Almanya’da Sol Parti, Avrupa Parlamentosu seçimleri için liste başı aday olarak Özlem Alev Demirel ile Martin Schirdewan’ı gösterdi. Malatyalı Özlem’in babası, 12 Eylül darbesinden sonra işkence görmüş ve Almanya’ya iltica etmiş, sürgün mültecilerden.
Alman Sol Parti (Die Linke) delegeleri, Bonn kentinde düzenlenen kongrede, Avrupa Parlamentosu seçimleri için Özlem Alev Demirel ile Martin Schirdewan’ı, liste başı olarak aday gösterdi. Yaklaşık 500 delegenin oy kullandığı seçimde 34 yaşındaki Demirel oyların yüzde 84,4’ünü, 43 yaşındaki Schirdewan ise oyların yüzde 83,8’ini aldı.1989 yılında, 5 yaşındayken ailesiyle Almanya’ya gelen Demirel, Birleşik Hizmet İşleri Sendikası’nda (ver.di) görev yapıyor. 2018 yılına kadar dört yıl boyunca Sol Parti’nin Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Teşkilatı Sözcülüğü ve Eşbaşkanlığı görevini sürdüren Demirel, iki çocuk annesi. Demirel, istihdam ve sosyal politikalar konusundaki çalışmalarıyla tanınıyor.2014 yılındaki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oyların yüzde 7,4’ünü alan Sol Parti şu anda Avrupa Parlamentosu’nda yedi milletvekili ile temsil ediliyor. Avrupa Parlamentosu seçimleri bu yıl mayıs ayında yapılacak.
SÜRGÜN BİR BABANIN KIZI
Peki, Sol Parti delegelerinden bu kadar büyük destek alan Özlem Alev Demirel kimdir?
Onun hikâyesi, 1960’larda başlayan klasik göçmen öykülerinden değil. Demirel’in Almanya macerasında, aynen bugünlerde olduğu gibi bolca acı, gözyaşı ve elbette sürgün izleri var.Özlem Alev Demirel, 1984 Malatya doğumlu. Öğretmen babası, o dünyaya geldikten sonra, Ortadoğu’da yaygınlaşan savaşa ve Türkiye’deki Kenan Evren öncülüğündeki “Faşist Askeri Darbeye” karşı çıktığı için tutuklanır ve işkence görür.
BABASI MUCİZE ESERİ HAYATTA KALIR
12 Eylül’ün işkence merkezlerine çevrilen mapushanelerinde yoğun şekilde işkence göre babasının, ölümden dönmesi mucize olur. Babası ve annesi, hapis hayatı bittikten sonra da, yıllarca sürekli askeri darbe yönetimince baskı görür, babası sık sık tutuklanır. Sonuçta, Almanya’nın Bielefeld kentinde işçi olan dedesi ve büyük annesi onları yurt dışına çıkmaya ikna eder.Böylece Özlem Alev Demirel, 5 yaşındayken Almanya’ya iki ağabeyi ve anne ile babasıyla “politik göçmen” sıfatıyla gelir. Bilefeld kentinde okula başlar, daha sonra ailesiyle Köln’e göç eder.
OKULDA GÖÇMENLERİN HAKLARINI SAVUNDU
Demirel okullarında hep sınıf ve okul sözcüsü olur. Almanya’da, Alman ve göçmenlerin eşit haklara sahip olmasını savunan Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu’nun (DİDF) çocuk ve gençlik kollarıyla tanışır.Almanya’da daha kaliteli bir eğitimi savunur. Göçmen çocukların okulda hakir görülmesine dışlanmasına karşı çıkar, eşitçe, hakça, sevgi içeren bir eğitim ister.Lise öğreniminden sonra, Bonn Üniversitesi’nde Siyasal Bilimler Fakültesi’nden mezun olur. DİDF Gençlik Merkez Yönetim Kurulu, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Öğrenci Temsilciği, Köln Belediyesi Meclis Üyeliği, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti (NRW) Parlamentosu Milletvekilliği ve DİDF Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulunur.Özlem Alev Demirel, evli ve iki çocuk annesi.
AİLESİNİN ACILARINI KARİYERİNDE KULLANMADI
Özlem Alev Demirel bu çalışmaları yaparken hiç bir zaman anne ve babasının politik acılarını kullanmadı. Onlarla birlikte Almanya’ya göçmen olarak gelen ve kendisi gibi lise sıralarında ve yüksekokulda başarılı olan ağabeylerin kanadına da sığınmadı.O sürekli okudu, çevresini gözledi. Ailesiyle birlikte yaşadığı zorlukları, göçün acılarını incelemekle kalmadı. Almanya’ya aynı kaderi paylaşarak dünyanın çeşitli ülkelerinden göçen yüzlerce ailenin yaşadıklarını inceledi. Bu çalışmaları içinde onların acılarına nasıl merhem olacağını düşündü. Irkçılıktan, tutuculuktan, insanı insandan koparacak politik tutumlardan ve çatışmalardan uzak durdu. İnsanın insan olarak yaşam boyunca eşit haklara sahip olmasını ve insanca barış içinde yaşamasını savundu.Dünyanın her bölgesindeki insan hakları ihlallerine, politik baskılara ve çatışmalara karşı çıktı.
2010’DAKİ KAMPANYASI SES GETİRMİŞTİ
Özlem Alev Demirel, 2010 yılında Kuzey Ren Westfalya eyalet parlamento seçimlerinde, sıradışı seçim kampanyasıyla gündem olmuştu.Demirel, bir pazar yerine giderek, “Almanya’nın Yoksul Milyonerleri” dediği zenginler için sembolik bağış toplayarak, gelir dağılımı adaletsizliğine dikkat çekmişti.Demirel, 2008’deki küresel finans krizi sırasında, hükümetin bankalara 600 milyar euro yardım ettiğini, öte yandan eğitim, sağlık gibi alanlarda kısıtlamaya gittiğini dile getirmişti. Demirel pazar yerinde, milyoner kılığına girmiş iki partili arkadaşıyla kampanya yürütmüştü.Özlem Alev Demirel, artık “sürgündeki bir babanın kızı” kızı sıfatıyla, insan hakları savunucusu kimliğini Avrupa Parlamentosu’na taşımak, bütün göçmenler ve ötekiler için, sesini daha da yükseltmeye hazırlanıyor. kronos17.news
15 Temmuz sonrası Hizmet Hareketi'ne gönül verenlere karşı yürütülen hukuksuz yargılamalar bir bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden dönüyor. AİHM son...