait arazileri aldığı, eğitim işletmelerinde herkesin yararlandığı teşviklerden eşitlik ilkesi içinde faydalandığı için suçlanmaktadır.
Belediye ve Devletten çalınan milyar doları bulan paraları yurt dışındaki kişisel hesaplarına aktaran AKP yöneticilerinin para transferleri ABD de bile yargı konusu olmuşken ülkede haklarında soruşturma açma gereği bile duyulmamış masum oldukları ilan edilmiştir.
Hâlbuki cemaat mensupları yurt dışında eğitim kurumu işletmek üzere kişisel hesaplarından para transfer ettikleri için suçlanmaktadır.
Bir parti liderinin yetkilerini aşarak bir bankayı batırmak üzere konuşma yapmasını savcılar soruşturamamıştır. Hâlbuki cemaat mensupları bankanın karalamadan zarar görmemesi için kendi kişisel hesaplarından para yatırdıkları için suçlanmaktadır.
AKP üst yönetiminin devlet ihalelerinden gizli pazarlıklarla pay alıp bunu uluslar arası gizli hesaplarda tutması gündeme gelmiş ancak hiçbir savcı soruşturamamıştır.
Hâlbuki cemaat mensupları kendi hür iradeleriyle yasal bir banka hesabına para yatırmakla suçlanmaktadır.
AKP yönetiminin devlet bankası olan Halk bankası gibi bankaları uluslararası para kaçakçılığında kullanması oradan çekilen paraları bavullarla yurt dışına kaçırması uluslar arası soruşturma konusu olmuş ama Türkiye’de dava bile açılmamıştır.
Hâlbuki cemaat, kendi kurduğu bankayı kendi kurduğu şirketlerin para hareketlerinde kullandığı için suçlanmaktadır.
AKP üst yöneticilerinin para cenneti olan bazı ülkelerdeki gizli hesaplara devletten çaldıkları paraları transfer etmeleri basında yer almış hiçbir savcı soruşturmamıştır.
Hâlbuki cemaat, kendi şirketlerine ait kendi kaynaklardan bir bölümünü eğitim işletmesi kurmak üzere yurt dışındaki yasal şirketlere aktardığı için suçlanmaktadır.
AKP üst yönetiminin yolsuzlukla elde ettiği milyar dolarlık haksız kazancı aklamak için devleti kullanması, kâğıt üzerinde işlemlerle altın ihracat geliri gibi gösterip kendi kirli paraları aklamaları sorgulanmamıştır.
Hâlbuki cemaat kişilerin kendi kazançlarından kendi iradeleri ile verdikleri paraları kendi vakıflarına yatırdığı için kara para aklamakla suçlanmaktadır.
AKP üst yönetiminin taşıma ihalelerini dolanarak kendi gemilerini devletin ihtiyacı olan petrol taşımacılığında kullanması, ülke imkânlarıyla kendi kasasına milyonlarca dolarak para aktarmasını sorgulayan olmamıştır.
Halbuki cemaat Gülen’in yazdığı kitaplar için devletten tüm yasal işlemleri yerine getirerek bandrol aldığı, çok sayıda kitap satışı yaparak bunu yeni insani hizmetlerde kullandığı için suçlanmaktadır.
AKP’nin devlet zoruyla gazeteleri gasp edip şiddet içeren yöntemlerle tüm yayın gruplarını kendine bağlaması medyayı kendi çıkarlarını korumak için algı oluşturmada kullanması sorgulanmamaktadır.
Hâlbuki cemaat kendine ve İpek grubuna ait basın organlarında kendi dünya görüşü istikametinde yayın yaptığı için suçlanmaktadır.
AKP üst yönetiminin siyasi ideolojilerinin olması ve bu doğrultuda hedeflerini gerçekleştirmek için çok sayıda yasadışı işe bulaşıp adım adım ülke yönetimine çöreklenmesi, her yeri hileli ve şiddet içeren yöntemlerle ele geçirmesini sorgulayacak yoktur.
Hâlbuki cemaat yıllarca emek sarf edip anlatarak inandırdığı insanlarla hizmet ürettiği için suçlanmaktadır.
İktidarın yaptığı işler yasadışı bile olsa masum cemaatin yaptığı yasal işler suç sayılmaktadır;
AKP üst yönetiminin papayı ziyaret etmesi fazilet cemaat adına Gülen’in papayla görüşmesi suç,
AKP’lilerin parti başkanlarını tüm dünyanın lideri görmeleri serbest, cemaatin Gülen’e saygı duymaları bile suç,
AKP nin kalabalığı şeytanlaştırdıkları insanlara saldırtması serbest, cemaatin hukuksuzluğu protesto etmesi suç,
AKP nin devlet gücünü kullanarak ülkeyi ele geçirmesi serbest, cemaatin emek sarf ederek başarılı olması suç,
AKP nin tüm basın organlarıyla saldırması gasp etmesi serbest, cemaatin yapılan hukuksuzlukları anlatması suç,
AKP nin mafya örgütü kurması, adam kaçırması, içkence yapması serbest cemaatin hukuksuzluktan kaçması suç,
AKP nin her yerde farklı yalanlarla muhataplarını kandırması serbest, cemaatin gerçekleri aktarması suç,
AKP nin yasadışı gizli pazarlıklarla yurt dışında okul kapatması serbest, cemaatin eğitimi sürdürme gayreti suç,
AKP nin yasadışı paralarla cemaat aleyhine lobicilik yapması serbest, gönüllülerin kendilerini anlatması suç,
AKP nin devlet imkânlarıyla istediğini yok etmesi serbest, cemaatin devleti kötü niyetlerine alet edenlerin oyunlarını bozması suçmuş.