Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Konuşmasına, Ankara’da HDP yöneticilerinin gözaltına alınmasına tepki göstererek başlayan Pervin Buldan, 2018 yılının mücadeleyle geçtiğini belirterek, 2019’un da bir mücadele yılı olacağını söyledi. HDP’ye yönelik operasyonların, kendilerini daha da güçlendireceğini dile getiren Buldan, “Bu koca çınarı yeridnen sökmeye hiç bir fırtınanın gücü yetmeyecek” dedi. “İçinden geçilen karanlık döneme rağmen, kimse karamsar olmamalı” diyen Buldan, “Türkiye’de 7’den 70’e herkes adalet diye haykırıyor. Her karanlığın sonu aydınlıktır. Bunu hep birlikte başaracağız” şeklinde konuştu.
‘LEYLA GÜVEN ARTIK KRİTİK AŞAMADA’
Açlık grevindeki HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevinin 62. gününde devam ettiğini belirten Buldan, şunlaru söyledi: “Cezaevi Leyla’nın ikinci adresi oldu. Babası kaybetti cezaevindeydi, annesini kaybetti cezaevindeydi. Bakanlık, sağlık durumundan habersiz gibi taziyeye katılması için ring aracıyla götürmeyi teklif etti. Leyla Güven 14 kilo kaybetti. Tansiyonu düşüyor. Mide bulantısı var. Bünyesi sıvı tüketimini kabul etmiyor. Leyla Güven artık kritik bir aşamadadır. Leyla hukuksuzca tutulduğu cezaevinde bu ülkenin geleceği için barışı için mücadele ediyor, elindeki tek aracıyla. Leyla’nın uzattığı eli havada bırakmamak gerekiyor. Sadece Leyla için değil, çocuklarımızın geleceği için buradan tüm demokrasi güçlerine geleceğinden endişe duyan herkese sesleniyorum. Leyla sizler için açlık grevinde. Tecrit bitsin, bu ülkeye barış gelsin diye bedenini açlık grevine yatırdı. Bu ülke Saray elinde tükenmesin, paramparça olmasın diye.”
İŞBİRLİĞİ YAPMAZSAK ÜLKENİN GELECEĞİNİ FAŞİZME TESLİM ETMİŞ OLURUZ
Buldan sözlerine şöyle devam etti:”31 Mart seçimleri demokrasiyle demokrasi arasında bir referandumdur. AKP’nin 16 yıllık iktidarının ülkeyi getirdiği nokta çöküştür. Korkutarak ülkeyi yönetmeye çalışan bu iktidara dur demek için 31 Mart tarihi bir fırsattır. Barıştan, demokrasiden yana tüm kesimlerin bu karanlık tablo karşısında ortak bir demokratik tutum alması gerekiyor. Yanyana gelmez, işbirliği yapmazsak bu ülkenin geleceğini faşizmin karanlığına hep birlikte teslim etmiş oluruz.
‘BU KOCA ÇINARI HİÇ BİR FIRTINA YERİNDEN SÖKEMEYECEK’
Baskıcı rejimi geriletecek güç HDP’dir. O nedenledir ki tüm güçleriyle HDP’ye saldırıyorlar. Partimize tehdit mesajları gönderiyorlar. AKP Genel Başkanı her gün partimizi hedef gösteriyor. Bu saldırılar bize geri adım attırmayacak. Tam tersine mücadele azmimizi arttıracaktır. Bu koca çınarı hiç bir fırtına yerinden sökemeyecek, bu da böyle biline.
‘KAYYIM REJİMİ ŞİMDİDEN KAYBETTİ’
Bölgede Kürt partileriyle kurduğumuz ittifak önemlidir. Kurduğumuz ittifaklar hayatidir. Gerek bölgede gerek batı da ilkelerimizi koruyarak adımlar atıyoruz. Bizim partimiz MHP-AKP ittifakını bitirecek kilit partidir. Bunun farkında olanlarla yürümeye devam edeceğiz. Bölgede Kürt partileriyle ittifak deklerasyonumuzu açıkladık. Bu ittifak değerli bir aşamadır. Kürtlerin iradesini yok sayan gaspçı kayyım rejimi şimdiden kaybetmiştir.
‘OY ÇALDIKLARINI BİLİYORDUK ŞİMDİ DE SEÇMEN ÇALIYORLAR’
AKP bölgede sandığa mutlaka gömülecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Şimdi seçmen kayıtlarıyla oynararak kazanacaklarını sanıyorlar. Oy çaldıklarını biliyorduk şimdi de seçmen hırsızlığı yapıyorlar. Bu oyunlarınız, bu hileleriniz tutmayacak. Ne yaparsanız yapın kaybedeceksiniz. Yok saydınız halk sizi de yok sayacak.
‘TEK ADAM REJİMİNE KARŞI DEMOKRASİ GÜÇLERİYLE ORTAK HAREKET EDECEĞİZ’
Türkiye’nin batısında da en geniş ittifak için çalışmalarımız devam ediyor. Merkeziyetçi tek adam rejimine karşı yerellerde demokrasi dinamikleriyle ortak hareket etme tutumu içindeyiz. Derdimiz faşizmin kaybetmesi, demokrasinin kazanmasıdır. AKP faşizminin birlikte mücadeleyle aşılacağına inanıyoruz.
‘ASGARİ ÜCRETLE BİR GÜN GEÇİNEBİLİR MİSİN?’
Gaspçı kayyım, giderayak Sur’u satmaya çalışıyor. Bunların anlayışları budur. Tarihi, doğayı, ormanı rant olarak görüyorlar. Gözleri paradan başka bir şey görmüyor. Ülkenin tüm kaynaklarını peşkeş çektiler. Bankalardan çekilip ödenmeyen kredileri de şimdi halka ödetecekler. Asgari ücrete yapılan zam ile hayat pahalılığının geldiği nokta arasında büyük bir makas oluştu. Saray’dakine sesleniyorum; Al bakalım bu asgari ücretle 1 gün geçinebilecek misin? Tüm çaldıklarının hsabını halkımızla birlikte onlardan soracağız.
‘AKADEMİSYENLER HER TÜRLÜ ŞİDDETİN HEDEFİ HALİNE GELDİ’
Ceren Damar’ın ailesine başsağlığı diliyorum. Üniversiteler özgür düşünce ve bilim üretilen mekanlar olmaktan çıkarılıp, çorak mekanlara dönüştürüldü. KHK’lerle istisna kural haline gelmiş, akademisyenler çok yönlü şiddetin hedefi haline getirilmiştir. Bu cinayetin sorumlusu üniversiteleri rantın ve siyasetin alanlarına çevirenler. Pankartların giremediği üniversitelere, sopa, silah sokan yandaş öğrenciye göz yumanlardır. Her bir kadın cinayetinin arkasında mutlaka erkek devlet vardır. Kadın erkek eşitliğine inanmayan zihniyet vardır. Tüm kadınlar örgütlenelim, erkek şiddetine, devlet şiddetine, ayrımcılığa karşı sesimizi hep birlikte yükseltelim. Kadınları ancak ve ancak kadınların ortak mücadelesi kurtarır.
‘AKP, SURİYE’DE ÇÖZÜM İSTEMİYOR’
Ankara’nın göbeğinde bir kadın akademisyenin can güvenliğini sağlayamayan bu hükümet, Türkiye’nin güvenliğini sağlamak için Suriye’ye girecekmiş. Cihatçı çetelere verdiğiniz destek ülkenin güvenliğini tehlikeye atıyor. Savaşa karşıyız, hiç bir yerde de savaşa onay vermeyeceğiz. AKP iktidarının Kuzey Suriye’ye müdahale planlarının nedeni Suriye’de savaşı ve krizi tırmandırmaktır. Türkiye Suriye’de çözüm istemiyor. İstikrara kavuşmu, demokratik bir Suriye istemiyorlar. Savaş sürsün ki buradan oy devşirmeye devam edilsin istiyorlar. İktidar sözcüleri şimdi çıkmış, IŞİD’le mücadeleden söz ediyorlar. Kim inanır ki buna? IŞİD’le petrol ticaretini tüm dünya biliyor ki birlikte yapıyorsunuz. Demokratik Suriye Güçleri’dir IŞİD’i bitiren. Bunu da tüm dünya biliyor.
‘TÜM HALKIMIZI SAVAŞ POLİTİKALARINA KARŞI ÇIKMAYA ÇAĞIRIYORUZ’
Yerel seçim yaklaşırken Türkiye halklarını yoksullukla, işsizlikle, açlıkla karşı karşıya bırakan AKP, ortağı MHP’yle ülkenin geleceğine ipotek koymak istiyor. Tüm halklarımızı gençlerin ölümüne yol açacak, halkı daha da yoksullaştıracak bu savaş politikalarına karşı durmaya çağırıyoruz. Tüm gücümüzle demokrasinin barışın, adaletin yolunu açık tutmak için mücadelemizi her zamankinden daha fazla büyüteceğiz. Bu gemi limana mutlaka ulaştırılacak. Sevgili Selahattin Demirtaş’a, Figen Yüksekdağ’a sözümüz vardır. Gece gündüz çalışacağız. Umduu ve cesareti her yerde yayacağız. Ve göreceksiniz ki bu sürecin sonunda kazanan mutlaka barış ve demokrasi olacak.”