HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen partilerini hedef gösteren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yüklendi: Bakan olma beklentisi bazılarını çıldırtmış durumda.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ayhan Bilgen, gündemdeki konulara ilişkin partisinin genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Bilgen, açıklamasının önemli bir kısmını HDP’yi hedef alan açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya ayırdı.
Seçimlerin üzerinden bir hafta geçmiş olmasına rağmen halen seçimler devam ediyormuş gibi bir psikoloji ile partilerinin hedef alınmaya devam edildiğini belirten Bilgen, şunları söyledi: “Elbette ki seçim atmosferinde partilerin birbirini eleştirmesi anlaşılır bir durumdur; ama hem doğrudan doğruya Eş Genel Başkanımız sayın Pervin Buldan aranarak gerçekleştirilen tehdit, hem de televizyon kanallarında partimizi hedef gösteren mesajlar verilmeye devam ediyor. 16 Nisan referandumu ile Türkiye’nin parti devletine geçtiğini biliyoruz. Ama bir haftadır verilen mesajlara baktığımızda sadece parti devleti değil mafya devletine dönüştüğünü gösteriyor. İçişleri Bakanı’nın yasal parti olup olmadığımızı değerlendirmeye hakkı yoktur. Partimiz seçimlere girmiş, kendi tüzüğü ve programı olan Türkiye’de resmi olarak kabul edilen anayasal düzeyinde çalışmalar yürütüyor. Ama Soylu hızını alamıyor; ‘HDP diye bir parti yok’ diyerek kriminalize ediyor ve hedef gösteriyor.”
HDP’nin seçim sürecinde karşı karşıya kaldığı onlarca saldırıyı hatırlatan Bilgen, bu saldırılarla ilgili yürütülen soruşturmalara ilişkin açıklama yapması gereken kişinin Soylu olduğunun altını çizdi. Bilgen, “Bunlarla ilgili ne kadar etkin soruşturma işletilip işletilmediğine dair açıklama yapması gerekenlerin bu görevi yerine getirmek yerine yeni saldırılara zemin hazırlayan açıklamaları, bundan sonra olacakların sorumluluğunu da üstlenmek anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.“Racon kesmeyi marifet sayabilirler, bu onların siyaset tarzlarıdır” diyen Bilgen, “Biz kimsenin şamar oğlanı değiliz. Kimse bakan olma heveslerini bizi hedef haline getirerek gerçekleştiremez” dedi.
BAKAN OLMA BEKLENTİSİ ÇILDIRTMIŞ
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir an önce bakan isimlerini açıklaması gerektiğini söyleyen Bilgen, “Bakan olma beklentisi bazılarını çıldırmış durumda. Kendi görevlerini unutmuşlar, koltuk kapmaca yarışında öne geçmeyi düşünüyorlar. Bundan sonra muhatabımız İçişleri Bakanı değil. Bir partinin eş genel başkanını aramak, tehdit etmek normalse tercih kendilerinindir. Eğer bu bakanın bir başbakanı varsa bu başbakanın kalkıp bir açıklama yapması lazım. Görevi bitmiş olarak gözüküyor ve bundan sonra nerede olacağına dair belirsizlik onu da tedirgin etmiş olabilir; ama bu ortam sorumlu davranmaktan alıkoymaz” şeklinde konuştu. Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde AKP’li belediyenin taburcu olması sonrası gerçekleşen silahlı karşılamayı anımsatan Bilgen, “Bırakın olayın kendisini bu fotoğraf İçişleri Bakanı ve ona bağlı emniyetin hiç haberi olmadan mı gerçekleşiyor. Bu kadar silahlı insan havaya ateş açıyor ve bundan önceden kimsenin haberi olmayacak. O zaman bu ülkede bir içişleri bakanlığı mekanizması yok ya da sadece muhalifler için işliyor” değerlendirmesi yaptı.
Bilgen, şunları söyledi: “Bu ülkede 5 bin çocuk kayıp. İçişleri Bakanı bu çocukların kim tarafından kaçırıldığını, neden ulaşılmadığını açıklamak zorunda. Muhalefete ders vermeye kalkarsanız bunun sorumluluğundan kaçamazsınız. Herkesin yaşama hakkını güvence altına almak insan güvenliğini, toplum güvenliğini kendine dert eden bir ülkede içişlerini birinci sorumluluğudur.”
YSK AÇIKLAMA YAPMALI
Seçim sonuçlarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Bilgen, YSK’nin 142 belgesiyle kaç kişinin oy kullandığının YSK tarafından açıklaması gerektiğini kaydetti. Bilgen, kendilerinin bu konuda çalışma yürüttüklerini ifade ederek, “Bizdeki verilere göre milletvekili çıkarma oranının düşük olduğu illerde ciddi kaydırmalar söz konusu. Bu konuda açıklama yapmak YSK’nin görevidir” dedi.
Yine sandık taşıma ve birleştirme kararlarına dair net bir sayının olmadığını hatırlatan Bilgen, bu konuda ciddi bir şaibenin bulunduğunu belirterek, “140-170 bin arasında olmasına rağmen bizim elimizdeki verilerde birleştirme kararlarıyla birlikte 300 bin üzerinden seçmen bundan etkilenmiş bulunuyor. Seçmen listelerinin neden ortaklaştırıldığına dair YSK açıklama yapmalıdır. Geçersiz oylar konusunda da ciddi sorunlar bulunmaktadır. Bizim sıfır (0) oy aldığımız 26 bin sandıkta 118 bin geçersiz oy var. Bir üst kademe rakam toplam bir milyon civarındaki oyun yarısı bizim 1-10 arasında oy aldığımız sandıklar. Bunlar tesadüf mü? En çok geçersiz oyların bizim sıfır aldığımız sandıklar olması tesadüf mü? Bu tablo açıklama gerektiriyor. Elbette ki YSK’nin ya da bakanlığın kasıtları, kusurları muhalefetin eksikliğini örtmez. Seçmen iradesine sahip çıkılmadığı için özeleştirimizi yapmamız ve önümüzdeki dönem için aynı yanlışları yapmamak için daha ciddi çalışma yapmamızı önümüze koyuyor” şeklinde konuştu.
ERKEN SEÇİMDEN ÖNCE GASPIN SONA ERMESİ GEREKİR
Bilgen, erken yerel seçim tartışmalarına ilişkin ise HDP olarak hafta sonu gerçekleştirilecekleri toplantılarla bu konudaki tutumlarını belirleyeceklerini söyledi. Bilgen, “Ancak seçimi erken yapmanın gerekçesi seçmen iradesinin bir an önce netleşmesi, siyasetin de buna göre şekillenmesi, yerel demokrasi kaygısı taşınıyorsa son yerel seçimlerde ortaya çıkan irade tanınmalıdır. Bu demokrasi kültüründen yoksunluktur, yerel iradeyi yok saymaktır. Tarihten önce tartışılması gereken bu gaspın sona ermesidir” ifadelerini kullandı.
OHAL ŞEKLEN DEĞİL YARATTIĞI MAĞDURİYETLERLE SONLANMALI
Son olarak gündeme gelen OHAL’in sonlanacağı tartışmalara ilişkin konuşan Bilgen, “OHAL’in uzatılmaması ekonomi, hukuk açısında son derece önemlidir. Ama OHAL’i şeklen bitirmek anlamsızdır. Bir telafi sürecinin somut şekilde kamuoyu ile paylaşılması gerekir. KHK ile ortaya çıkacak durum devam edecekse OHAL’in kalkması ne anlam ifade edecektir. Bu haksızlıkların, mağduriyetlerin giderileceği konusunda da bir irade beyanı gerekir. İşinden atılanlar, keyfi tutuklamalar bütün bunlar OHAL’in mirasıdır ve bu miras taşındıkça OHAL’in şeklen kaldırılması demokratikleşme anlamına gelmeyecektir” dedi. (MEZOPOTAMYA AJANSI)