Cumartesi Anneleri polis kalkanları altında 733’ncü kez bir araya geldi.Cumartesi Anneleri, zorla kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için 733. kez bir araya geldi.
Buluşma mekânları olan Galatasaray Meydanı’nda toplanmalarına izin verilmeyen Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eylemi de İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde polis ablukasında gerçekleştirildi. Cumartesi Anneleri, üzerinde kaybedilen yakınlarının fotoğraflarının bulunduğu tişörtler giydi, kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını ve kırmızı karanfiller taşıdı. Bu haftaki eyleme, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP Milletvekili Hüda Kaya, kayıp yakınları ile beraber çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı. Cumartesi Anneleri bu haftaki eylemde 1981’de gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün akıbetini sordu.
‘İŞKENCE TİMİNİN AĞIR İŞKENCELERİNE MARUZ KALDI’
Basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak okudu. Ocak, “Nurettin Yedigöl, 70’li yıllarda üniversite eğitimi için İstanbul’a geldi. İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu. Öğrenciliğinde ve sonrasında sosyalist gençlik hareketinin içinde yer aldı. 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından hakkında yakalama kararı çıkartıldı. 10 Nisan 1981 tarihinde İstanbul/İdealtepe’de bir eve yapılan baskında gözaltına alındı. Dönemin ünlü işkence merkezi Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Tayyar Sever yönetimindeki 1. Şube’de Honduras’ta işkence eğitimi alan K Grubu tarafından sorgulandı. İfade vermeyi reddettiği için Mete Altan’ın başında bulunduğu işkence timinin en ağır işkencelerine maruz kaldı. En son şubede sorgulanan diğer arkadaşları tarafından görüldüğünde kanlar içindeydi, konuşamıyordu, bilinci yerinde değildi. O günden sonra Nurettin’i gören olmadı” dedi.
TANIKLAR: ŞAHİDİZ, İŞKENCEDE ÖLDÜRÜLDÜ
Baba İsmail Yedigöl’ün, tüm mercilere başvurarak oğlunu sorduğunu aktaran Ocak şöyle devam etti: “Kenan Evren’e kadar ulaştı. Ancak tüm başvurularına Nurettin’in hiç gözaltına alınmadığı cevabı verildi. 10 kişi Nurettin’i siyasi şubede gördüklerine dair tanıklık etti. ‘Şahidiz, işkencede öldürüldü’ diye ifade verdiler ancak savcılık ‘böyle şey olmaz, devlete iftira atmayın’ dedi. Nurettin Yedigöl’ün gözaltında kaybedilmesi ve faillerin yargılanması ile ilgili yapılan başvurular sonucunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından üç ayrı soruşturma yürütüldü. Ancak soruşturmalarda zaman aşımı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildi.”
‘HAKİKAT VE ADALET TALEBİMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
Nurettin Yedigöl, polis tarafından gözaltına alındıktan sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde, devletin himayesi altındayken kaybedildiğini söyleyen Ocak, “Bugüne kadar adli makamlarca maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için etkili bir yargı faaliyeti yürütülmedi. Nurettin Yedigöl’ü kaybedenler cezasızlık zırhıyla korundu. Gözaltında kaybedilişinin 38. yılında Nurettin Yedigöl’ü kaybedenlerin ve onun akıbetini açığa çıkarma görevini yerine getirmeyenlerin işlediği bu insanlığa karşı suçun takipçileri olmakta ısrar edeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz. Nurettin Yedigöl için, bütün kayıplarımız için hakikat ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz. 34 haftadır bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
‘99 YAŞINDAKİ ANNEM HER GÜN AĞABEYİMİ SAYIKLIYOR’
Basın açıklamasının ardından gözaltında kaybedilen Nurettin Yedigöl’ün kardeşi Muzaffer Yedigöl söz aldı. “Annem 99 yaşında, her gün ağabeyimi sayıklıyor” diyen Yedigöl, ” ‘Nurettin ne zaman gelecek?’ diye bize soruyor. Kafasında hep abim var. Annem hakkını helal etmiyor. Öbür dünyaya inanıyorlarsa hesabı sorulsun diyor. Acılı ve üzgünüz. Bir daha kimse bizim gibi üzülmez. Adalet ve vicdan yerini bulsun” dedi.
‘TANIKLIĞIMIZI HER ZAMAN ANLATMAYA, AKIBETİNİ SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ndeki sorguda Nurettin Yedigöl’ü gören tanıklardan Ümit Efe yaptığı konuşmada şunları söyledi: “38 yıl önce Nurettin, İstanbul’un merkezinde Gayrettepe Emniyet Müdürlüğünde gözleri ve elleri bağlı bir biçimde işkenceye maruz bırakıldı. Bu işkence 4 gün acımazsızca sürdürüldü. Kendisi ile orada karşılaştık. 38 yıldır Nurettin’in Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nde işkence edilerek katledildiğini, kaybedildiğini söyledik. Nurettin devrimci bir insan olduğu için acımaz bir şekilde katledildi. Ona yapılan işkenceleri onlarca insan gördü. İnsan aklının almadığı işkencelerdir. Tanıklığımızı her zaman anlatmaya Nurettin’i ve onlarca kaybedilen insanın akıbetini sormaya devam edeceğiz. Gerçeklerin üstü örtülemez. Galatasaray Meydanı’ndan da asla vazgeçmeyeceğiz.”
‘BİZİM BİTMEMİŞ YASIMIZ VAR’
Son olarak gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren söz aldı. “Bizim sevdiklerimiz, kardeşlerimiz 12 Eylül’ün karanlık zindanlarında, işkence edilerek kaybedildi” diyen Eren, “12 Eylül darbecileri yargılanmadığı, hesap vermediği ve bizimle yüzleşmediği sürece bu dava kapanmayacaktır. Çünkü bizim bitmemiş yasımız var” dedi. 12 Eylül zihniyetinin, yasakçı zihniyetin hâlâ devam ettiğine vurgu yapan Eren, “Galatasaray Meydanı’nı bize kapatarak, sevdiklerimizle buluşma mekânımızı yasaklayarak, onları bize asla unutturamazsınız. Galatasaray Meydanı’nı öncelikle bize açın, yasakçı zihniyetinizden vazgeçin. Daha sonra sevdiklerimizle ilgili hukuki işletin. Faillerin bizimle yüzleşmesini sağlayın” diye konuştu.