Meclis Başkanı, belediye başkanı adayı olamaz.
Anayasa’da açık ve kesin hüküm var.
Buraya kadar tamam.
Ve fakat…
Oldu işte ve meclis başkanlığı da sürüyor.
Sıradaki hamleniz..?
Var mı..?
Çatlak itirazlara devam.
Çare..?
**
“Anayasayı bir kere çiğnemekle bir şey olmaz” sözü Türkiye için yeni değildir.
Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın sözüdür bu.
Konu şuydu:
12 Eylül darbesinden sonra milletvekillerinin parti değiştirmesi yasaklandı.
Batı parlamentolarında durum nasıl bilmem.
Şahsen, bir milletvekilinin seçildiği partisinden istifasını anlarım da…
Başka partiye geçmesini etik bulmam.
Türkiye gibi ülkelerde politikacılık “meslek” olduğu için, çok şey meşrudur.
**
Dönelim Özal’a…
Asker’in desteklediği MDP, 1983 seçimlerinde üçüncü olmuş, Kenan Evren büyük hayal kırıklığı yaşamıştı.
MDP’liler bir süre sonra Özal’ın ANAP’ına katılmayı düşünmeye başladı.
Anayasa bunu yasaklıyordu.
Özal işte o zaman gazetecilere bunu söyledi:
“Anayasayı bir kere çiğnemekle bir şey olmaz.”
Peki, engel nasıl aşılacaktı?
“Çiğneme” formülü devreye sokuldu, ANAP’la MDP birleşti.
Vekil transferi yasaktı ama parti transferine bir engel yoktu.
MDP’liler otomatikman ANAP’lı oldu.
**
Bugünkü Anayasa, TBMM Başkanını “meclis içi ve dışı parti faaliyetlerinden” yasaklıyor.
Yoruma açık değil.
AKP’liler yasağın “Parlamento içi faaliyetlerle” sınırlı olduğu savunuyor, sıkılmadan.
Hem niye sıkılsınlar ki…
**
2014’te Başbakan, görevi bırakmadan Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyası yaptı.
Seçildiği halde ne başbakanlığı ne de parti başkanlığını terk etti.
Mazbatasını almadı.
Abdullah Gül korkusu büyüktü.
Onun görev süresi dolmadan bir gün önce parti kongresi yaptı.
Emanetçisini seçtirdi.
Gül’ün Köşk’ten indiği gün Meclis’e geldi, yemin etmek için.
Halen başbakandı.
Kürsüye çıktı.
Mazbatasını orada aldı.
Eş zamanlı olarak resmi gazetede “cumhurbaşkanı seçildiği” yayımlandı.
Saniyeler içinde yemin etti.
Birkaç dakika önce başbakan olarak girdiği meclis kapısından cumhurbaşkanı olarak çıktı.
Hepsi koltuk korkusundandı.
Baştan sona hukuksuzdu.
Yasaları, Anayasa’yı ve teamülleri çiğnedi.
Tartışılmadı bile.
Unutuldu geçti.
Bu orada dururken, mevcut Meclis Başkanı AKP’nin İstanbul belediye başkan adayı olmuş olmamış, geçiniz.
Geçeceksiniz de zaten.
**
Abdullah Gül, köşke veda kokteylinde “partime döneceğim” demişti.
Döndürmedikleri gibi dört duvar arasına hapsettiler, kafasını her kaldırışında basıyorlar.
**
Demokrasi ve özgürlük mücadelesi hayatın genel akışından pek farklı değil.
Başlık, Nuri Bilge Ceylan’ın “Ahlat Ağacı” filminde geçer:
Vaktinde firar zaferdir.