15 Temmuz darbesinde oğlu Hava Harp Okulu öğrencisi olan ve müebbet hapis cezası alan anne Melek Çetinkaya, “askeri öğrencilerle ilgili değerlendirme toplantısına” katılarak, gencecik çocuklara reva görülen zulmü bir kez daha anlattı.
Güvenlik uzmanı Hamza Gür’ün konuşmacı olarak katıldığı “askerî öğrencilerle ilgili OHAL sonrası” değerlendirme toplantısına, çocukları cezaevinde olan anne ve babalar katıldı.
Programa 15 Temmuz sonrası hukuksuz bir şekilde müebbet hapis cezasına çarptırılan bir askeri öğrencinin annesinin konuşmaları damga vurdu.
ÜNİFORMA DEĞİL OĞLUMU İSTİYORUM
Hava Harp Okulu öğrencisi olan ve 15 temmuz 2016 gecesi Yalova’da askeri kampta bulunan Furkan Çetinkaya’nın annesi Melek Çetinkaya, etkinlikte söz alarak, “Ben üniforma istemiyorum, ben evladımı istiyorum. 20 yaşındaki çocuklara 24 kez ağırlaştırılmış müebbet verdiler.” dedi.
Çetinkaya, “Onlardan korkan onlar gibi olsun. Susmayacağım.Vatan haini diye linç ve işkence ettikleri öğrencileri; Afrin’e, Münbiç’e gönderdiler. Halen yargılıyorlar. Bize yapılanın hesabını soracağım. Köprüde öldürdükleri çocukları 12 gün sonra morgda buldular.” ifadesini kullandı.15 Temmuz’da gencecik Harbiyeli öğrencilere işkence yapan canileri asla affetmeyeceğini kaydeden Çetinkaya, “Ben onları asla affetmem. Öldü diye morga koydukları çocuğu tekrar döve döve nezarete attılar; çocuk kör oldu. ‘Hain anneleri’ diye bizi camilerden kovdular. Bunları yapanları da affedenleri de asla affetmem.” dedi.
İŞTE O ANNENİN SÖZLERİNİN TAMAMI
18 bin askeri öğrencinin mağdur edildiğini söylüyorsunuz. Biz 32 ay mağdur edildik, çocuklarımız müebbet hapis cezası aldı. Biz defalarca kez program düzenledik. Ama maalesef içeride olan çocukların anneleri ve babaları dışında pek katılan olmadı. Eğer biz hepimiz askeri öğrenciysek, 18 bin kişiysek neden yalnız bırakıldık. Çocukları dışarıda olan anneler babalar ‘üniforma istiyorum’ diyor.
Bakın siz üniforma istiyorsunuz, ben evladımı istiyorum. Benim evladım çıksın üniforma vermesinler. Benim evladım çıksın, limon satsın karnını doyursun. Diyorum annelere “Ne olur üniforma istiyorum” demeyin. Önce bizimle beraber olun. 20 yaşındaki çocuklara 24 kez ağırlaştırılmış müebbet verdiler. Ama bakıyorum twitterdan “benim çocuğum suçsuz, benim çocuğun fetö üyesi değil” diyorlar. Rızkı veren Allah’tır. Benim evladım 32 aydır, 7 kişilik koğuşta 42 kişi kalıyor. Düşünebiliyor musunuz?
ONLARDAN KORKAN ONLAR GİBİ OLSUN
Biz beraber olamıyoruz. Herkes korkuyor. Bana “sen çok cesursun, seni tutuklarlar” diyorlar. Tutuklasınlar. Onlardan korkan, onlar gibi olsun. Ben daha neyi kaybedeceğim ki. Anneler diyor “biz çıkarsak konuşursak çocuğumuzu göremeyiz, bizi tutuklarlar.” Varsın benim oğlum mağdur olsun.
HAİN İLAN EDİLEN ASKER AFRİN’E GÖREVE GÖNDERİLDİ
Çünkü artık korkmuyorum. Her yerde yazıyorum. Gerekiyorsa beni alın. Sincan’da kursiyer teğmenlere haince işkenceler yapıldı. O çocuklardan biri içeride yattıktan sonra Afrin’e gönderildi. Afrin’den geldikten sonra Şırnak’a gönderildi. Şırnak’tan geldi Münbiç’e gönderildi, Hakkari’de şu anda görev yapıyor. Ama vatan hainliğinden yargılanıyor. ‘Bize yapılanı biz asla yapmayacağız’ diyorlar. Asla katılmıyorum. O gece Boğaziçi Köprüsü’nde 2 askeri öğrenciyi boynunda 7 cm kesik, 2 cm kesik. Boynundan aşağısı tutmuyor. Bütün çocuğun vücudu kırık. Kanlar içinde linç edildi. Anne babası bu iki çocuğu 12 sonra morgda buldu. Morgda buldu. Ben asla bunları affetmem.
BUGÜN BİZE YARIN SİZE
Bugün bana yapılanlar onlara yapılmayacak, diye bir şey yok. Aynısı yapılacak. Kısasa kısas yapılacak. Kesinlikle affedilmeyecek. Asla affedilmeyecek. Bizim çocuklarımız o gece öldüresiye dövdüler.
Öldü diye morga konulan çocuk, tekrar nezarete atılıp dövüldü; o çocuk kör oldu.
Çocuğun birini morga koydular. Morgda ölmediği anlaşıldı elinin hareketiyle, Morgdan çıkarıldı. Savcı karşısına çıkardılar, çocuk bayıldı. Çocuğu tekrar döve döve nezarethaneye attılar. Sonra oradan Şişli Etfal Hastanesi’ne kaldırıldı. Çocuk şu anda kör, görmüyor. Benim Kağan’ımın gözü görmüyor. Mahkemede bacağını kırdılar. Bir ayda fazla mahkememiz sürdü. ‘Gelin vatan hainlerinin cezasını verelim’ diye haber yaptılar. Mahkemelerimize geldiler. ‘Vatan hainleri’ diye çocuklarımıza savunmalarını bile yaptırmadılar.
BİZİ CAMİDEN KOVDULAR
Biz camiye namaz kılmaya girdik. ‘Vatan hainlerinin annesisiniz, Allah sizin namazınızı kabul etmez’ diye bizi camilerden kovdular. Ben bunları unutur muyum? Ben bunun intikamını almaz mıyım? Ben bunları affeder miyim? Bu nasıl bir affetmektir. Asla göreve dönüp bu çocuklara yapılanları affederseniz, asla size hakkımı helal etmem.