YILMAZ HEPÇAKAR
Rüzgar gibi geçen bir yılı daha arkamızda bırakmak üzereyiz. Her ne kadar sizlerle iki aydır birlikte olsak da bu yazımızda geçen bir yılın değerlendirmesini yapmak istiyorum.
Aslına bakarsanız bir önceki yılla kıyasladığınızda önemli bir değişiklik yok sayılır. Ülke beyinsiz ve kafasında huniyle dolaşan bir deliye teslim edileli her şey zıvanadan çıkmış bir hal aldı. İsterseniz madde madde bakalım:
Hak, Hukuk Adalet: Bu kavramların ırzına geçileli çok oldu, hatta bununla da yetinilmeyip tecavüzcüsüyle evlendirilen masum kıza dönüştürüldüler. “Majestelerinin hakim ve savcıları” ne diyorsa o oluyor artık. Olur da arada Haşmetmeapları bir kararı beğenmezse zaten ona da “saygı” falan duyulmuyor. Adalet zaten “şeyini” yapıyor gerektiğinde, sizin içiniz rahat olsun.
Reis “Müsveddesi”: Ülke zaten onun, canının istediğini yapıyor, karışanı falan yok, olur da arada biri yanlışlıkla bir laf etse hemen “Eyyyy!” diye efelenip icabına bakıyor, yok yani o bakmıyor ” bağımsız Türk yargısı” hemen yetişiyor. Bazen hızını alamayıp fazla atarlandığında “höst” çeken olunca kuyruğunu kıstırıp kaçsa da “Ümmetinin ve dünyanın lideri” olduğunu her fırsatta ispatlıyor. Dünyanın en güçlü ülkeleri “Venezuella, Sudan, Gabon, Madagaskar” gibi sayısız ülkede hayran sayısı her geçen gün artıyor.
Dolar: İpini koparmış kuduz köpek gibi fırlayıp dursa da halkımızın aldığı yakma, yırtma ve turşusunu kurma gibi olağanüstü tedbirler sayesinde bize bir zarar veremedi. Hem zaten bunların hepsi dış mihraklar (Şu mihrak kelimesinin hastasıyım, ne zaman duysam bi hoş oluyorum) ve onların içteki uzantılarının oyunu. Öyle iflas eden şirket falan da yok zaten hepsi Amerika’nın oyunları…
Almanya: Bu Almanya zaten bizi hep kıskandı, kıskanmaya da devam ediyor, zaten onlar 1. Dünya savaşında yenilince biz de yenilmiş sayılmamış mıydık? Ta o zamandan gıcığım ben bu heriflere. Ama nasıl yaptık 3. Havaalimanını. Güneşli havalarda uçak, yağmurlu havalarda limana botla gidiliyor, Merkel düşünsün artık. Ya o da koltuğu bırakıyormuş başka bir hatuna. Deli mi ne bunlar, bulmuşsun mis gibi koltuğu, hiç bırakılır mı kızım. Bunların bizden öğreneceği çok şey var daha!
ABD: Hala ülkedeki her kötülüğün anası bunlar. Geçende Trump’a telefonda da söyledim, oğlum bak sen bizi uykucu Meksikalılarla karıştırma, akıllı ol falan dedim. Ama adam Nato kafa nato mermer. Sonra tweet mi ne atmış, dolar yükselmeye başladı. Delikanlıysan yüzüme söyle, öyle ne tweet falan atıyorsun değil mi? Hem biz stratejik ortak değil miyiz? Ne lüzumu var canım böyle şeyler yapmaya, calm down man!
Rahip: Adam hem bölücü, hem yıkıcı, hem yapıştırıcı, hem ajan hem de F…cü. Hatta radikal İslamcı bile olabilir. Bizde bir laf vardır “Papaz hep pilav yemez.” diye. Elbette böyle adamlar bağımsız Türk yargısının kucağına emanet edilmelidir, nitekim biz de öyle yaptık. Hem biz Amerikan yargısına karışıyor muyuz? Bakın bizim Rıza’yı nasıl taraflı yargıladılar! Ne zulümler yaptılar garibana. Hücresine kadın getirmesini bile sıkıntı ettiler. Bi şey dedik mi? Hemen niye celallenip ambargo falan koyuyorsunuz. İki dakika sabredin, saldık işte adamı. Size de hiç şaka yapılmıyor birader!
Adnan Hoca: O kadar “Tayyip Hocam” falan diyip yalamadık yer bırakmadı, yine de yaranamadı. Kimseye zararı olmadan maşallah ve inşallahlarla, yakışıklı aslancık ve uzun tırnaklı kedicikleriyle ekranda absürt danslar edip yaşayıp gidiyordu gariban. Hadi adamı içeri aldınız, güzelim boğaz manzaralı köşkünü niye yıkıyorsunuz, sevabına Bilal oğlanın vakfına falan vereydiniz de hizmet edeydi bari.
Devlet Bahçeli: Herif yirmi yıldan fazladır tek bir seçim kazanamamasına rağmen hala parti başkanı. Bulunmaz Hint kumaşı sanki, zamanında bir yerlerinde boncuk mu buldular bilmiyorum. Akp’nin okey masasındaki yancısı gibi. Oralet, çay, soda ne varsa masaya geleni mideye indirip hesabı da masadakilere kitleyen asalak misali. Akşamları terliklerini giyip ince belli bardakta demli çay içip dizi izleyen parti lideri. Haa arada bir de af, af diyip sıkboğaz etmese Reisi iyi ama, o kadarı mini etekli Tarkan’ın kurdunda da olur.
Fenevbahçe: Büyük Türk Başkanı Aziz Yıldıvım’ın 20 yıllık saltanatı bitince başına gelmedik işler kalmadı. Adamlar ligin ilk yarısını 17. sırada bitirdiler, bildiğiniz küme düşme hattındalar. Yenildikleri maç sonrası yeni başkan Aliço, takımı ceza olarak otobüsle İstanbul’a gönderdi, daha ne yapsın topuklarına mı sıksın! Şu cimbomlular da bıyık altından gülmeyi falan bıraksınlar artık, Unutmayın Fenevbahçe demek Türkiye demektir.
Cemal Kaşıkçı: Adamı tavuk keser gibi hem de büyükelçilik binasının içinde kesip sonra da cesedi yok ettiler. Ellerini kollarını sallaya sallaya çekip gittiler, ardından iş işten geçince bizimkiler dayılanıp vay bizim memlekette bunu nasıl yaparsınız, falan diyip dır dır etmeye başladılar. Masum insanları fişleyip, takip edip içeri atmakla meşgul olan istihbaratınız adam olaydı da bu cinayete sebep olanları önceden tespit edeydi. Tabii Reis bu işten veliaht ayı Selman’dan bir şeyler sövüşlemediyse…
Portakal-Soğan: Adam efendice suya sabuna dokunmadan Reisi ucundan azcık eleştirdi diye başına gelmeyen kalmadı. Kabuklarını soyup yatmadan baş ucuna koyanlar mı isterseniz, topluca kesip suyunu sıkıp yiyenler mi? Otur sen de diğer havuz medyası gibi akmal haberleri yap, ne diye Reise artistlik yapıyorsun değil mi? Sonra sonun soğan stokcularına döner, bi baskın yersin, tüm soğanlara el koyarlar. Hem bu ülkede biri soyulup soğana çevirilecekse onu en iyi Reis yapar, sen kimsin oğlum!
Cemaat: Adamlara içecek su bile bırakmadılar, yurt dışında dünyanın rüşvetini verip okullarını kapattılar, içeride öldürdüler, kadın bebek demeden hapse attılar, işinden aşından ettiler velhasıl yapmadıkları pislik kalmadı ama adamlar bir türlü eyvallah etmedi arkadaş. Ama zaten Trump hocalarını iade edecekmiş. Dışkıişleri (Yanlış anlaşılmasın, Orta Asya’da Kırgız kardeşlerimiz Dışişlerini bu şekilde ifade ediyorlar.) Bakanı Mevlut Çavuşesku Camışoğlu öyle dedi. Nee, haber doğru değil miymiş, yine mi yalanlamışlar, bu da mı gol değilmiş. Vay arkadaş ne cemaatmiş be!
yilmazhepcakar@gmail.com