Sistemi kendi bekası için değiştirmek zorunda olan, hesap vermeye yanaşmayan ne kadar unsur varsa Erdoğan çatısı altında birleşti ve buna Yeni Türkiye ismi verildi ve sık sık duyuyorsunuz sizi ve bizleri kandırmak için de buna Yeni Türkiye diyorlar.
TÜRKİYE’DE GÜNDEM BELİRLEME
Gündem artık Başkanlığın kontrolünde belirlenecek ve toplum neyi konuşması gerekiyorsa onunla ilgilenecek. Adnan Oktar operasyonu Türkiye gündemine düştüğü andan itibaren içinde büyük ihmaller barındıran Çorlu tren kazası sorgulanmaz oldu ve yavaş yavaş unutuluyor. Gerçek gündemlerin suni ve planlı operasyonlar ile unutturulduğu bir Türkiye.
Mahkeme yüzü görmeyen on binlerce insanın cezaevlerinde keyfi olarak bekletildiği, 100’den fazlasının hayatını kaybettiği bir ülke. Yaşanacak bütün kaza ve felaketlerde dış güçlerin suçlanacağı ve hiçbir makamın sorumluluk sahibi olmadığı ve sorumluluk üstlenmediği bir Türkiye.
Böyle bir ülkede; gündemi değiştirmek, ekonominin yaşadığı sarsıntıları konuşturmamak, üniversite öğrencilerinin hapse atılmasını gözden kaçırmak için kim bilir bekletilen daha kaç operasyon vardır.
Kimi kullanım süresi dolduğu için, kimi biat etmediği için kim bilir sırada daha kaç örgüt cemaat grup veya şirket var..
Bütün bu yaşananlar karşısında düne ait bir özeleştiri yapmadan, iktidarı despot bir rejim olarak gördüğünü söyleyip onun bütün güvenlik politikalarına onay veren muhalefet görünümlü işbirlikçiler olduğu sürece bu düzen kendi kendini yok edeceği ana kadar devam edecektir.
Özgürlüğün tehdit olarak görüldüğü bir ülkede, masum insanlara suç isnat edilip hapse atıldığı, mallarının gasp edildiği bir ülkede dünyanın en yetenekli kadrolarını başa getirseniz dahi refaha ulaşma şansınız olamaz. İç barışın, adaletin, toplumsal güvenin tesis edilemediği bir ülkede devlet sürekli birtakım suni ve lüzumsuz projelerle halkını oyalar durur.
Türkiye vatandaşın ihtiyaçlarına eğilen bir devlet olmayı değil, hükümet ve devleti yönetenler kendi ihtiyaç ve itibarına öncelik veren bir devlet olmayı seçti ve bu durum tarihteki örneklerinden farklı olarak toplumun azımsanmayacak bir kesiminin onayı ile gerçekleşti (hep beraber 24 Haziran seçiminde gördük). İster algı ister hipnoz deyin bu gerçek değişmiyor. Bu yüzden toplumun bu oranda sahiplendiği bir sistemi kabul etmek istemeyenler için yeni bir dönem başlıyor. Ya bir örgüte üye olmaktan tutuklanacaklar veya seslerini kısıp böyle bir rejimde yaşamanın yollarını bulacaklar.