Guardian ekonomi editörü Larry Elliot, Türkiye’nin Türk Lirası’nı desteklemek adına attığı adımların küresel ekonomide büyük bir dalgalanmaya yol açabileceğini belirtti, ‘Erdoğan’ın yabancı yatırımcıya karşı açtığı savaş’ sonrasında resesyonun (durgunluk) derinleşebileceği yorumunu yaptı.
İngiltere’de yayınlanan Guardian’ın Ekonomi Editörü Larry Elliot, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yabancı yatırımcıların TL’ye erişimi kısıtlamasının sonuç verdiği, ancak bu adımların hem kısa hem uzun vadede büyük bir maliyeti olacağı değerlendirmesinde bulundu.Elliot, Erdoğan’ın spekülatörlere açtığı savaşı “klasik bir Pirus zaferi (bedeli ağır olan bir galibiyet)” olarak niteledi.
‘TEK SORU İŞARETİ, ZARARIN NE KADAR BÜYÜK OLACAĞI’
“Türkiye’nin hasar göreceği kuşkusuz” yorumunu yapan yazar, şöyle devam etti: “Tek soru işareti, zararın ne kadar büyük olacağı ve başka ülkelerde hissedilip hissedilmeyeceği. Ancak küresel ekonominin ne kadar kırılgan bir durumda olduğu düşünülürse, Türkiye’deki sorunların bulaşıcı olma ihtimali çok güçlü.”
Guardian yazarı, Erdoğan’ın TL pozisyonlarını kapamak için çabalayan yabancı bankaların Türkiye’den çıkmasını engellemesinin dövizdeki oynaklığın önüne geçtiğini ancak bunun bir maliyeti olacağını belirtti:“Bunun sonucunda borçlanma maliyetleri de, Türk tahvillerini sigortalamanın maliyeti de (CDS) yüklsedi. Borsa son 3 yılın en kötü gününü yaşadı ve yüzde 6’ya yakın değer kaybetti.”
‘TL’DE SERBEST DÜŞÜŞ RİSKİ’
“Türkiye’nin planı Pazar günkü seçimlerden hemen sonra sınırlamaları kaldırmak ama çoktan olan oldu. Türkiye’nin cari açık yükü karşısında yabancı yatırımlara ihtiyacı var. Dolayısıyla yatırımcıların başını yakması, olabilecek en akıllı uzun vadeli strateji değil. Faiz oranları uzunca bir süre daha yüksek kalacağı için resesyon derinleşecek ve toparlanma yavaşlayacak. Türk Lirası’nda serbest düşüş riskini de gözardı edemeyiz.”
“Piyasalarda yaygın görüş Türkiye’deki durumun bulaşıcı olmayacağı yönünde. Ancak piyasalar bunu hep söylüyor. Oysa küresel ekonomi yavaşlarken, merkez bankaları da faiz oranlarını yükseltme planlarını rafa kaldırdı. Yatırımcılar da Alman bonolarını tutmanın daha güvenli olacağı düşüncesiyle negatif getiriye razı olurken, 10 yıllık Amerikan tahvillerinin getirisi de on aylık bonodan düşük seyrediyor – ki geçmişte bu, resesyonun kapıda olduğunun sinyaliydi. Belki de resesyon için tek bir kıvılcıma ihtiyaç var ve Türkiye bunu kolayca ateşleyebilir.”
BORSA 2016’DAN BERİ EN BÜYÜK DEĞER KAYBINI DÜN YAŞADI
Çarşamba günü Borsa İstanbul’un BIST 100 endeksi günlük yüzde 5,67 düşerek Temmuz 2016’dan beri görülen en büyük değer kaybını yaşamıştı.Borsa İstanbul son dört gündür değer kaybediyor. Bazı uzmanlar bu düşüşü TL’de son bir haftadır yaşanan oynaklığı gören yatırımcıların Pazar günkü yerel seçimlerden önce elindeki hisseleri satma isteği ile açıklıyor.Swap piyasasında TL bulmakta zorluk çeken yabancı yatırımcının da TL pozisyonlarını kapamak için ellerindeki hisse senedi ve bonoları satmak istemesinin borsanın düşüşünde rol oynadığı yorumları yapılıyor.