Faili meçhul cinayetlerle ilgili süren davalardan Ankara JİTEM davasında çarpıcı ifade ve iddialar gündeme geldi. Emekli astsubay Hüseyin Oğuz, mahkemede verdiği ifadesinde, Kürt siyasetçi ve yazar Musa Anter’in ölüm emrini veren Albay’ın Ankara’da müteahhitlik yaptığını söyledi.
Emekli astsubay Hüseyin Oğuz, ‘ Aytekin Özen kendisi emekli tarih uzmanı bir albaydır. Hala şu an Ankara’da müteahhitlik yapıyor. Kendisinin ifadesi bir kez bile alınmadı’ dedi.
ANTER DİYARBAKIR’DA JİTEM VE YEŞİL’İN İÇİNDE OLDUĞU BİR SUİKASTTE ÖLDÜRÜLDÜ
Musa Anter, 20 Eylül 1992 tarihinde Diyarbakır’ın Seyrantepe mahallesinde uğradığı silahlı saldırıda sol bacağına iki, kalbi ve kafasına birer kurşun sıkılarak öldürüldü. Anter’in yanında bulunan gazeteci ve yazar Orhan Miroğlu olaylar sırasında yaralanmıştı. Eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan; Anter’in, kendisinin de içinde bulunduğu tim tarafından JİTEM için öldürüldüğünü söylemişti. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın isteği üzerine Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ın hazırladığı Susurluk Raporu’nda, Anter cinayetinin Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlanıp uygulandığı bilgileri yer almıştı.
Anter, Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Halkın Emek Partisi, Mezopotamya Kültür Merkezi ve İstanbul Kürt Enstitüsü’nün kurucularındandı. Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Anter, 12 Eylül Darbesi’nde Kürtçülük propagandası yapmaktan tutuklandı. Hayatı boyunca toplam 11,5 yıl hapis yattı. Mamak, Sultan Ahmet, Balmumcu, Seyrantepe ve Nusaybin cezaevlerinde hapis yattı.
DAVA ANKARA’DA GÖRÜLÜYOR
JİTEM’e ilişkin 1999 yılında hazırlanan 11 sanıklı iddianame ile 2005 yılında hazırlanan 5 sanıklı iddianamenin birleştirilmesiyle JİTEM Ana Davası olarak anılmaya başlanan ve Musa Anter’in öldürülmesine ilişkin 2013 yılında başlatılan davayla birleştirilen davanın 9’uncu duruşması Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.Dava kapsamında itirafçı Abdülkadir Aygan, “Yeşil” kod ismi ile anılan Mahmut Yıldırım gibi bir dönem devletin içinde “çete” olarak tarif edilen yapıların tanınmış aktörleri, “Cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, taammüden adam öldürmek, bir suçu söyletmek için işkence yapmak” gibi suçlardan yargılanıyor.
Sanıklardan Savaş Gevrekçi, duruşmada hazır bulundu. Mahkeme heyeti, bir önceki duruşmada talep edilen sanık Mahmut Yıldırım’a ait bir koruma kaydı olmadığının Emniyet Genel Müdürlüğünden yazı ile bildirildiğini aktardı. Mahkeme ayrıca SGK’nin Yıldırım’a ait sağlık kaydına rastlanmadığını bildirdiğini aktardı.
‘YEŞİL’İN GERÇEK KİMLİĞİNİ BEN AÇIKLADIM’
Ardından, Karaburun Asliye Ceza Mahkemesi’nde SEGBİS ile 11 sene Kürt illerinde görev yapan emekli astsubay Hüseyin Oğuz tanık olarak dinlendi. Oğuz, sanıklardan “Yeşil” kod ismi ile anılan Mahmut Yıldırım ve Abdülkadir Aygan’ı tanıdığını ve “Yeşil”in gerçek kimliğini ilk defa kendisinin açıkladığını söyledi. Oğuz, Aygan’a Musa Anter’in öldürülmesi ile ilgili sorular sorduğunu ve olayı anlatmasını istediğini belirtti. Oğuz, “Abdülkadir Aygan bana Musa Anter’in öldürüldüğü gün yanında, Mahmut Yıldırım (Yeşil), Celil kod adıyla bilinen Aytekin Özen’in ve bir kişinin daha olduğunu söyledi. Adı bilinmeyen o dördüncü kişinin Ahmet Yıldırım olduğunu söyleyebilirim. Çünkü o dönem Mardin’de koruculuk yapan Bedran Akdağ, beni arayarak Musa Anter’in katillerinden birinin Ahmet Yıldırım olduğunu söyledi. Bedran Akdağ, 18 yıl koruculuk yapmıştır ve bunun 10 yılını JİTEM’e çalışmıştır” şeklinde konuştu.
‘JİTEM ADINA VEDAT AYDIN’I ÖLDÜRDÜLER’
Oğuz, ifadesinin devamında şunları söyledi: “Abdülkadir Aygan, Musa Anter’i kaçırarak infaz ettiklerini açıkça söyledi. Katıldığı Beyaz Tv’deki programda açıkça söyledi. Ben Vedat Aydın’ı da iyi tanıyordum. Bana gelen bilgiye göre Abdülkadir Aygan ve Aytekin Özen (Cemil) JİTEM adına Vedat Aydın’ı öldürdüler. Vedat Aydın insan hakları savunucusu olduğu için öldürüldü. Aygan bana bunu Beyaz TV’deki programa katıldığında telefonda söyledi. Rejiden konuşmuştuk. Bu görüşmenin kaydı kesinlikle Beyaz Tv’de olmalı. Hala yurt dışında olduğunu bildiğim Abdülkadir Aygan ile bir temasım şu an yok. Ben JİTEM’de görev yapmadım. Devletin içinde olan farklı bir yapılanmaydı JİTEM. JİTEM doğrudan görev alan bir yapılanma içerisindedir. JİTEM yüzde 100 illegal bir yapılanmadır. Araç kayıtları bile olmayan bir yapılanmadır. Ülkücülerin ağır bastığı bir yapılanmadır.”
‘ÖRGÜT İÇİ İNFAZ SÜSÜ VERDİLER’
“Yeşil” kod isimli Mahmut Yıldırım’ın Elazığ, Dersim ve Diyarbakır illerinde kadınları kaçırdığını ve tecavüz edip JİTEM adına öldürdüğünü söyleyen tanık Oğuz, “Malatya’da İl Jandarma Komutanlığı’nda gece bıyıkları aşağı sarkmış bir adamı gördüm ve görüntüsünden memnun olmadım. İki kişilerdi. Bunlardan biri Yeşil’di. Yeşil ve yanındaki o kişi, Diyarbakır’da gözaltına alınan DHKP-C örgütünden iki kişiyi 2 gün gözaltından sonra öldürüp cenazelerini Malatya yakınında bulunan bir köprünün yanına attılar. Hatta bu cenazelerin yanına ‘ajan ve provakatörün sonu böyle olur’ diye bir not bırakarak, örgüt içi infaz süsü verdiler” diye konuştu.
‘AYTEKİN ÖZEN MÜTEAHHİTLİK YAPIYOR’
Oğuz, sanık Abdülkadir Aygan’ın Musa Anter’in öldürülmesi talimatının Celil kod isimli Aytekin Özen’den geldiğini söyleyerek, “Aytekin Özen JİTEM’de çok yetkin biri. Kendisi emekli tarih uzmanı bir albaydır. Hala şu an Ankara’da müteahhitlik yapıyor. Kendisinin ifadesi bir kez bile alınmadı. Musa Anter’i katli eylemini JİTEM yapmıştır. Aytekin Özen, binbaşı Ahmet Cem Ersever’i de öldürmüştür. Ersever’in öldürülmesinde Ankara İl Jandarma Alay Komutanı Ali Öz’ün de dahil olduğunu söylüyorum. Ali Öz daha sonra Trabzon İl Jandarma Komutanı olarak görev yaptı” dedi.
‘O YILLARDA KÜRT OLMAK SUÇTU’
Tanık Oğuz, dava sanıklarından tutuksuz yargılanan emekli albay Savaş Gevrekçi’yi tanıdığını ancak Anter’in katledilmesi ile ilgili olaya katılıp katılmadığını bilmediğini söyledi. Oğuz, JİTEM’in Antalya’da askerlik yaptığı sırada bir kişiinin kaçırılarak Irak’ta KDP’ye para karşılığında satıldığını söyleyerek, “Ahmet Cem Ersever ve astsubay Şaban Bayram, Mehmet Kılıç’ı kaçırıp KDP’ye sattılar. Ben bunu Sivas İl Jandarma Komutanlığı adına yürütülen bir operasyon sırasında Şaban Bayram’ın ağzından kaçırması sonucunda öğrendim. Şaban benim dört yıllık okul arkadaşımdı. Ben kendisine tepki de gösterdim. JİTEM 1992’de Tunceli Mazgirt’te bir fabrikada çalışan Ayten Öztürk’ü kaçırarak, Diyarbakır’da bulunan JİTEM binasına götürdü. Orada sorguladıktan sonra öldürdüler. Bunu bana hem Abdülkadir Aygan anlattı hem de Zeki kod isimli yüzbaşı bunu övüne övüne anlatmıştı. O yıllarda Kürt olmak suçtu. Örgütle alakası olmayan insanlar kaçırılıp öldürüldü. Böyle bir süreçten geçtim” dedi.
AVUKAT: YILDIRIM’IN OPERASYONLARDA KULLANILDIĞI ANLAŞILMIŞTIR
Anter ailesinin avukatlarından Selim Okçuoğlu, gelinen aşamada dosyanın zamanaşımına doğru götürüldüğünü Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığından ümidini kestiğini söyledi. Okçuoğlu, “Zamanaşımına 3 yıl kaldı. Biz hala delil topluyoruz. MİT’in Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın kendisinden bir daha haber alınamadığını belirttikleri tarihten sonra MİT’ten Hilmi Karaer adlı kişinin bu tarihten sonra iki kez ‘Yeşil’ ile telefonla görüştüğü ortaya çıkmıştır. Hilmi Karaer bunu kendisi size sunduğu dilekçede belirtmiştir. Dosya sanıklarından Mahmut Yıldırım’ın MİT tarafından operasyonlarda kullanıldığı, kendisini sıklıkla arayarak Mehmet Eymür ile görüşmek istediğini söylediği Hilmi’nin yazılı beyanında anlaşılmakta. Biz bu aşamada MİT’ten Mahmut Yıldırım’a ait olduğu saptanan araçta bir inceleme yapılıp yapılmadığını, bir işlem varsa sonucu hakkında mahkemeye yazı yazmalarını talep ediyoruz” diyerek eksikliklerini giderilmesini talep etti.Avukatlarını savunmasının ardından mahkeme sanık Savaş Gevrekçi’ye savunma yapıp yapmayacağını sordu. Gevrekçi söyleyecek bir şeyinin olmadığını belirtti. Mahkeme, duruşmayı 3 Temmuz tarihine erteledi.