Geçenlerde sarayın reklam havuzundan yeterince beslenmediğinden dem
vurup “Reis ne olur bir el at, biz ettik sen etme! Bu gidişle batacağız. Zinhar
seni asla eleştirmeyiz, bizim ufaktan serzenişlerimiz yanındaki bazı
yalakalara. ” diye salya sümük ağlayan adı Karar kendisi akla zarar bir
gazete de görmesem bunları yazmazdım.
Çoğunluğunu Yeni
Şafak ve Star gazetesinden saraya beklendiği kadar uşaklık yapamamaktan
mütevellid kovulan kadroların oluşturduğu bu gazetede,
adı Taşgetiren kendi sağa sola laf götüren biri var ki çoğunuz bu
adamı tanırsınız.
Zamanında
işten kovulup ortada kaldığında şimdi haramilerin çöküp kapattığı Bugün
gazetesinde özgürce yazmasına müsade edilen bu şahsiyet, sonra hayatında
göremeyeceği paralara havuz medyasına transfer olmuş ve bu arada da muhterem
mahdumu Türk Telekomda 20 yılda gelebileceği bir makama peder kontenjanından
zıplayıvermişti.
Farkındayım
giriş biraz uzun oldu ama bu adamın cibilliyetini hatırlamanız adına bence
gerekliydi.İşte
bu Taşgetiren deveyi de ailece hamuduyla götüren adam geçenlerde bir
yazısında utanmadan şundan yakınıyordu:
Kabe
imamı Sudeysi Cuma hutbesinde “Kaşıkçı cinayeti suçlamaları, İslam
düşmanlarının ve işbirlikçi münafıkların komplosu. Prens Muhammed bin Selman,
Allah’ın yüzyılda bir gönderdiği kurtarıcı ve ruhani lider olduğu için hedefte.
Onu desteklemek, emri altına girmek her Müslümana farzdır…” demiş.
Bizimki
de veryansın halinde almış kalemi eline, vermiş veriştirmiş. Vay efendim buna
nasıl komplo denirmiş, hem Prens Selman da kimmiş ki müceddid
oluyormuş, bir de neye dayanarak onun emrine girmek farzmış falan…
Bitmedi, ardından da
bunları Kabe’de peygamber mihrabında nasıl söylersin deyip çemkirdikten sonra
Arabistan’da bir sürü alimin hapislerde olduğundan yakınmış. Velhasıl haspam
doğru söylemiş ama abe birader adama hiç sormazlar mı?
Camileri
miting alanına çevirip propaganda çalışmaları yaptıklarında hiç sesin çıktı mı?
Bakara
makara dediklerinde elin kalemine gitti mi?
Cenaze
namazında şehit tabutuna yaslanıp seçim konuşması yaptıklarında tek kelam ettin
mi?
Reise
itaat farz-ı ayndır diyen rektöre hangi müçtehide göre diye yazdın da biz mi
okumadık?
Allahın
bütün sıfatlarını üstünde taşıyan lider dediklerinde çüş dedin de biz mi
duymadık?
Peygamber
Mekke fethinde gurura kapıldı, biz kapılmadık diyen dangalağa oha dedin de
sesin mi kısıktı?
Asrın
firavununa müceddid hatta mehdi diyenlere delil sordun da biz mi işitmedik?
700’den
fazla bebek hapse atıldı da ardından mı ağladın?
Hamile
kadınlar nezarethane köşelerinde tek başlarına doğum yaparken veya doğum
sonrası daha yavrusunu koklayamadan eline kelepçe vurulduğunda, onlara bu zulmü
reva görenlere çemkirdin de bizim mi haberimiz olmadı?
Senin
yıllarca birlikte olup gayet iyi tanıdığın insanlara “fırak-ı dalle” denilip
tekfir edildiklerinde yok artık ayıptır yahu dedin de biz mi fark etmedik?
Vakıf
yurtlarında elin gariban çocuklarına kız erkek ayrımı yapmadan taciz ve
tecavüze kalktıklarında miden bulandı da biz mi görmedik?
Bir
de utanmadan yazısını “Artık ses çıkarmak lazım, şimdi değil de ne zaman?” diye
bitirmiş. Hele önce delikanlıysan kendi ülkendeki zulümlere sen bir ses çıkar
da duyalım. Ha öyle bağırıp çığlık falan atmana da gerek yok, kısık sesle de
olur ama dikkat et Reis falan duyar, sonra zindanı boylarsın. fsemih.yilmaz@gmail.com