YILMAZ HEPÇAKAR- YORUM
Ülkenin başına öyle bir deli hunisi geçirmişler ki yazılan çizilen hiçbir
şey artık insanı şaşırtmıyor. “Yok artık, bunu da mı yazmışlar?” diye
şaşırmak bile lüks oldu. Da Vinci’nin şifresiyle dünyada ve bizde popüler hale
gelen şifre çözme merakı, AK mallar sayesinde artık paranoyak bir hal almaya başladı.
Zaman gazetesinin darbeden neredeyse bir yıl önce yayınladığı bir reklama dava
açmakla başlayan “subliminal” mesaj komedisi, daha sonra “Çocuklar Duymasın” dizisindeki bir
sahnede kütüphanede görünen “Barış Köprüleri” kitabıyla devam etmiş
ve dizinin yapımcısı ifade vermek zorunda kalmıştı.
Daha bu olay unutulmadan Mabel Matiz adlı şarkıcı hakkında, klibinde 1
dolarlar saçtığı için cemaatçi suçlamasıyla soruşturma açılmıştı. Normal bir
evrende tam bir parodi olarak değerlendirilecek bu işler,bazı ahmaklar
tarafından ciddiye alınır olmuştu. Allahtan dolarlar F serisi değildi de adam
yırttı.
Bir iki hafta önce ise Ankara İl Sağlık Müdürlüğü tarafından çekilen bir
tanıtım filminde ambulansla taşınan
hasta, Hocaefendi’ye benzediği gerekçesiyle filmi hazırlayan kurumda görevli 3
kişi açığa alındı. İlginç olan ise 2 dakikalık filmde tam 30 tane
“subliminal” mesaj bulmayı başarmalarıydı.
Biz bunlara gülüp geçerken uzun zamandır Soner Yalçın’ın karanlık “Oda“larında yazılar yazan Dekoder
Nihat, artık kendisini kimsenin okumadığını anlamış olacak ki acaba nasıl
gündeme gelirim diye yememiş, içmemiş, “Veryansın” halinde bir yazı döşenmiş.
Bilenler bilir, bu Nihat Genç denen ağzı bozuk, kafası karışık, eski
ülkücü, muhafazakar, bir süredir de ulusalcı faşist takılan yazar eskisi;
enaniyet küpü olduğundan bugüne kadar hiçbir medyada kalıcı olamamış, önüne
gelen herkes tarafından kovulmuştur. “Köpekliğin
Tarihi“ni yazmakla meşhur bu
herif, 2010 yılında bitmiş Ezel adlı dizide “Cemaat”
şifreleri bulmuş.
Bizim Dekoder Nihat‘a göre dizinin bir sahnesinde Fethullah Gülen
Hocaefendi‘ye benzeyen bir mask duvarda gözükürken, başka bir sahnede ise Haluk
Bilginer’in canlandırdığı kahramanın yüzü ölürken Atatürk’ü andırıyormuş.
Daha bitmedi, “Dayı” karakteri ve ağzını yayarak
“Yeğeeennn” demesiyle döneme damgasını vuran Tuncel Kurtiz’in de
dizideki adı “Ramiz“miş ve
üstelik dizide şeker hastasıymış. Bizim Dekoder Nihat hemen olayı çözmüş, Ramiz,
Hocaefendi’nin babasının adıymış, üstelik de Hocaefendi şeker hastası.
Dizideki kahramanların birinin adı “Sekiz” diğerinin ise “Temmuz“muş, birleştir ne oldu? 8 Temmuz, bu tarih de direk 15
Temmuz darbesine göndermeymiş.
Can alıcı son şifre de son bölümde yayınlanmış. “Inınınııınnn
“diyerek biraz da salyalarını yazıya akıtarak yaptığı son analiz de şöyle:
Dizinin son sahnesi, Sızıntı dergisinin Mayıs 2016 kapağındaki açılan kapı
resminin aynısıymış. Dekoder Nihat bunları yazmadan önce ne yedi ne içti de
kafayı bu kadar sıyırdı, inanın bir fikrim yok ama ona benden bir kıyak.
Bak Dekoder Nihat, keşke biraz da “İçerde, Çukur, Çarpışma” falan
izleseydin be kuzum. Madem izlemedin öyleyse sıkı dur:
İçerde‘ki Kebapçı
Celal var ya aslında o Maklubeci be oğlum. Hem zaten polis olan kardeşler de
cemaatçi, zaten hangi polis değil ki!
Çukur‘da bir İdris
Baba var, Karakuzular denen adamlar ona bir darbe yapıp bitirmeye çalışıyorlar.
Dikkat et adamlar Karakuzu “AKkoyun” değil. Üstelik taktıkları
yüzüklerle dövmelere dikkat et. Anladın sen onu.
Bir de yeni başlayan Çarpışma
diye bir dizi var, adamlar daha ilk bölümden subliminali çakmışlar. Polis
kontrolünden kaçan arabanın plakası 34 FGH 9112. Plakaya dikkat FGH yani
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kısaltması. Artık 9112’yi de sen çöz. Ama şimdi
kıt aklın yetmez ben yardımcı olayım. 911 Amerika’nın acil çağrı kodu, 112 ise
Türkiye’nin.
Tüm bunlar sana ağır geldiyse Pepe‘ye
de bakabilirsin. Orada malzeme çok, bence iyi incelersen Pepe mahrem imam bile çıkabilir.
Sen Sızıntı Dergisiyle bitirmişsin ben de Çağlayan Dergisiyle bitireyim. Resme falan bakmana gerek yok, isme
odaklan. “Çağlayan” hani adliyesi
de var ya… Eğer hala anlamadıysan şebeke çekmiyor demektir, bir tarafına
anten taktır, netleşir. yilmazhepcakar@gmail.com