SEMİH ARDIÇ-TR724.COM
Türkiye aile şirketi gibi idare edildiği için ataerkil aile modelinin tavır ve davranışları birebir müşahede ediliyor. Aile reisi bütün imtiyazları elinde toplamış.Hane halkının söz hakkı yok. Reis ne kadar lütfederse o kadar hürriyet o kadar ekmek, hava ve su…
Cep delik, cepken delik de olsa patron ne derse o!
BÜTÇENİN İSMİ KALMIŞ
Hane reisine hesap sormak mümkün değil. Ay ortasında mutfak tam takır kuru bakır. Paranın niye yetmediğini kimse sual edemiyor. Bütçedeki gedik aydan aya büyüyor.Artık yama ile kapatılamayacak, çaputla tıkanamayacak kadar devasa bir delik var.
Ağustos ayında bütçe 5,8 milyar TL açık verdi. Bahse konu rakam geçen senenin aynı ayına kıyasla yüzde 563 daha fazla. 2017 senesinin Ağustos ayında açık 874 milyon TL idi.
Senenin ilk 8 ayında bilanço ne vaziyette? Tam bir iflas bütçesi.
Ocak-ağustos döneminde merkezî idare bütçesi 50,8 milyar TL açık verdi. Bir evvelki sene 8 aylık açık 25,2 milyar TL. İki katına çıkmış açık.
HÜKÛMET 65 MİLYAR TL DAHA FAZLA HARCADI
Bütçede bir başka kalem daha var ki “tasarruf” beyanlarının kâğıt üzerinde kaldığını teyit ediyor.
“Harcamalar için tahsis edilen ödeneklerden tasarruf yapıp bir kenara biriktirilmesi” şeklinde tarif edebileceğimiz Faiz Dışı Denge maalesef ilk 8 ayda 559 milyon TL açık verdi.
Oysa ana para ödemeleri bu kalemde tasarruf tutarı ile doğru orantılıdır. 2001 krizini müteakip Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından ihdas edilmişti bu kural.
Zira hem müsrif hem lükse düşkün siyasetçilerin bir elini bağlamadıkça bütçe açığı azaltılamıyordu. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) o kuralı da kale almıyor artık.
Bütçenin gelir-gider dengesinde giderler 50,8 milyar TL daha fazla tahakkuk etti.
Faiz dışı açık rakamı ilave edildiğinde mali disiplinin m’sinden eser kalmadığı anlaşılıyor.Hükûmet 2017 senesinde Bütçe Kanunu’nu Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçmesi esnasında kendisine tahsis edilenden en az 65 milyar TL daha fazla harcama yaptı.
50 MİLYAR TL FAİZE GİTTİ
İki sene evvel senelik faiz ödemeleri 40 milyar TL’ye kadar gerilemişti. Oysa 2018 senesinin ilk 8 ayında faiz için 50 milyar TL ödendi.Sadece faize giden para iki Millî Eğitim Bakanlığı daha ihdas edilebilirdi.
Faiz ödemeleri bu sene 80 milyar TL’yi aşacak. 2019 bütçesi zaten birkaç ay içinde tükenecek. Zira 2018 yılında faizler yüzde 20’yi aştı, yüzde 30’a doğru ilerliyor.Artan faizlerin tahrip ediciliği 2019’da en şiddetli haliyle hissedilecek.
173 MİLYAR TL VERGİ TAHSİL EDİLEMEDİ
Vergi gelirleri ilk 8 ayda 583 milyar TL tahakkuk etmiş. Tahsilat tutarı ise 410 milyar TL’de kalmış. 173 milyar TL piyasada kalmış.Bir başka ifadeyle Maliye tahakkuk etmiş her 100 liralık verginin 29,6 lirasını tahsil edemedi.
Mükellef iki sebeple bu kadar büyük bir borç takmış olabilir:
1)Piyasada zannettiğimizden daha vahim bir nakit krizi var.2) Her üç senede bir çıkarılan vergi afları mükellefin borcunu vadesinde ödeme alışkanlığını bozdu, vergi şuuru ve ahlakı tahribata uğradı.
Tahsilat fiyaskosunda esas faktör ilk şıkta temas ettiğim krizdir. O kadar tantana yapılan bedelli askerlikten azamî 7,5 milyar TL tahsil edilecek.Hükûmet iktisadî buhrana çare bulmadığı için kimse elindeki nakiti harcamak istemiyor.
Krizlere has davranış şekli yeniden nüksetti ve Hazine’nin kasasına girmesi icap eden 173 milyar TL tahsil edilemedi.Bunun üzerine giden, çare arayan ya da Maliye Bakanı Berat Albayrak’a hesap soran kimse yok.
220 MİLYAR DOLAR BORÇ, HİBE DEĞİL!
Hanenin bütçesi delik deşik. Kasaba, manava, bakkala borç yığılmış. Elektrik-doğalgaz faturaları ödenmediği için hane halkı mum ışığında oturuyor.220 milyar dolar döviz borcunu kim ödeyecek? Yabancılar o kadar parayı hibe etmeyeceğine göre niçin bütçede tasarruf edilmez?
Gıdadan temizlik malzemelerine kadar her kalemde zam tsunamisi devam ettiği için öğün sayısı neredeyse bire inecek.
HANE REİSİ EVE LÜKS FERRARI İLE GELİRSE
Sofrada çeşit azalmış. Karın tokluğuna çalışıyor herkes.6,30 TL’yi geçen dolar yeniden tırmanışa geçmiş. Merkez Bankası’nın repo faizini yüzde 6,25 artırması üç gün bile tesir etmemiş.Arjantin’den sonra en yüksek faizi veren ikinci memleket olmak bile TL’yi kurtarmaya kâfi gelmemiş.
Ahval böylesine perişan iken hanenin reisi bir akşam eve lüks bir Ferrari ile dönüyor. “Ferrari ile biraz alakadar olunca sahibi sağolsun hediye etti.” diyor.
ARABANIN MASRAFLARI İLE KAÇ FAKİRİN KARNI DOYAR?
Reis telaşa lüzum olmadığını, arabanın kendisine değil hane halkına ait olduğunu söylüyor.Ağır konuşmamak için herkes dilini ısırıyor. Piyasada “müsrif” lakabı ile anılan birine kim, niye bu kadar pahalı bir arabayı hediye eder ki!
Hem o arabanın masrafını karşılayacak para nerede!
Yakıt, sigorta ve vergi için ödenecek parayla fakir hane halkı krallar gibi geçinip gidebilecekken bu araba nereden çıktı şimdi?
Ahalinin bu adama ne diyeceğini zengin atasözleri kütüphanemize havala ediyorum. Ataerkil aileler anti demokratik yapısı itibarıyla her an patlamaya hazır bir bomba gibidir.
Patlamanın kıvılcımı da hep ekmekten çıkar…