AİHM, Rusya’nın Bediüzzaman Said Nursi’ye ait Risale-i Nur külliyatının yasaklamasının ifade özgürlüğüne aykırı olduğuna hükmetti.
Deutsche Welle Türkçe’nin haberine göre; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Bediüzzaman Said Nursi tarafından yazılmış Risale-i Nur adlı tefsir külliyatını yasaklayan Rusya’nın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili maddesini ihlal ettiğine hükmetti. Mahkeme, ayrıca Rusya’yı tazminat ödemeye mahkum etti.
Konuya ilişkin AİHM’de açılan davalar, Risale-i Nur’un 2007 ve 2010 yıllarında Rus mahkemeleri tarafından alınan iki değişik kararla yasaklanışının ardından, eseri yayımlayan Nur-u Bedi Eğitim Kültür Vakfı, bu vakfın yöneticisi İbrahim Salihoğlu İbrahimov ve Krasnoyarsk bölgesi Müslümanlarından oluşan bir dernek aracılığıyla açılmıştı.
Rus mahkemeleri, eseri “radikal unsur içerdiği” gerekçesiyle yasaklamıştı. Tataristan Cumhuriyet Savcılığı Risale-i Nur külliyatının “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle 2005 yılında Nur cemaatinin üyelerine karşı suç duyurusunda bulunmuş, açılan dava Koptevskiy Mahkemesi’nin 2007 yılında Said Nursi eserlerini “aşırı içerikli yayın” olarak niteleyip yasaklamasıyla sonuçlanmıştı. Karar Moskova Temyiz Mahkemesi tarafından da onanmıştı. Benzer bir karar Eylül 2010’da Krasnoyarsk kent mahkemesi tarafından alınmış ve Risale-i Nur külliyatına dahil olan “Haşr Gününe Dair Onuncu Söz” adlı kitap “aşırı içerikli” olduğu gerekçesiyle yasaklanmıştı.
Psikolog ve psikiyatristlerin raporu
Kararlara temel olarak Rus psikolog ve psikiyatristlerden oluşan bilirkişi heyetlerinin Nur cemaati üyeleri ve Risale-i Nur hakkında hazırladığı raporlar kullanılmıştı. Bilirkişi raporlarında Risale-i Nur’un okurların kafasında “inanmayanlara karşı düşmanlık, kin, öfke ve tiksinti oluşturduğu” görüşüne yer verilmişti. Rusya Müftüler Birliği’nin hazırlattığı bilirkişi raporu ise Rus mahkemeleri tarafından dikkate alınmamıştı.
AİHM önünde dava açan davacılar, Rusya’dan “din ve ifade özgürlükleri” temelinde şikayetçi olmuştu. Davacılar Rus mahkemelerinin yasak kararında gerekçe olarak kullandığı “aşırı içerik” ve “halkı düşmanlığa teşvik” teriminin net olmadığı, Said Nursi kitaplarının “dini düşmanlığa teşvik etmediği” tezini işledi. Rus mahkemelerinin kullandığı bilirkişilerin “dini uzman” olmadığı savunuldu.
AİHM ise çok dinli toplumlarda “herkesin din ve inançlarına saygı amacıyla” kimi zaman sınırlı kısıtlamalar getirilebileceğini belirtip, devletlerin değişik din, inanç ve doktrinlerin beraber yaşayabilmesini “nötr ve tarafsız biçimde” sağlamaları gerektiğini hatırlattı. Dini çoğunluk veya azınlıkların da her türlü eleştiriye açık olmaları gerektiğine, inanmayanlar veya diğer din ve inançlara mensup olanlara hoşgörülü davranmaları gerektiğine vurgu yaptı.
AİHM gerekçeyi yeterli bulmadı
İfade özgürlüğünün demokratik toplumlar için önemini bir kez daha anımsatan AİHM, Rus mahkemelerinin Said Nursi eserlerine getirdiği yasağı yeterince gerekçelendirmedikleri ve kitaplardaki hangi bölümlerin “aşırı” olduğunu belirtmedikleri sonucuna vardı. Kitaplardaki bazı ifadelerin kimi birey ve grupları şok edebileceğini, ancak bunun tek başına kitabın “nefret söylemi” içerdiği anlamına gelemeyeceğini kaydetti. AİHM ayrıca, yasaklanan Risale-i Nur eserinin Rusçaya 2000 yılında çevrildiğini, o tarihten 2007’ye kadar ülkede serbestçe dağıtıldığını ve Rus hükümetinin bu yedi yıl içinde yayının herhangi bir dini çatışma veya zarara neden olduğunu ispatlayamadığını da not etti.
Bu tespitlerden yola çıkan AİHM, Rusya’nın Said Nursi kitaplarını yasaklayarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade özgürlüğüyle ilgili 10’uncu maddesini ihlal ettiğine hükmetti. Karar gereği Rus hükümeti davacılardan İbrahim Salihoğlu İbrahimov’a 7 bin 500 euro manevi tazminat ödeyecek.
Kayhan Karaca / Deutsche Welle Türkçe