Dışişleri Bakanlığı Uygur Türklerinin tanınan halk ozanı Abdurrehim Heyit’in Çin’de bir hapishanede hayatını kaybettiğini öğrendiklerini belirterek Çin’e “Uygur Türklerinin haklarına saygı gösterin” çağrısında bulundu. Çin suçlamaları reddetti ve “Hem Çin hem Türkiye terörle mücadelede ciddi durumlarla karşı karşıya bulunmaktadır. Terörle mücadele konusunda çifte standartların uygulanmasına karşı çıkmaktayız” diye yanıt verdi.
Çin Halk Cumhuriyeti Ankara Büyükelçiliği ise konuyla ilgili internet sitesinden yaptığı açıklamada “Türkiye Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün ilgili açıklamaları tamamen gerçek dışıdır. Çin tarafı buna şiddetle karşı çıkmaktadır” ifadelerini kullandı:
“20. yüzyılın 90’lı yıllarından itibaren, Çin’in içinde ve dışında bulunan ‘üç şer güç’ (etnik bölücülük, dini aşırıcılık, şiddet ve terör), Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nde binlerce şiddet ve terör olayı planlayıp düzenleyerek çok sayıda masum vatandaşın hayatını kaybetmesine, yüzlerce polisin şehit düşmesine ve sayılamayacak kadar mal kaybına yol açmıştır.”
Çin’in aşırıcılıkla mücadele çalışmalarını “kendi ülkesinin durum ve koşullarına uygun bir biçimde” sürdürdüğü aktarılan açıklamada söz konusu kampların toplama kampı değil mesleki eğitim merkezi olduğu belirtildi.
Açıklama şöyle devam etti:
“Mesleki eğitim merkezleri kurulduktan sonra Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nde 25 aydır herhangi bir şiddet ya da terör olayı meydana gelmemiş ve güvenlik durumu büyük oranda iyileşmiştir.
“Çin hükümetinin Uygurların ve diğer Müslüman toplulukların etnik, dini ve kültürel kimliklerini tasfiye ettiği iddiaları tamamen asılsızdır.”
Uluslararası Af Örgütü de BBC’ye açıklamasında Heyit’in ölüm haberinin kaygı verici olduğunu belirtip Çinli yetkililere ‘halk ozanın ve cezaevinde, gözaltında ölen diğer Uygur Türklerinin durumuna ilişkin bilgi vermeleri’ çağrısında bulundu.
‘Dutar’ın Kralı’ olarak anılan Abdurrehim Heyit’in iki şarkısı nedeniyle 8 yıl hapis cezasına çarptırıldığı ve 2017 yılından bu yana Çin’de hapis yattığı, toplama kampında olduğu belirtiliyordu.
Arkadaşı müzisyen Bünyamin Aksungur, Heyit’in ölüm haberini Facebook sayfasından duyurmuş, Uygur Türkü ozanın ‘UÇRAŞKANDA ‘Karşılaşınca’ ve ATALAR adlı şarkıları nedeniyle hapiste olduğunu, kampta ağır işkenceler gördüğünü’ yazmıştı.
Heyit’in ölüm haberiyle ilgili tweet atan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu “Doğu Türkistan’ın meşhur ozanı Abdurehim Heyit’in işkenceye maruz kalarak şehadet şerbeti içtiğini büyük bir teessürle öğrenmiş bulunmaktayım. Şehidimize Allah’tan rahmet, Doğu Türkistan halkına başsağlığı diliyorum” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Twitter hesabından şu mesajı paylaştı: “Türk Milleti bir büyük değerini daha Çin zulmüne kaybetti. Konu #UygurTürkleri ile ilgiliyken yine hükümet sessiz, konu zalim Çin olunca yine “insanlığın ve barışın sesi” olanlar kayıp. Yüce Allah, ozan #AbdurehimHeyit’in mekânını cennet eylesin. Milletimin başı sağ olsun.”
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergelioğlu da “Uygur Türklerinin dünya çapında tanınan halk ozanı Abdurehim Heyit’in cezaevinde işkenceyle öldürüldüğü iddia ediliyor. Ziyaretine sadece oğlu gidebilmiş ve babasını çok zayıflamış ve bitkin bulduğunu söylemişti. Allah rahmet eylesin. Adli tıp raporu açıklanmalı, bekliyoruz” tweeti attı.
BM’den ‘Uygur Türklerini serbest bırakın’ çağrısı
Birleşmiş Milletler, bir milyona yakın Uygur Türkünün ‘terörizmle mücadele’ gerekçesiyle zorla kamplarda tutulduğu yönündeki haberlerin ‘son derece endişe verici’ olduğunu belirterek bu kişilerin serbest bırakılmasını istemişti.
Çin ise Uygur Türklerinin ‘yeniden eğitim’ için Batı Şincan bölgesindeki kamplara gönderildiği iddiasını reddediyor. Pekin, kamplarda sadece ‘radikal İslamcıların olduğunu’ öne sürüyor.
Birleşmiş Milletler Irk Ayrımcılığının Kaldırılması Komisyonu’nun raporuna göre güvenilir kuruluşlar, özerk Uygur bölgesinin dev bir gözetim kampına dönüştürüldüğünü söylüyor.
Raporda, Çin yasalarındaki terör ve ayrımcılıkla ilgili düzenlemelerin yoruma açık olduğu belirtilerek Pekin’in bu kişileri, bir suçlama yöneltmeden ve yargılamadan kamplarda tutmaya son vermesi çağrısı yapılıyor.