ZAFER POLAT-YORUM
Avustralya’da yazın sıcak havası politik havayı da etkisi
altına aldı. Siyaset ve aşırı sıcaklar, ister istemez ülkeyi olumsuz etkiliyor.
İklim değişikliği ve politikadaki değişim, şimdiye dek olmadığı kadar ülkeyi,
etkisi altına almış durumda.
İklim değişikliği çok acı ve kötü hissediliyor.
Bir tarafta yangın, ötekinde ise sel baskınıyla boğuşuyor, yerel yönetimler.
Queensland Eyaleti’ndeki aşırı sıcaklar nedeniyle 140 farklı noktada yangınlar
devam ediyor. Acil Yardım Servisi yetkilileri daha önce eyalette böyle bir
yangının eşi görülmemiş olduğunu söyledi. Yangınlarda şimdiye kadar eyalet
çapında 520 bin hektardan fazla alan kül oldu. Binlerce insan, evinden tahliye
edilmek zorunda kaldı. Bir vatandaş hayatını kaybetti. Tüm bunlar iklim
değişikliği ve hava sıcaklığının verdiği tahribatlar.
Liderlik kavgası federal seçimlere
nasıl yansır?
Siyaset
havasındaki sıcaklığa gelince;
Benzer
olumsuzluklar, Avustralya siyasetinde de yaşanıyor. Belki şimdiye kadar
olmadığı kadar sürpriz gelişmeler var. Ama sanırım ısınan politik değişimler,
bazı önemli gelişmelere de gebe. Yaklaşan seçimlerde göz önüne alındığında
köklü değişikliklerin yapılacağı kaçınılmaz. Onun için yazıyı hazırlarken, konumuz
ile ilgili iki ayrı ve çok önemli yapılan açıklamalardan dolayı yer yer
değişiklikleri de eklemek zorunda kaldım.
Bu çerçevede, daha önce de erdemli
davranışlar sergileyerek istifa eden, koltuğunu bırakan yada bırakmak zorunda
kalan parlamaneterleri yer yer köşemizde yer verdik. Ancak son 3-4 ayda meydana
gelen olaylar o kadar hızlı gelişti ki, nerdeyse izlemek ve analiz etmek mümkün
olamaz hal aldı. En önemlisi ise, geçen aylarda adeta bu olumsuzlukların başlangıcının fitilini ateşleyen eski
Başbakan Malcolm Turnbull’un, siyasete nokta koymasıydı. Ardından Dışişleri
eski Bakanı ve Liberal Parti’nin önemli
isimlerinden Julie Bishop’ın görevini bırakmasıydı. Dolayısıyla, Liberal Parti
içinde ki, liderlik çekişmesi, siyasetin havasını ısıtan önemli bir gelişme
olarak karşımızda duruyor. Hatta, bu Liderlik kavgası yada yarışı,
Uluslararası toplantılara bile konu oldu. ABD Başkanı Trump’ın bile dikkatini
çekmiş olacak ki, geçen hafta Arjantin’de gerçekleşen G20 Zirvesi’nde Trump, Başbakan Scott Morrison’a imalı bir dille
Turnbull’a ne oldu? diye sordu.
Aslında
bu müzmin kavga, yakın zamana kadar İşçi Partisi’nde yaşanmıştı. Ama son iki
dönemde, Liberal Parti’ye de sıçradı. Politik arenada önemli bir
markaya sahip olan Liberal Parti, liderlik yarışından dolayı, halkın gözünde adeta
bitme noktasına geldi. Bu kavganın görünür sonuçları, ülkenin iki önemli eyaleti
olan NSW ve Victoria’da da yaşandı. Liderlik kavgası, Başbakan Turnbull’un
seçim bölgesi olan ve hiçbir zaman İşçi Partisi’nin muvaffak olamadığı NSW’in Federal
Wenworth seçim bölgesini bağımsız aday Kerryn Phelps’e kaptırmasına sebep oldu. Avustralya’nın en zengin mahallesi, banliyölerinin yer aldığı ve Liberaller’in
‘yıkılmaz evi’ olarak kabul edilen Wenworth’u kaybetmesi ile İşçi Partisi’nin yeniden
iktidara gelmesi ile sonuçlanan ülkenin ikinci en kalabalık Eyaleti Victoria
seçimlerinde, Liberaller adeta sandığa ikinci kez çakıldı. Haliyle, bu durum Liberaller’de
panik havası oluşturdu.
Şimdiler
de Liberal gelenekten gelen duayen siyasetçiler, Mayıs ayında yapılacak Federal
seçimlerde de partinin hezimete uğramaması için önlem niteliğinde çağrılar yapıyor.
Mayıs ayında yapılacak genel seçim nedeniyle, hem paniklemeyi azaltma, hem de
seçimde yenilgiyi sıfıra indirmenin çarelerine bakıyorlar.
Öyle
ya, Mart’ta ülkenin en kalabalık eyaleti NSW’de de seçimler var. Victoria eski Başbakanı
ve eyalet seçimlerini kazanan en son Liberal lider olan Ted Baillieu, partinin
bir yenileme döneminden geçmesi gerektiğini, bunun sekiz ila 10 yıl süreceğini hatırlattı.
Üç dönem üst, üste iktidarda kalarak, Federal Başbakanlık
koltuğuna oturan ve ülke siyasetinde önemli iz bırakan Liberal Parti’nin
tecrübeli isimlerinden John Howard’da, Victoria eyalet seçimlerinde yaşanan
yenilgiden dolayı partililere paniklememe çağırısı yapmak zorunda kaldı. Koalisyon’un
2019’da yeniden iktidara yürüyeceğini söyleyen Howard, hükümetin ekonomi ve
ulusal güvenlik gibi temel konularda sağlam bir yapıya sahip olduğunu savundu.
Victoria Liberal Parti Liderliğinden, seçim sonuçlarından üç gün sonra istifa
eden Matthew Guy ise, liderlik kavgasının parti için zararlı hale geldiğini belirtti.
Federal seçimlerde partinin yok olma ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekti
Guy. Eski Başbakan Malcolm Turnbull ise; Federal seçimlerin yaz tatilinin hemen
ardından Mart ayında yapılmasını tavsiye etti. Bu tarihin, aynı ay içerisinde, NSW Eyalet seçimleri içinde Gladys Berejiklian liderliğindeki hükümetin tekrar
seçimi kazanması açısından da önemli olduğu söyleniyor.
Malcolm Turnbull’dan sonra dikiş tutmayan istikrarsızlık
ve Liberal Parti içerisindeki çekişmelerden dolayı, partinin karizmatik
yapısına verilen zararın önüne geçmek için en önemli ve ilk adımı Başbakan
Scott Morrison attı denebilir. Pazartesi akşamı Canberra’da Milletvekillerini acil bir
toplantıyla bir araya getiren Morrisson, keskin kararlar
alarak, bundan sonra liderlik değişimi için parti grubunda çoğunluğun isteğini
arama şartını getirdi. Atılan bu adım, parti içi çekişmeleri ve liderlik
kazanını durdurur mu? Onu zaman gösterecek.
Ancak Scott Morrison’ın hükümeti
istikrara kavuşturmak için bir sonraki Federal seçimler öncesi, İsrail’deki
Büyükelçiliğin Kudüs’e taşınmasındaki ısrarını gözden geçirmesi, iklim
değişikliği, kadın-erkek eşitliği, parti
içindeki etnik çeşitlilik noksanlığı gibi eleştirileri göz ardı etmeyip, ciddiye alarak bu konulara eğilmesi gerekiyor. z.polat@yepyeni.zamanaustralia.com.au