Gürcistan’da İnterpol tarafından yakalanan Serkan Kurtuluş’un liderliğini yaptığı suç örgütüne yönelik aralarında eski İzmir İstihbarat Şube Müdürü ve AKP İl başkan yardımcısının da bulunduğu 69 şüpheli hakkında dava açıldı. Organize suç örgütünün uzantıları Gürcistan’dan Suriye’deki kirli savaşa kadar uzanıyor. En büyük ithamlar ise Gülen Cemaati mensuplarına yapılan şantajlarla ilgili…
Serkan Kurtuluş’un liderliğini yaptığı suç örgütüne yönelik aralarında eski İzmir İstihbarat Şube Müdürü ve AKP İl başkan yardımcısının da bulunduğu 69 şüpheli hakkında dava açıldı. İddianameye göre, bazı devlet görevlilerinin mafya ile işbirliği yaparak ‘Cemaat Borsası’ kurdukları tespit edildi.
Aydınlık‘tan Gamze Çınlar‘ın haberine göre, İzmir’de organize suç örgütü kurarak yaralama, tehdit, şantaj, kundaklama, silahlı saldırı gibi eylemlerle maddi menfaat elde ettiği iddiasıyla hakkında kırmızı bülten çıkarılan ve geçen yıl haziran ayında İnterpol tarafından Gürcistan-Batum’da yakalanan Serkan Kurtuluş’un liderliğini yaptığı suç örgütüne yönelik soruşturma tamamlandı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca 69 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Aydınlık, 524 sayfalık iddianameye ulaştı.
İddianamede, liderliğini Serkan Kurtuluş’un yaptığı suç örgütüyle irtibatlı olduğu ileri sürülen eski İzmir İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen ve eski AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ahmet Kurtuluş da şüpheliler arasında yer aldı. Kudret Dikmen’in gözaltına alınacak olan Gülen Cemaati şüphelilerinin listesini önceden Ahmet Kurtuluş aracılığıyla çeteye sızdırdığı, çetenin de ‘MİT’e çalışıyoruz, devlet arkamızda’ diyerek listede adı bulunan kişilere ulaşıp tehditle para kopardığı iddia edildi. Emniyet müdürü Dikmen ve Ahmet Kurtuluş geçtiğimiz aylarda adli kontrol şartıyla serbest bırakılmışlardı.
‘ÇIKAR AMAÇLI SİLAHLI SUÇ ÖRGÜTÜ KURDULAR’
İddianamede, şüpheli şahısların “suç işlemek amacıyla çıkar amaçlı silahlı suç örgütü kurdukları, yönettikleri ve bu örgüte üye oldukları, bu örgüt kapsamında maddi menfaat elde etme amacı güderek tehdit, hakaret, silahla yaralama, öldürmeye teşebbüs, kurşunlama ve kasten adam öldürme gibi suçları işledikleri” belirtildi. Örgütün, tehdit ve silahlı tehdit yoluna başvurularak para talep ettiği, bunu da ‘ceza kesmek’ şeklinde ifade ettiği kaydedildi.
MİT VE EMNİYET BAĞLANTILARI OLDUĞUNU SÖYLÜYORLAR
İddianamede, Serkan Kurtuluş’un liderliğini yaptığı iddia edilen örgütle ilgili şu ifadelere yer verildi: “Örgüt mensupları ve lideri mağdurlara karşı iş yapalım tarzında yaklaşım sergileyip, akabinde ‘MİT’ ve ‘Emniyet’ bağlantıları olduğuna inandırıp, korkutucu güçlerinin yardımıyla da haksız bir şekilde para talep etmekte, zorlukla karşılaştıklarında ya da mağdurların ilgisiz ve isteksiz olduklarına kanaat ettiklerinde, bu kez türlü senaryolar ile organize bir şekilde istediklerini alana kadar cebir ve hile kullanmaktadırlar.”
‘BABALAR’ LİSTESİ ÇETEYE SIZDIRILDI
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca kamuoyunda ‘Babalar’ dosyası olarak bilinen iş adamlarına yönelik Gülen Cemaati soruşturması kapsamında yapılan operasyon listesinin, dönemin İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen tarafından diğer şüpheliler Ahmet Kurtuluş ve Serkan Kurtuluş’a gönderildiği iddia edildi.
Savcı iddianamede, “Çeşitli üst düzey kamu görevlileri ile siyasetçiler arasında Gülen Cemaati soruşturmalarında haklarında işlem yapılan iş adamlarına yönelik menfaat temin saikiyle ve örgütlü hareket edildiği, bir nevi kamuoyundaki tabirle ‘Cemaat Borsası’ olduğu kuşkusu uyanmıştır” tespitinde bulundu.
POLİS SÜSÜ VERİLMİŞ ÖRGÜT ÜYELERİ TARAFINDAN KAÇIRILARAK ALI KONULDU
İddianamede, Gülen Cemaati gözaltı listesinde bulunan müşteki İ. G.’nin polis süsü verilmiş örgüt üyeleri tarafından kaçırılarak alıkonulduğu, bir süre sonra çıplak fotoğraflarının çekilerek serbest bırakıldığı ve örgüt üyelerinin baskısıyla iki kez zorla para gönderildiği belirtildi.
ŞİFRELER: ‘BİLEZİK’, ‘FAYANS’, ‘ALTIN’, ‘KÖPEK MAMASI’
Örgüt mensuplarının rahatlıkla araç gereç (silah vb) temin edebildiği iddianamedeki tapelerden de anlaşıldı. Örgütün iletişim tedbirine takılmamak için silahtan bahsederken ‘bilezik’, ‘fayans’, ‘altın’ ve ‘köpek maması’ gibi şifreli kelimeler kullandıkları tespit edildi.
‘EMNİYET TARAFINDAN KORUNUYORDU’
Serkan Kurtuluş’un kız arkadaşı olan şüpheli I.Ş. iddianamede yer alan ifadesinde, Kurtuluş’un Emniyet tarafından korunduğunu iddia etti. Serkan Kurtuluş tarafından sürekli şiddet gördüğünü ve eve hapsedildiğini anlatan I.Ş., tanık olduğu kirli işleri polise anlatması durumunda ailesinin öldürülmesiyle tehdit edildiğini söyledi. I.Ş., Serkan Kurtuluş’un eski AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı olan Ahmet Kurtuluş’un bilgisi dışında bir iş yapmayacağını ve İzmir İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen’le birlikte iş çevirdiklerini öne sürdü.
‘KİMSE SERKAN’A KARIŞMIYORDU’
I.Ş., ifadesinde özetle şunları söyledi:
“Serkan Kurtuluş bana S.G. isimli gazeteciyi adamlarından L.C. ve yanındaki ismini bilmediğim kişilere darp ettirdiğini anlattı. Ben kendisine ‘Neden böyle bir şey yaptın?’ diye sorduğumda, bana Ahmet Kurtuluş ve O. ailesinden C. O.’nun bu işi yapmasını istediklerini, bu şekilde isim yapacağını, bu olayın kendisine prestij kazandıracağını, hatta bu olaydan önce de kendisine olaya ait kamera görüntülerinin saklanacağı konusunda her türlü planın ve teminatın yapıldığını anlattı. Bu olaydan sonra Serkan Kurtuluş’a sanki bir zırh giydirildi, kimse Serkan’a karışmıyordu. Bu olaydan sonra her şeyi açıkça ortada rahat bir şekilde yapmaya başladı.”
‘POLİSE ‘NEDEN KORUYORSUNUZ’ DEDİM’
“İzmir Organize Şubesi’nin sabit numarasını arayarak, bana kendisini başpolis olarak tanıtan şahısa hitaben ‘Siz bu Serkan Kurtuluş’u neden koruyorsunuz, Serkan Kurtuluş Kudret Dikmen’i avcunun içine almış, ortada bir ateş var herkes yanar, siz zaten Alsancak olayını da kapattınız’ dediğimde başpolis bana ‘Bizle alakası yok, biz Serkan’ı korumadık’ dedi. Ben de ‘Her şey ortaya çıkar görürsünüz’ dedim… Serkan Kurtuluş ortalıkta çok rahat hareket edip, adamlarına eylemler yaptırıyor ancak kendisine kimse dokunmuyordu. Serkan Kurtuluş’u yönlendirenler beyin takımı Ahmet Kurtuluş, Kudret Dikmen ve O. ailesidir. Özellikle de C.O. ile çok görüşür. Hatta Serkan’ın finans kaynağı O. ailesinden C.O.’dur. Ahmet Kurtuluş finans kaynağı sağlayamamış ama onu korumuştur.”
‘SÜREKLİ CUMHURBAŞKANINDAN BAHSEDEREK YANINDA OLDUĞU ALGISI YARATIYORDU’
Serkan Kurtuluş’un mesajlarında sürekli Cumhurbaşkanından bahsettiğini, amacının ‘Cumhurbaşkanının yanında olduğu algısı’ yaratmak olduğunu belirten I.Ş., “Güya bu mesajlar ortaya çıktığında Cumhurbaşkanı bu mesajlarından dolayı Serkan hakkında iyimser yaklaşacaktı” ifadelerini kullandı.
İSTİHBARAT ŞUBE MÜDÜRÜYLE GÖRÜŞMELER
Serkan Kurtuluş ve emniyet müdürü Kudret Dikmen arasında geçen ‘Whatsapp’ yazışmalarının ekran görüntüleri telefonunda ele geçirilen I.Ş., “Kudret Müdür isimli şahıs ile yapılan yazışmaları ben yapmadım. Bunlar ekran görüntüsüdür. Bunları bana Serkan Kurtuluş Whatsapp’tan gönderdi. Buradaki Kudret Müdür isimli şahıs İzmir İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen isimli şahıstır. Bu yazışmalar Kudret Dikmen ile Serkan Kurtuluş arasında geçen konuşma görüntüleridir. İçeriği sizinde gördüğünüz üzere bayramlaşma mesajlaşmasıdır. Bu görüşmeleri bana Serkan Kurtuluş gönderdi”dedi.
‘CEMAATÇİ OLDUĞUNU SÖYLEYİP 1 TRİLYON PARA ALMAYA UĞRAŞIYORDU’
I.Ş., şöyle devam etti:
“Ayakkabıcı olayında Serkan Kurtuluş, cemaatçi olduğunu söyleyip, bu şahıstan 1 trilyon para almak için uğraşıyordu….Ayakkabıcıyı Serkan Kurtuluş kendi ağına almıştı. Bu dönemde FETÖ örgüt üyelerine karşı yapılan operasyonlardan dolayı bu ayakkabıcı da panik halindeydi. Serkan Kurtuluş bana ayakkabıcıyı sözde kurtarmak için Kudret Dikmen’e götürdüğünü, hatta kendisinin aşağıda beklediğini, o kişiye güven vermek için böyle davrandığını anlattı. Ancak bu şahıstan para alamadığı için hırs yapıyordu. Ayakkabıcı denen şahıs bildiğim kadarıyla daha sonra FETÖ örgüt suçundan tutuklanarak cezaevine girdi.”
‘EMNİYET MÜDÜRÜ CEMAAT LİSTESİNİ GÖNDERDİ’
“Bahse konu 60 kişilik listeyi Serkan Kurtuluş bana Whatsapp üzerinden bu listeyi yedeklemek için gönderdi. Serkan Kurtuluş bana bu liste gelmeden evvel bir FETÖ terör örgütü listesi geleceğini, bu listede bulunan şahısları kaldırıp para alacaklarını, bu listenin Kudret Dikmen’den geleceğini söylemişti. Daha sonra Serkan bu ekran görüntüsünü bana attı. Bende kendisine bu listeyi nerden aldın diye tekrar sorduğumda bana Ahmet Kurtuluş tarafından kendisine geldiğini, Ahmet Kurtuluş’a da bu listeyi Kudret Dikmen’in verdiğini söyledi.”
‘ELİYLE ‘SUS SUS’ İŞARETİ YAPTI’
I.Ş. ifadesinde, Serkan Kurtuluş ve adamları tarafından ‘polisiz’ diyerek kaçırılan şahısla ilgili İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen’e bilgi verildiğini ileri sürdü.
I.Ş.,İzmir İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne giderek Kudret Dikmen’le gerçekleştirdiğini iddia ettiği görüşmeyi ifadesinde şöyle aktardı: “Ben odaya girdiğimde içeride kendisi haricinde bir kişi daha vardı. Yanındaki adama çıkmasını söyledi, daha sonra ikimiz odanın içinde kaldık, hatta kapı da açıktı. Kendisine ‘Serkan Kurtuluş’a özenmeyin, göründüğü gibi değil bu adam, ben görüyorum özenenler var, Ahmet Kurtuluş’a söyleyin özenmesin buna, siz suç işliyorsunuz ben mağdur oluyorum’ diyerek bir taraftan da ağlıyordum. Kendisi bana eliyle dudağına götürerek ‘sus sus’ işareti yaptı. Sonra kendisine bu şahsı bırakmaları konusunda yalvardım…Bana git evine dedi.”
“Ahmet Kurtuluş ile Serkan Kurtuluş arasında telefon görüşmesinde, Serkan ‘abi daha para almadık ki, nasıl bırakalım’ şeklinde konuşma yapıyordu. Daha sonra öğrendiğim kadarıyla polise gitmemesi için adamın çıplak resimlerini çekip sonra bırakmışlar. Bu görüşmeler olduğunda her zaman megafon açık olurdu. Serkan Kurtuluş o listede yer alan diğer şahısları da almak istiyordu. Hatta bir gün bununla ilgili Ahmet Kurtuluş ile görüşürken Serkan diğerlerini de almak istediğini söylediğinde Ahmet Kurtuluş telefonda gülerek ‘ama suç işlemeyecekmişiz’ diyerek karşılıklı gülüşüyorlardı.”
‘100 BİN DOLAR VERMEM KARŞILIĞINDA AKLANACAĞIM SÖYLENDİ’
Soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan Gülen Cemaati şüphelisi görülen iş adamı T.K.,Emniyet içerisinde bazı kişilerin Ayakkabıcılar sitesinde kendilerini ‘MİT’çi’, bazen de ‘İstihbaratçı’ olarak tanıtıp esnaftan Gülen Cemaati listesinde olduklarını söyleyip para topladıklarını, üç esnaftan bu şekilde para istendiğini kardeşinden duyduğunu anlattı. İş adamı T.K., 2016 yılında kendisini geçmişte cemaat yemeğine davet eden Y.P.’nin işyerine gelerek ‘Cemaate 8. ayda operasyon yapılacağını, ‘100 bin dolar vermesi halinde aklanacağını’ söylediğini iddia etti. T.K., bir süre sonra Serkan Kurtuluş’un kendisini telefonla arayarak gözaltı listesinin elinde olduğunu, İstihbarat Şube Müdürünün tanıdığı olduğunu, söz konusu listeden kendisini çıkarabileceğini söylediğini ileri sürdü.
Akabinde birlikte Konak’ta bulunan emniyet müdürlüğüne giderek, Kudret Dikmen ile görüştüklerini iddia eden T.K., oradan ayrıldıktan sonra Serkan Kurtuluş’un kendisinden 500 bin TL istediğini, çok olduğunu söyleyince 250 bin TL’ye indiğini belirtti. T.K., parayı vermediği için gözaltına alınıp tutuklandığını belirtti.
SAVCI: BASİT BİR SUÇ ÖRGÜTÜ DEĞİL
İddianamede, şüpheli I. Ş. ile tanık ifadelerinin örtüştüğüne dikkat çekilerek, ortada sadece basit bir suç örgütü yapılanmasının olmadığı belirtildi.
Serkan Kurtuluş, Suriye’de düşürülen Rus uçağının pilotunun öldürülmesine ilişkin davada da yargılanmış, beraat etmişti. Rus pilotu öldürdüğünü söyleyen Alparslan Çelik ise 5 yıl hapis ve 10 bin lira para cezasına çarptırılmıştı.
AHMET KURTULUŞ: TÜRKMEN DAĞI İÇİN YARDIMCI OLMAMI İSTEDİLER
Soruşturma kapsamında tutuklu bulunurken geçtiğimiz aylarda adli kontrol şartıyla tahliye edilen şüpheli Ahmet Kurtuluş iddianamede yer alan ifadesinde hakkındaki iddiaları reddetti. Kurtuluş’un ifadesi özetle şöyle:
“Serkan Kurtuluş isimli şahısla Ak Parti İl Başkan yardımcısı iken 2014 yılında tanıştım. O dönemde mali işlerden sorumluydum. Partiye gelip gitti. Bana birinin vasıtasıyla geldi, ancak kimin vasıtasıyla geldi hatırlamıyorum. Türkmen Dağına toplayacakları yardım ile ilgili grup halinde gelmişlerdi. Partiden Türkmen Dağı için yardımcı olmamı istedi, bu işleri mali işler başkanı olarak ben takip ederdim, o dönem il başkanına anlattım, bu kabul edilmediği için yardım yapılmadan konu kapandı.
“Serkan ile ortak arkadaşlarımızdan biri de C.O’ydu. Hatta Serkan ile beni o tanıştırmış olabilir” diyen Kurtuluş, sorgusunda C.O.’yu nereden tanıdığı sorusunu “Partinin gecelerini C.O.’nun düğün salonunda yapardık” şeklinde yanıtladı.
MİT BÖLGE BAŞKANI İDDİANAMEDE
Savcılıkta, Ahmet Kurtuluş’a dönemin İzmir MİT Bölge Başkanı G.Y. ve MİT görevlisi H.B. ile ilişkisi de soruldu. H.B. isimli şahsın İzmir’de MİT görevlisi olduğunu anlatan Kurtuluş, ailece görüştüklerini ve herhangi bir ticaretinin olmadığını iddia etti. G.Y. için de “Şu an Ankara’da görev yapıyor. Sık görüştüğüm sevdiğim bir abimdir” ifadelerini kullandı.
‘SERKAN KAYITLI HABER ELEMANI OLARAK KULLANILMADI’
Eski İzmir İstihbarat Şube Müdürü – İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı ve halen Polis Başmüfettişi olan şüpheli Kudret Dikmen ifadesinde şunları söyledi:
“Serkan Kurtuluş’u tarihini tam olarak hatırlamamakla birlikte 2016 yılında, kendisini Alaattin Çakıcı’nın adamı olarak tanıtması, sosyal paylaşım sitelerinde bunu yoğun bir şekilde paylaşması nedeni ile İl Emniyet Müdürlüğü bünyesinde takip etmemiz dolayısı ile tanırım. Yine o dönemin İl Emniyet Müdürünün bilgisi ve talimatı dahilinde kendisi ile görüşüp bilgi ve delil toplama yönünde İstihbarat Şube Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerimiz oldu. Bu doğrultuda 2 kez şubede yüz yüze görüştüm.Telefonla çok irtibata geçmeye çalıştı. Ancak kesinlikle dışarıda herhangi bir yerde görüşmedim. İlk görüşmemizde dönemin KOM şubesinden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı olan ve 2014 yılına kadar sorumlu olan M.A.Ş. hakkında bilgiler paylaşacağını belirttiği için görüşmüştüm. Yapmış olduğum görüşmelerden dönemin iktidar partisine yaranma niyeti ile hareket ettiği, bundan güç almaya çalıştığı yönünde izlenim elde ettim. Bu konuda bildikleri ve bundan sonra delil mahiyetinde vereceği bilgiler olması halinde bizimle irtibat kurması gerektiğini söyleyerek görüşmeyi sonlandırdım. Serkan hiç bir dönem kayıtlı haber elemanı olarak kullanılmadı.”
‘DEDİKODU YAPILIYORDU’
Ahmet Kurtuluş’u il başkan yardımcısı sıfatı ile tanıdığını söyleyen Dikmen, “Tarihini tam olarak hatırlamamakla birlikte 2015 yılında tanıştık. Siyasetçi kimliği itibari ile üst düzey çevresi çok fazla olan biriydi. İlk başlarda çok sık olmasa bile sonraki tarihlerde sık sık görüşmeye başladık… Ben İzmir’de o dönem çok yaygın bir şekilde dedikodu yapıldığından bunları duymuştum. O tarihten sonrada Ahmet Kurtuluş ile görüşmedim.”
‘ENVANTERDEKİ SES KAYIT CİHAZININ RESMİNİ GÖNDERDİM’
“2016 yılının Ağustos ayı gibi Serkan beni arayarak emniyet içerisindeki FETÖ yapılanması hakkında önemli bilgilere sahip olan biri var, anlattıkları var, istersem getirebileceğini söyledi. O dönem itibari ile ByLock gibi kesin deliller olmadığı için FETÖ yapılanmasının deşifre edilmesi hayati öneme sahipti. Emniyet Müdürlüğü bünyesinde tüm birimler bu konuda yoğun bir şekilde çalışıyordu. Serkan bana bu şahsın emniyete konuşmayacağını ancak kendisinin konuşturabileceğini söyleyince ben de şube envanterinde olan ses kayıtları cihazlarından bir tanesinin resmini ona gönderdim. Şahsın sesini kayıt altına alabileceğini söyledim.
Dosyada mevcut Whatsapp yazışmalarında “…Ne kadar alacağın var… Bir Trilyon alırım kesin abi..” şeklindeki ifade sorulan Dikmen, şu yanıtı verdi:
“Benim gibi bir İstihbarat Şube Müdürü Whatsapp yazışmalarında Serkan’ın bu amacı doğrultusunda diyaloğa geçmez. Kaldıki emniyete kadar bu şahsı getirtip Serkan’ın para koparmasına bizzat makamımı kullanarak aracı olmam, dışarıda herhangi bir şekilde irtibata geçilebilirdi….
Gözaltı listesi bizde değildi. Bu listenin algıladığım kadarı ile kimin FETÖ’cü olduğu ya da olmadığı ile ilgili bir listeden ziyade operasyon sonrası ele geçirilen liste olduğunu düşünüyorum… Bu liste ve operasyonla ilgili başka bir bilgim yoktur. Bu isimler o dönem itibarıyla gazetelere yansıyan ve herkesçe bilinen operasyon sonrasına ait listede geçmektedir…Gözaltı listesini ne Ahmet Kurtuluş’a ne de Serkan Kurtuluş’a göndermedim. İ.G.’nin kaçırılması sürecine hiç bir katkım yoktur. Serkan Kurtuluş’un yurtdışına çıkması olayı benim bilgim dahilinde olmadı.”
SAVCILIK: PARA HAREKETLERİ ORANTILI DEĞİL
İddianamede, şüpheli Kudret Dikmen’e ait hesap hareketlerinin incelenmesi sonucu geliriyle orantılı bir nakit hareketi olmadığı, menkul ve gayrimenkul hareketlerinin de geliriyle orantılı olmadığı tespitine varıldığı kaydedildi.
Mali bilirkişilerin incelemesi sonucu hazırlanan rapora göre, Kudret Dikmen’in 2010-2018 yılları arasında mal varlığında 681.000 TL artış olduğu saptandı.
EMNİYET SORUŞTURMAYA İZİN VERMEMİŞ
İddianamede, söz konusu ifadeler üzerine İstihbarat Daire Başkanlığında görevli Emniyet Müdürü şüpheli Kudret Dikmen hakkında Emniyet Genel Müdürlüğünden istenen soruşturma izninin 6 Ağustos 2018 tarihinde reddedildiği bilgisi de yer aldı. Soruşturma izni verilmemesi kararına yapılan itiraz üzerine 28 Ağustos 2018’de Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Dava Dairesinin kararı üzerine soruşturma izni verildiği ortaya çıktı.
‘OPERASYON BİLGİSİ ÖNCEDEN POLİS TARAFINDAN SIZDIRILDI’
Serkan Kurtuluş’un kurduğu ve yönettiği örgüte yönelik 15 Mayıs 2018 günü yapılan operasyonun polis memuru U.C. tarafından önceden şüphelilere sızdırılarak kaçmalarının sağlandığı da iddialar arasında yer aldı. Adı geçen dört şüpheliden ikisinin halen firari konumda oldukları tespit edildi.
‘DEVLETİN TERÖRLE MÜCADELESİNE İLİŞKİN TOPLUMDAKİ GÜVENE ZARAR VERME’
Savcı iddianamede, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında yaşanılanlarla ilgili kısa bir özet geçerek, şu ifadeleri kullandı:
“Bir kısım kişilerin şahsi çıkarları adına hiç bir değer gözetmeksizin ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütü’ üyelerine ya da bu suçlama nedeniyle soruşturma yürütülenlere şahsi menfaatlerini tatmin için yanaştıkları, bu kadar insanın şehit edilmesi ve yaralanmalarına sebebiyet veren böylesi bir eli kanlı örgütün mensuplarıyla pazarlıklar yaptıkları, para karşılığında haklarında işlem yapılmayacağını taahhüt ettikleri ve dolandırıcılık eylemlerine karşılık bulamayınca da devlet tarafından korundukları ve güç aldıkları yalanı ile kaba kuvvete kalkıştıkları, kendilerini devlet görevlisi veya devletin etkin birimleri ile irtibatlı olarak tanıtan ve ‘gerçekten de bu kişilerle bağlantı kuran’ suç örgütü lideri ve yöneticileri ile üyelerinin, dolandırdıkları şahıslara verdikleri zarardan daha vahim olacak şekilde devletin silahlı terör örgütleri ile mücadelesine ilişkin toplum nezdindeki güvene zarar verme potansiyeli yarattıkları, suç örgütü lideri ve üyeleriyle bağlantılı olup, devletin bahşettiği makamları ve olanaklarını kötüye kullanarak, toprağının her karışı şehit kanıyla sulanan aziz vatana ve şehitlerine ihanet eden başta kamu görevlileri olmak üzere tüm şüphelilerin mümkün olan en ağır şekilde tecziyelerinin gerektiği değerlendirilmelidir.”
İSTENEN CEZALAR
İddianamede, şüpheli Kudret Dikmen’in “suç örgütü hiyerarşisine girmeden örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme”, “soruşturma gizliliğini ihlal etme”, “kamu kurumu aracılığıyla dolandırıcılığa teşebbüs”, “suçluyu kayırma”,“kişiyi nitelikli hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma”, “suçluyu kayırma”, “haksız mal edinme”, “aklama”, “kişisel verilerin hukuka aykırı verilmesi”, “görevini kötüye kullanma” suçlarından cezalandırılması istendi.
Şüpheli Ahmet Kurtuluş’un ise “suç örgütü hiyerarşisine girmeden örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme”, “soruşturma gizliliğini ihlal”,“kişiyi nitelikli hürriyetinden yoksun kılma, nitelikli yağma”,“suçluyu kayırma”,“kişisel verilerin hukuka aykırı verilmesi” suçlarını işlediği iddia edildi.
HÂLÂ TÜRKİYE’YE İADE EDİLMEDİ
Öte yandan, İnterpol tarafından yakalanan Serkan Kurtuluş’un bürokratik nedenlerden dolayı hâlâ Türkiye’ye iade edilmediği de ortaya çıktı.