İsveç merkezli düşünce kuruluşu Stockholm Center for Freedom (SCF),
geçtiğimiz yıl gerçekleşen tartışmalı darbe girişimi ile ilgili kapsamlı
ve çarpıcı bir rapor yayınladı.
“15 Temmuz: Erdoğan’ın Darbesi”
başlıklı raporda, 15 Temmuz “Türkiye’nin otoriter Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ın, gücünü artırarak konsolide etmek, başkanlık sistemini
garantilemek, muhaliflerini bertaraf etmek ve Suriye’ye girmek gibi
amaçlarla, kendisine bağlı istihbarat birimleri ve askeri kadrolarla
birlikte kurgulayarak yönettiği bir kumpas ya da ‘sahte bayrak (false
flag)’ operasyonudur,” şeklinde tanımlanıyor. Tartışmalı darbe girişimi
için “Başarısızlığı baştan garantilenmiş ancak Erdoğan açısından
amaçlarına fazlasıyla ulaşmış bir darbe girişimidir,” tespitine yer
veriliyor.
Rapor ile ilgili açıklamalarda bulunan SCF Başkanı Abdullah Bozkurt,
“15 Temmuz öncesi Ankara’da dillendirilen darbe söylentileri Erdoğan
tarafından bir fırsata çevrilmiş ve kendi kurguladığı darbeyi sahneye
koyarak muhaliflerini bertaraf edeceği bir ortam oluşturmuştur,” dedi.
Bozkurt, “Aylar süren titiz bir çalışmanın neticesinde hazırlanan
raporun, 15 Temmuz ile ilgili gerçeklerin aydınlatılmasında önemli bir
kaynak olacağını umut ettiğini,” söyledi
191 sayfalık raporda, Erdoğan ve hükümetin resmi söylemleri ile
gerçekler arasında derin bir uçurum olduğu üzerinde duruluyor.
İddianamelerin, emniyette alınan ifadelerin, mahkeme zabıtlarının ve
Meclis 15 Temmuz Araştırma Komisyonu’nun tutanaklarının titiz bir
şekilde masaya yatırıldığı çalışmada askeri uzmanların ve görgü
tanıklarının anlattıklarına da yer veriliyor. Kamuoyunun ilk defa
duyacağı çarpıcı bilgilerin yer aldığı raporda ayrıca Fethullah Gülen
ile yapılmış özel bir röportaj da ilgililerinin dikkatlerine sunuluyor.
Raporun en dikkat çeken bölümlerinden birini ise, Erdoğan ve
ailesinin tatil yapmakta olduğu Marmaris’ten ayrılma süreci ile ilgili
olarak ile resmi belgelerdeki söylemlerle görgü şahitlerinin
anlattıkları arasındaki büyük çelişkiler teşkil ediyor.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın
tartışmalı darbe girişimindeki rolüne özel bir yer ayrılan raporda, Akar
ve Fidan’ın makul bir açıklama getiremedikleri 14 Temmuz ve 15 Temmuz
1016 günleri gerçekleştirdikleri sıra dışı eylem ve hareketleri dakika
dakika ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Kendisini kaçırma planları
yaptığı iddia edilen “darbeciler”in, oradayken rahatlıkla enterne
edebilecekleri Genelkurmay Karargahı’ndan kendisini kapıya kadar
uğurlamalarının çelişkisi vurgulanıyor. Darbe girişimine yönelik askeri
hareketliliğin ise Hakan Fidan Karargah’tan ayrıldıktan hemen sonra
başlamasının tuhaflığına dikkat çekiliyor.
Genelkurmay Başkanı Akar’ın, darbecileri darbe girişimlerini erkene
çekmeye zorlayarak akamete uğrattığına dair iddialarını çürüten somut
bilgi ve kanıtların yer aldığı raporda, Genelkurmay Başkanı’nın
birbirleriyle ve yaşanan gerçeklerle çelişen ifadeleri genişçe analiz
ediliyor. Raporda, ayrıca, Akar’ın darbe girişiminin neresinde olduğu
sorusuna net cevaplar aranıyor.
SCF’nin “15 Temmuz: Erdoğan’ın Darbesi” başlıklı raporunda, darbeye
karıştığı iddia edilen askerlerin, emir komuta içerisinde bir
faaliyetin, bir tatbikatın veya bir terör saldırısına karşı alınan
güvenlik tedbirlerinin parçası olarak harekete geçtiklerini sanmaları
için yapılan planlamalar ve eylemler ilk defa kamuoyu ile paylaşılıyor.
15 Temmuz’a yönelik ilk hareketlenmenin başladığı 11 Temmuz 2016 günü,
Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda sınırlı sayıda subaya talimatla duyurulan
ve “bilmesi gereken” kuralı kapsamında gizli tutulması emredilen
Konvansiyonel Olmayan Harekat (KOH) planı görüntüsü altında bir çok
askerin tuzağa nasıl düşürüldüğü de bütün detaylarıyla ilk kez
paylaşılıyor.
Raporda bilgisine başvurulan üst düzey askeri uzmanlar, tartışmalı
darbe girişimine katılan asker sayısının azlığına dikkat çekiyor.
Darbeci oldukları suçlamasıyla 168 generalin tutuklandığının altını
çizen askeri uzmanlar, emirleri altında fiilen 200 binden fazla asker
bulunan bu kadar çok generalin çoğu er-erbaş ve askeri öğrenci olmak
üzere sadece 8 bin 500 civarı asker ile darbe yapmaya kalkışmalarının
mantıksızlığına işaret ediyorlar.
Darbe girişimine sahne olan başlıca mekanlara ve kritik isimlerin
oynadıkları rollere genişçe yer ayrılan raporda, 15 Temmuz gecesi
şüpheli hareketler sergileyen kuvvet komutanları ile dönemin Özel
Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı’nın dikkat çeken eylemlerine de
ayrıntılı olarak yer veriliyor.
Hiçbir şeyin henüz belli olmadığı darbe girişiminin daha ilk
dakikalarından itibaren Erdoğan ve hükümetin bu girişimin arkasında
olmakla suçladığı Fethullah Gülen’in SCF’ye yaptığı özel açıklamalar da
kamuoyunda uzun süre tartışılacak gibi. Söyleşide darbe girişimini
öğrendiğinde ilk tepkisinin ne olduğunu da anlatan Gülen, 15 Temmuz
öncesine dair olarak “Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın uzun
zamandır bir darbe hazırlığı içerisinde olduğunu, buna matuf ciddi
çalışmalar yaptığını duyduğunu,” da ifade ediyor.
Özel röportajda “15 Temmuz Erdoğan ve avenesi tarafından
kurgulanmış̧, haince bir senaryoydu,” diyen Gülen, “Tiyatro veya senaryo
derken meseleyi basitleştirmek adına söylemiyorum. Neticeleri
Türkiye’deki bütün gerçekleşmiş̧ darbelerden daha ağır oldu, oluyor. 249
insanımız hayatını kaybetti. Elli bin masum insan hapishanelere atıldı.
Halk ayrıştı, insanlar arasında telafisi zor husumet tohumları ekildi.
Başkanlık adı altında Ortadoğu ülkelerinde görülen Baas tipi bir
diktatörlük tesis ediliyor,” şeklinde tespitlerde bulunuyor.
Raporda, ayrıca, Gülen Hareketi ile tartışmalı darbe girişimini
ilişkilendirmekte ismi en çok kullanılan Adil Öksüz’ün kaybolmadan
önceki son saatleri tafsilatlı bir şekilde yer alıyor. Akşam yemeğe
geleceğini söyleyerek evden ayrılan Öksüz’ün en son yaptığı telefon
görüşmesine de raporda yer veriliyor.
15 Temmuz gecesi hayatını kaybeden sivil-asker vatandaşların kimler
tarafından öldürüldüğünün ciddi şekilde sorgulandığı raporda, ölenlerin
otopsileri ve bu cinayetlerde kullanılan silahların balistik
incelemeleri konusunda yaşanan belirsizlikler üzerinde ciddiyetle
duruluyor. O gece sahada oldukları kesinlik kazanan Erdoğan yanlısı
paramiliter güçlerin kim oldukları ve kimler tarafından organize
edildikleri sorgulanırken, Erdoğan ve hükümetin 15 Temmuz’u aydınlatma
çabalarını engelleme ve karartma gayretleri üzerinde de genişçe
duruluyor.
Raporu PDF olara buradan okuyabilirsinitz: “15 Temmuz: Erdoğan’ın Darbesi