Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Edirne cezaevinde tutuklu olarak bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’la ilgili Türkiye’nin temyiz başvurusunu kabul etti. Dava, esastan yeniden görülecek.
AİHM, 20 Kasım kararındaki kimi bölümlere davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı yapılan temyiz başvurularına olumlu yanıt verdi.Mahkeme taraflardan itiraz ettikleri bölümlerle ilgili ek savunma isteyecek. Büyük Daire sürecinde yeniden bir duruşma yapılması gündeme gelebilir.Nihai kararın ise yaklaşık 1 yıl içinde çıkması bekleniyor.
AİHM, Kasım ayında Demirtaş’ın “makul şüphe” üzerine gözaltına alındığını kabul etmiş; buna karşılık yerel mahkemelerce tutukluluk süresinin uzatılmasının meşru ve yeterli gerekçelere dayandırılmadığı sonucuna vararak tahliye edilmesini istemişti.
Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman konuyla ilgili, “Demirtaş/Türkiye kararı ile ilgili hem Sn Demirtaş’ın, hem de hükümetin itirazlarını dikkate alan 5 kişilik yargıç heyeti, Davanın AİHM Büyük Dairede yeniden görüşülmesine karar vermiştir. Basında ‘hükümetin itirazı kabul edildi’ şeklindeki haberler manipülatiftir” dedi.
Ne olmuştu?
AİHM, 20 Kasım’da verdiği kararla, 4 Kasım 2016’dan beri Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Demirtaş‘ın “siyasi nedenlerle” tutuklandığını tespitinde bulunmuş ve Türkiye’nin AİHS’in 5. ve 18. maddelerinin ihlal edildiğini belirtmişti. AİHM, ilk kez Türkiye’yle ilgili olarak 18. maddenin ihlal edildiğine yani AİHS’teki hak ve özgürlüklerin amaçlarından saptırılarak uygulandığına hükmetmişti. Türkiye’nin 10 bin euro manevi tazminat ile 15 bin euro yargılama gideri ödemesine de hükmeden AİHM, Demirtaş’ın serbest bırakılması yönünde karar vermişti.Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi ise AİHM kararının ardından Demirtaş’ın avukatları tarafından yapılan tahliye başvurusunu reddetmişti. Mahkeme, “CMK’nın 100. ve devam maddeleri gereği tutukluluk halinin devamına” ve ayrıca “AİHM’in 20 Kasım tarihli kararının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 46. Maddesi kapsamında nihai karar olup olmadığının ve sözleşmenin 44/2 Maddesi gereğince kesinleşip kesinleşmediğinin T.C. Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Daire Başkanlığı’na sorulmasına”karar vermişti.