Avustralya, son elli yılın en kurak günlerini yaşıyor. Tabiri yerinde ise kuraklık, etkilerini iliklere kadar hissettirmeye başladı. Geçen hafta kuraklığın en büyük etkisinin görüldüğü NSW Eyaleti “yüzde 100” kuraklık bölgesi ilan edildi. Kıtanın tarım ürünlerinin dörtte birini karşılayan eyalette, krizin etkilerini en aza indirmek için çeşitli tedbirler alınıyor.
Öyle ki, hükümet kangurular için öldürme izni bile vermek zorunda kaldı. Arazi ve meraların çölleştiği, ot kıtlığı nedeni ile hayvanlar yiyecek bulmak için yerleşim birimlerine kadar yaklaşıyorlar.
Aslında bugün 25 milyona ulaşan nüfusu ve güçlü ekonomisi ile Kıta Ülkesi, kuraklık afetine yabancı değil. Avustralya’nın federasyona geçişinden yani 1901 yılından beri tutulan istatistiklere göre; belli aralıklarda toplamda 19 kez bugünkü afet gibi kuraklık yaşanmış. Ancak, 2018 ‘en kurak yıl’ olarak kayıtlara geçti. Aynı zamanda bu yılın sonbahar yağışları 116 yıldan bu yana en düşük seviyesinde…
ANCAK, ÜÇ -DÖRT AYLIK SU KALDI
Bir yıldan fazla bir zamandır kayda değer yağmurun yağmadığını söylüyor, kuraklığı iliklerine kadar yaşayan Upper Hunter bölge sakinleri. Üç veya dört ay yetecek kadar kalan sularını en tasarruflu şekilde kullandıklarını söylüyorlar. Hatta çamaşırları haftada sadece iki defaya, banyo yapmayı ise dakikalara sığdırmışlar.
Federal Başbakan Malcolm Turnbull, asrın en kötü kuraklığını geçiren eyalette çiftçilere, yerel grup ve şirketlere verilecek maddi desteğin 1,8 milyar dolara çıkarıldığını açıklamak için Pazar günü Forbes’deydi. Başbakan, yaptığı ziyaretler sırasında zaman zaman çaresizlik içindeki çiftçilerin serzenişiyle de karşılaştı. Kuraklıktaki vahim durum ve çiftçilerin karşı karşıya olduğu en dramatik tablo ise, Başbakan’ın NSW’in Dubbo kasabasındaki ziyareti sırasında yaşandı. Çevredeki kuraklığı fotoğraflayarak farkındalık kampanyası düzenleyen Edwina Robertson, Başbakan’a “Durum basına yansıyanlardan ve gördüğünüz her şeyden daha kötü. Her gün bir çiftçi ailesini ziyaret ediyorum ve bir gün çok geç kalmış olabileceğimden endişeleniyorum. Durum bu kadar kötü” diye konuştu. Üzüntülerini ağlayarak ifade ediyordu Robertson, hatta konuşmakta zorlanıyordu.
Gerçekten zor bir durum…
Başbakan ise bu gerçek karşısında, “Çiftçilerimiz dayanıklıdır, iyi yöneticilerdir ama bazen başa çıkması zor zamanlar olabiliyor” diye teselli etmekle yetinebildi. Upper Hunter’da kendisinin de koyun ve sığır çiftliği sahibi olan Başbakan Turnbull, bunun gördüğü en ağır kuraklık olduğunu teyit etti. Hükümetin verdiği maddi desteğin aileleri az da olsa rahatlatcağını söyleyen Turnbull, kuraklık nedeniyle mali sıkıntı yaşayan çiftçilere Çiftlik Hanehalkı Tahsisatı (FHA) kapsamında daha fazla yardım sağlama konusunda söz verdi.
KURAKLIK, YARDIMLAŞMA DUYGULARINI PERÇİNLEDİ
Kuraklık özellikle çiftçileri canından bezdirirken, diğer taraftan da ülke insanının civanmertliği, yardımlaşma duygusunu ve empati duygularını adeta perçinledi. Bir nevi, Kur’anı-ı Kerim’de geçen ifade ile; “Sizin için şer gibi gözüken bazı şeyler hayır, hayır bildiğinizde şerdir” ayetinin tecellisi gibi… Bu yardımlaşma duygusu da böyle bir durum…
Tabi ki, belâ ve musibetler istenmez. Ama gelince de çekiliyor ve farklı durumları da beraberinde getiriyor. Bu doğal felaket de, toplumun dayanışmasına bir çok örnekleri beraberinde getirdi. Ülkenin bir ucundan bir ucuna yapılan bağışlar ve başlatılan kampanyalar, gerçekten takdire şayan…Rapid Relief Team (RRT) yardım kuruluşu tarafından düzenlenen kampanyada yarım milyon dolar değerinde tonlarca saman, 16 büyük kamyonla, 3500 kilometre yol kat edilerek NSW’in Orta Batı’sındaki Condobolin’e ulaştı. Ulusal Çiftçiler Federasyonu Başkanı Fiona Simson da başlatılan yardım kampanyası ile toplanan ve 4 milyon doları aşan rakam karşısında mutluluğunu; “Ülkemizin cömertliği adeta yağmur gibi yağdı” diye özetledi. Toplumun birlik ve beraberliğine dikkat çekildi. Yer yer Başbakanın Avustralya’nın çok kültürlülük başarı öyküsünün ayrılmaz bir parçası olarak nitelediği Müslüman toplumda kendisine düşeni ortaya koyma çabasında.
MÜSLÜMANLAR YAĞMUR DUASINA ÇIKTI
Bayramın manevi atmosferine girdiğmiz şu günlerde ülkedeki farklı Müslüman gruplar, kuraklık için Cenabı Hakk’ın engin rahmetine sığınarak toplu yağmur duasıyla katkıda bulunuyorlar. Ayrıca ülke çapında Bayram Namazı’nda toplanacak yardımların, kuraklık karşısında zor günler geçiren çiftçilere bağışlanacağı duyuruldu.
Kilometre başına yalnızca iki kişinin düştüğü ve dünyanın en az nüfus yoğunluğuna sahip ülkesi Avustralya’nın bu sıkıntıları aşma mücadelesi devam ederken, doğal afetlerden zarar gören ülkelerin yardımına koşma çabası da takdire şayan. Bir yandan yüzyılımızın global problemi sayılan iklim değişikliğinin getirdiği olumsuzluklarla mücadele ederken, bir yandan da dünyanın farklı noktalarında meydana gelen afetlere karşı, hayatta kalma mücadelesi veren insanların yardımına koşmaya çalışıyor. En yakın komşuları başta olmak üzere, bir çok ülkenin acılarını paylaşmakta. Gerek mesleğinde tecrübeli insan gücü ile gerekse de maddi yardımlarla imdadına yetişiyor. Herhalde komşuları ile sıfır problem yaşamayan, güçlü toplum, güçlü devlet tarifi bu olsa gerek. Galiba ‘Acılar paylaşıldıkça azalır’ sözü bugünler için söylenmiş.
Şu mübarek günleri fırsat bilerek, ellerimizi Cenab-ı Mevlaya her açtığımızda Kurban Bayramı hürmetine ülkenin bu felaket ve mağduriyetten, kurtulması için dualarımızı eksik etmeme dileği ile Bayramınız Mübarek olsun. z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au