Başyazı “Nefisle Yüzleşmede Hâlede İlk Halka (3)” başlığıyla, Hz.
Osman Zinnureyn Efendimizin (S.A.S.) nefisle yüzleşmedeki mücâhede
derinliğini anlatıyor: “Şimdi de hâlede, yüzünde güneş gibi nur-i
Rahman, Zinnureyn Hz. Osman var.
Osman Zinnureyn Efendimizin (S.A.S.) nefisle yüzleşmedeki mücâhede
derinliğini anlatıyor: “Şimdi de hâlede, yüzünde güneş gibi nur-i
Rahman, Zinnureyn Hz. Osman var.
Tavrı düşüncesi, iç derinliği ve bu
derinlikte nebî sesi gibi duyulan seleflerinin ah u vâhından –bana ait
seviye vefasızlığıyla- birkaç damla!.. (…) O ve selefleri, Hz. Ruh-u
Seyyidi’l-Enâm’ı (S.A.S.) bir sarraf titizliğiyle, basiret merceğine
bağlı öyle takibe almışlardı ki, güfte aynı, beste aynı, duyulan hep o
canfeza nağmelerdi. Söz Sultanı, sözlerin sultanı beyanlarıyla nasıl
inlemiş, nasıl sızlanmışsa, ses tonu farklılığıyla nağmeler aynıydı;
çünkü onlar o Kamer-i Münir’in hâlesinde her şeyi aynıyla aksettiren
birer nur-efşan ayna mesabesindeydi. Dolayısıyla da Hakka teveccühte,
O’na iç döküp sızlanmada ve nefisle hesaplaşmada hep o Rehber-i
Zîşan’ın dillendirdiği argümanları kullanıyor; hemen her zaman da aynı
makam ve ritimde Cenab-ı Hannân ü Mennan’a iç döküp sızlanıyorlardı.
Allah’a yalvarıp yakarmada Edeb Sultanı’nın deyip ettiklerine
muhalefetten korkuyor ve tir tir titreyip her hallerinde Onun dilini
kullanmaya fevkalâde bir özen gösteriyorlardı.”
derinlikte nebî sesi gibi duyulan seleflerinin ah u vâhından –bana ait
seviye vefasızlığıyla- birkaç damla!.. (…) O ve selefleri, Hz. Ruh-u
Seyyidi’l-Enâm’ı (S.A.S.) bir sarraf titizliğiyle, basiret merceğine
bağlı öyle takibe almışlardı ki, güfte aynı, beste aynı, duyulan hep o
canfeza nağmelerdi. Söz Sultanı, sözlerin sultanı beyanlarıyla nasıl
inlemiş, nasıl sızlanmışsa, ses tonu farklılığıyla nağmeler aynıydı;
çünkü onlar o Kamer-i Münir’in hâlesinde her şeyi aynıyla aksettiren
birer nur-efşan ayna mesabesindeydi. Dolayısıyla da Hakka teveccühte,
O’na iç döküp sızlanmada ve nefisle hesaplaşmada hep o Rehber-i
Zîşan’ın dillendirdiği argümanları kullanıyor; hemen her zaman da aynı
makam ve ritimde Cenab-ı Hannân ü Mennan’a iç döküp sızlanıyorlardı.
Allah’a yalvarıp yakarmada Edeb Sultanı’nın deyip ettiklerine
muhalefetten korkuyor ve tir tir titreyip her hallerinde Onun dilini
kullanmaya fevkalâde bir özen gösteriyorlardı.”
“(Hz.
Zinnureny), Kur’an-ı Kerim’i bu iç çekişlere temel esas ve vesile
ittihaz ederek, mebde’den müntehaya Beyan-ı İlahî ufkundaki bu perdeli
seyahatini Hakka sığınmanın nuranî vesilesi sayılan ‘Muavvizeteyn’ ile
noktalıyordu; noktalıyor ve bir kısım bahtsızların, onun ruhunun ötelere
kanatlanmasına sebebiyet verecekleri ana kadar da o farklı vird-i
zebanına devam ediyordu. Kur’an’ının üzerine dökülen kanlar onun İlahî
Kelam’la yürekten irtibatının şahid-i sâdıkıdır.” (Büyük Cevşen’deki
Fatiha’dan Nâs Suresine kadar her sureden alıntılarla meydana gelen
hârika MÜNÂCÂT-I KUR’AN duası, Hz. Ali’nin tasdik ve rivayetiyle Hz.
Osman’a aittir. M.F. Gülen Hocaefendi bu başyazısının son bölümünde
buna işaret ediyor. A.A.)
Zinnureny), Kur’an-ı Kerim’i bu iç çekişlere temel esas ve vesile
ittihaz ederek, mebde’den müntehaya Beyan-ı İlahî ufkundaki bu perdeli
seyahatini Hakka sığınmanın nuranî vesilesi sayılan ‘Muavvizeteyn’ ile
noktalıyordu; noktalıyor ve bir kısım bahtsızların, onun ruhunun ötelere
kanatlanmasına sebebiyet verecekleri ana kadar da o farklı vird-i
zebanına devam ediyordu. Kur’an’ının üzerine dökülen kanlar onun İlahî
Kelam’la yürekten irtibatının şahid-i sâdıkıdır.” (Büyük Cevşen’deki
Fatiha’dan Nâs Suresine kadar her sureden alıntılarla meydana gelen
hârika MÜNÂCÂT-I KUR’AN duası, Hz. Ali’nin tasdik ve rivayetiyle Hz.
Osman’a aittir. M.F. Gülen Hocaefendi bu başyazısının son bölümünde
buna işaret ediyor. A.A.)
Nuh Aydın’ın “Adezyon ve Kohezyon Kuvvetleri” başlıklı yazısı, verdiği fennî ilmî bilgiler yanında bir tevhid dersi mahiyetinde…
“Yalnızlık
mı Çekiyorum?” başlıklı yazısında Prof. Dr. Said Işık, bize altı
cihetimizi koruma altına alacak ve yalnızlığımızı giderecek gerçek
dostlarımızdan bahsediyor.
mı Çekiyorum?” başlıklı yazısında Prof. Dr. Said Işık, bize altı
cihetimizi koruma altına alacak ve yalnızlığımızı giderecek gerçek
dostlarımızdan bahsediyor.
Didem Fırtına “Işıklı Hayvanlar” yazısıyla bizlere yepyeni bir tefekkür ufku açıyor.
“Elmas
Kalemli Sıddık Hattat” başlıklı yazıda, Hüsrev Altınbaşak Ağabeyimiz
bilhassa yakınlarının hatıralarıyla bilinmeyen taraflarıyla anlatılmaya
çalışılmış…
Kalemli Sıddık Hattat” başlıklı yazıda, Hüsrev Altınbaşak Ağabeyimiz
bilhassa yakınlarının hatıralarıyla bilinmeyen taraflarıyla anlatılmaya
çalışılmış…
Numan Erciyes “Hücre ve DNA
Mucizesi” başlıklı yazısında Dünyanın önde gelen ateistlerinden Antony
Flew’in imana gelmesine vesile olan İlahî harika sanattan bahis
açmaktadır.
Mucizesi” başlıklı yazısında Dünyanın önde gelen ateistlerinden Antony
Flew’in imana gelmesine vesile olan İlahî harika sanattan bahis
açmaktadır.
“Devler Geçidi” başlıklı yazısıyla
Rümeysa Eren Atlas Okyanusu’ndaki binlerce altıgen ihtiva eden harika
bir bölgeden söz etmektedir.
Rümeysa Eren Atlas Okyanusu’ndaki binlerce altıgen ihtiva eden harika
bir bölgeden söz etmektedir.
Orta sayfada, M.
Fethullah Gülen Hocaefendi, “Farklı Mertebeleriyle Nefis-5” başlıklı
yazısında, nefs-i emareden Râdıye ve Mardıyye mertebesine kadar nefis
mertebeleri üzerinde duruyor…
Fethullah Gülen Hocaefendi, “Farklı Mertebeleriyle Nefis-5” başlıklı
yazısında, nefs-i emareden Râdıye ve Mardıyye mertebesine kadar nefis
mertebeleri üzerinde duruyor…
Selim Gül
“Cumbalarda Seyahat” başlıklı deneme tür yazısında, Asr-ı Saadette
cumbasında okuduğu Kur’an ile kalbleri ihtizaza getiren Hz. Ebu Bekir
ile Bekir isimli dedesinin, cumbalarının altında okuduğu Kur’an’ı ve
kendisine ‘Kur’an’a sahip çık!’ vasiyetini anlatıyor.
“Cumbalarda Seyahat” başlıklı deneme tür yazısında, Asr-ı Saadette
cumbasında okuduğu Kur’an ile kalbleri ihtizaza getiren Hz. Ebu Bekir
ile Bekir isimli dedesinin, cumbalarının altında okuduğu Kur’an’ı ve
kendisine ‘Kur’an’a sahip çık!’ vasiyetini anlatıyor.
“Duyabilsem Seni Her Gece “ münacâtı ile ile M.F. Gülen Hocaefendi, iç çekiş ve sızlanışlarını dergâh-ı İlâhiye arz ediyor.
Dr.
Hüseyin Aslan, “İngilizlerin İslam’a İlgisi ve Muhacir Müslümanlar”
başlıklı yazısıyla, 8. Yüzyılda başlayan İslamiyete ilginin, günümüze
kadar devam eden örnekleri üzerinde duruyor. İngilizlerden ihtida
edenlerin sayısının 2001 verilerine göre 61000 olduğu ve bu sayının
2010’da iki katına çıktığının tahmin edildiği ifade edilmektedir.
Hüseyin Aslan, “İngilizlerin İslam’a İlgisi ve Muhacir Müslümanlar”
başlıklı yazısıyla, 8. Yüzyılda başlayan İslamiyete ilginin, günümüze
kadar devam eden örnekleri üzerinde duruyor. İngilizlerden ihtida
edenlerin sayısının 2001 verilerine göre 61000 olduğu ve bu sayının
2010’da iki katına çıktığının tahmin edildiği ifade edilmektedir.
“Kapı Kulunum” naatı ile M.F. Gülen Hocaefendi, Peygamber Efendimize (S.A.S.) karşı olan kara sevdasını dillendiriyor..
Prof.
Dr. Suat Yıldırım Hocamız “Medyen Hicretinin Düşündürdükleri” başlıklı
yazısında. Kasas Suresinin 14. 28. Âyetlerini ele alarak bunların
yorumlarını, Tevrat’ın Çıkış bölümündeki,11. – 25. Âyetleriyle
karşılaştırarak yapıyor. Bu arada salih zatın (Şuayb Aleyhisselam olması
muhtemel) yanında bir damat olarak kalan Musa Aleyhisselamın aldığı
feyiz ve eğitimle, Firavun’a karşı çıkmaya ve kavmini onun zulmünden
kurtarmaya hazırlandığını da ifade ediyor…
Dr. Suat Yıldırım Hocamız “Medyen Hicretinin Düşündürdükleri” başlıklı
yazısında. Kasas Suresinin 14. 28. Âyetlerini ele alarak bunların
yorumlarını, Tevrat’ın Çıkış bölümündeki,11. – 25. Âyetleriyle
karşılaştırarak yapıyor. Bu arada salih zatın (Şuayb Aleyhisselam olması
muhtemel) yanında bir damat olarak kalan Musa Aleyhisselamın aldığı
feyiz ve eğitimle, Firavun’a karşı çıkmaya ve kavmini onun zulmünden
kurtarmaya hazırlandığını da ifade ediyor…
“Borş
ve Hicret” başlıklı hikayesinde, Emin Osman Uygur, Doğu Almanya’da,
Almanya doğumlu iki öğrenci işe karşılaştığını, kaldıkları evde bir de
Tacik öğrenci bulunduğunu, sonra Azerbaycanlı Anar Beyle tanıştığını
anlatıyor. Anar Beyin evinde yedikleri Borş çorbasının lezzetinden söz
ederek Orta Asya’da açılan Türk Kolejlerinin önemine vurgu yapıyor. Doğu
Almanya’ya gelen bu sürecin mültecileri ile beraber hizmet etmenin
geleceği üzerinde duruyor…
ve Hicret” başlıklı hikayesinde, Emin Osman Uygur, Doğu Almanya’da,
Almanya doğumlu iki öğrenci işe karşılaştığını, kaldıkları evde bir de
Tacik öğrenci bulunduğunu, sonra Azerbaycanlı Anar Beyle tanıştığını
anlatıyor. Anar Beyin evinde yedikleri Borş çorbasının lezzetinden söz
ederek Orta Asya’da açılan Türk Kolejlerinin önemine vurgu yapıyor. Doğu
Almanya’ya gelen bu sürecin mültecileri ile beraber hizmet etmenin
geleceği üzerinde duruyor…
Yusuf Turan “Duada Güller” şiiri ile, Yağmur dergisindeki güzel mısralarını hatırlatır letafetler ortaya koyuyor…
Salih
Gülen “Babaların Tarihi” yazısıyla, Osmanlı tarihindeki padişah
babaların ideallerini gerçekleştiren oğul padişahların bir nevi resm-i
geçitini sergilemiş…
Gülen “Babaların Tarihi” yazısıyla, Osmanlı tarihindeki padişah
babaların ideallerini gerçekleştiren oğul padişahların bir nevi resm-i
geçitini sergilemiş…
2018 Eylülü’nün
Çağlayanı’ndan da sizleri bir nebze haberdar etmek istedim. Tadımlık
şeyler sırf iştah açmak içindir. Ümit ederim ki, inşaallah Çağlayan’ı
elinize alınca kana kana tefeyyüz edersiniz.
Çağlayanı’ndan da sizleri bir nebze haberdar etmek istedim. Tadımlık
şeyler sırf iştah açmak içindir. Ümit ederim ki, inşaallah Çağlayan’ı
elinize alınca kana kana tefeyyüz edersiniz.