Söyleşide öne çıkan başlıklar şöyle: “Pamuk bizim çok büyük ayıbımız. Adana ve Şanlıurfa’nın en önemli ürünü olan; Aydın, Muş, Diyarbakır’da da yetiştirdiğimiz pamuğu ithal etmemiz söz konusu olabilir mi? Ama maalesef oluyor, biz her sene 1 milyar dolarlık pamuk ithal ediyoruz.Öte yandan buğday… Biz bir buğday ülkesiyiz ama bugün her yıl 4 ila 5 milyon ton buğday ithal ediyoruz. Her yıl Rusya’dan, Ukrayna’dan buğday alıyoruz. Peki neden dışarıdan buğday alıyoruz? Çünkü tarım alanları daralmış. Türkiye’de tarım alanları, son 16 yıl içerisinde, 26.5 milyon hektardan 23 milyon hektar alana düştü. Bir başka deyişle, 3.5 milyon hektar tarım alanı gitti, betonlaştı. TOKİ evleri yapıldı,tarım alanları amacı dışına çıkarıldı. Bununla ilgili Ziraat Mühendisleir Odası olarak, son 5 yılda150 dava açtık. Topraklarımızı korumak için “Toprak Koruma kurulları” kurdular, ama bu kurul “korumama” kurulu gibi çalıştırılıyor.
İTHAL EDİLMEYEN 5 ÜRÜN
Fıstık, fındık, üzüm, kayısı ile narenciye dışında her şeyi ithal ediyoruz. Son 16 yılda, tarımda 185 milyar dolar itphalat parası ödedik. 185 milyar dolar!Bugün dolar ne kadar olduysa çarpın işte onunla. Bir de dış borç faizi ödedik. Doların bu kadar yükselmesinin bir nedeni de bundan kaynaklanıyor. Her şeyimizi dolarla yapıyoruz. Dünyada fındık üretiminin yüzde 76’sını biz üretiyoruz. Fakat fındık üreticisi memnun değil. Fındık üreticisi zor durumda. Çünkü kar elde edemiyorlar. Fındık, Antep fıstığı, zeytin, üzüm borsaları bizim elimizde değil. Fındık borsasının bugün biri İsviçre’de, biri Almanya’da; halbuki üretim merkezi burada!