Her seçim dönemi gündeme gelen Gül, Davutoğlu ve Babacan üçlüsünün adının geçtiği parti kurma filmi yeniden gösterimde.
Kulislerdeki iddialara göre AKP oy kaybederse çalışmalar hızlanacak, eğer oy kaybetmezse yeniden oturup konuşacaklarmış. Yani yüksek veya alçak sesle asla Erdoğan aleyhinde konuşamayacak ama ‘AKP kuruluş amaçlarından uzaklaştı şimdi yeniden fabrika ayarlarına dönüş’ diye mıy mıy yapacak adamlar AKP oy kaybetmezse parti kurmayacaklarmış. Şaka gibi değil mi?
Ben AKP oy kaybetse bile kuracaklarına ihtimal vermiyorum, bunun sebeplerinin başında ismi geçenlerin korkak, bir o kadar da hesap-kitap adamı olmaları ve teşkilatçılıktan hiç anlamamaları geliyor. Hayal alemlerinde sorsanız bir tanesi ülkenin en demokrat, en tarafsız ve en iyi cumhurbaşkanlığını yaptı diğeri de bu ecdat yadigarı kadim toprakların görmüş göreceği en başarılı başbakanlığını.
Erdoğan’ın propaganda makinasına ve tetikçilerine çok az ve yeter miktar maruz kaldıkları ve bu azıcık dozdan dolayı yeteri kadar sarsıldıkları için toplumda hala biraz mağdur, biraz itibarlı insanlar olarak muamele görüyorlar. Bir tanesinin olası cumhurbaşkanlığı adaylığının üzerine helikopterle beli silahlı adam ve arkasından da türküsünü yapmak ve ne konuşulduğunu dinlemek için saz heyeti gönderildiği ile yetinelim. Sokakta yürüyemeyecek hale gelmeleri bir haftaya, giderek simaen Adnan Hoca’yı andıran bir fetvacının ‘Mürtedin Hükmü’ yazısı ile titremeleri bin vuruşa, Sedat Peker’in adamlarının mekanlarını basması birkaç serseriye bakar. Zaten olası kuruculardan bir tanesinin kardeş katli ile ilgili görüşleri olacakları anlamasına yardımcı olacaktır.
Ancak yakın tarihimizdeki bir örnekten hareket edecek olursak ben yeni bir partinin Erdoğan’ın alttan, gizliden gizliye gaz vermesi ile kurulacağını düşünüyorum. Bir gaz varsa, bu gaz çıkmalı diye düşünecek. 15 Temmuz’dan çok kolay olacağı kesin.Seçimlere giremeyecek kadar kısa ömürlü olacak partimiz Terakkiperver Cumhuriyet fırkası gibi olacak.
Bir kere karnından konuşan muhalifler kimmiş bir görelim denecek. Muhalif sazanları toplayan bir araç işlevi görecek.Partinin kuruluşunda bir sürü görevli kripto ve 657 dahil olacak. Her gün bir skandal çıkaracaklar. Maneviyata söven mi dersiniz, Cemaat’e övgü düzen mi, PKK’ muhibbi mi dersiniz epey tip yer alacak.
Parti yeter kıvama gelince de Fetö irtibatı dolayısıyla toplamalar başlayacak. Bir parti kuracak kadar sahneye çıkanların önceki titrlerine ve türlerine bakmaksızın bir muameleyle karşılaşacaklarını düşünüyorum. Ve kapatılan partimizin ardından epey bir baş gidecek.
Tabii giderek Kemalistleştikleri için İzmir Suikastı ya da Şeyh Said isyanı repkilasyonlarını da göz önünde tutabiliriz.Elbette bu bir senaryo. Ama hayali bile güzel. Herkesten çok Fetö diye bağırıp Fetö’den içeri girenlere hiç üzülmüyor, acımıyorum. Sana bana masum on binlerce insana terör örgütü üyesi diye pişkince yazacak, çizecek, bağıracak sonra yaltaklandığı kapıdan tekme yiyecek ve utanmadan bizim alınmamız Fetöyle mücadeleye zarar verir diyecek. Geçelim.
Partimize dönersek, aşağı yukarı böyle olacak gibi. E peki zaten yapılmışı varken ve Saadet piyasadayken ve zeki reklamlarla ilgi görürken buradan yürümek mantıklı değil mi? Yani yeni parti kuracaklarına yuvaya dönseler falan filan. Siyaseten daha vurucu bir hamle olmakla beraber her biri büyük devlet adamı ve filozof olan şahısların tükürdüğünü yalamak olarak da anlaşılacak bu harekete pek içlerinin sinmeyeceğini düşünüyorum.
Ama yine de keşke bir parti kursalar demeden edemiyor insan.