Ergenekon savcısı Pekgüzel: ‘O zaman bize F tipi diyorlardi, şimdi F..Ö diyorlar. Görevimi kimseden emir almadan, bağımsız ve tarafsız yaptım. Ama önce meslekten atıldım, sonra cezaevine kondum. Ailem her türlü hakarete uğradı, açlık, yoksulluğa terk edildik.’
Ergenekon davasına bakan savcı ve hakimlerin Yargıtay 8. Ceza Daires’inde yargılandığ davada savunma yapan eski savcı Mehmet Ali Pekgüzel, ‘Ergenekon güneş kadar gerçektir ve halen faaldir. En büyük delili de benim yargılanıyor olmamdır. Görevimi kimseden emir almadım, bağımsız ve tarafsız yaptım. Ama F..Ö kulpu takılıp, önce meslekten atıldım, sonra cezaevine kondum. Ailem her türlü hakarete uğradı, açlık, yoksulluğa terk edildi.” dedi.Odatv’de yer alan habere göre Ergenekon davasında sadece kendilerinin değil tüm hakim ve savcıların görev yaptığını belirten Pekgüzel, şöyle devam etti:
“O zaman bize F tipi diyorlardi, şimdi F..Ö diyorlar. Oysa her görüşten, düşünceden insan görev yapıyordu. Herkes kendi düşüncesi ve hukuki yorumuyla tahliye veya tutukluluğa devam kararı verdi. Bugün yargı düzeni yerlerde sürünüyor. Biz hukuku elimizden geldiğince uygulamaya çalıştık. Bilerek kimsenin hakkına girmem. Bilmeden hakkına girdiğim varsa, helalliğini almak isterim.”
Konuşmasına “Ergenekon”un Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin önünü kesmek için neler yaptığına dair iddialarını sıralayan Pekgüzel, “Ergenekon güneş kadar gerçektir ve halen faaldir. En büyük delili de benim yargılanıyor olmamdır” dedi.Pekgüzel, 15 Temmuz gecesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kaçma ihtimali gerekçesiyle hakim ve savcıların tutuklanması talimatı vermesini eleştirince de şu diyaloglar yaşandı:
Başkan Metiner: Sizle yargılanan 2 kişi kaçak değil mi? Bir kişi kaçarken yakalanmadı mı?
Pekgüzel: Levent Ersöz, Mustafa Bakıcı, Bedrettin Dalan kaçtı, mahkeme diğer sanıklar için böyle bir karar almadı.
Başkan Metiner: Onlar döndü.
Pekgüzel: Levent Ersöz Ukrayna’ya kaçtı. Döndüğünde, sahte kimlikle yakalandı. Bir savcı, ‘Tutuklanmaları sağlansın’ diye yazı yazamaz. Ben terörist değilim, benden terörist çıkaramazsınız. Adım gazetelerde yazıldığında Mersin’deydim, gemiye atlayıp, gidebilirdim. Gitmedim. Ben bu vatanda öleceğim.”