Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın terörle ilgili bir dizi suçlamalar sebebiyle yargılanmasına devam ediliyor. 4 Kasım 2016’dan bu yana Edirne Cezaevi’nde bulunan Demirtaş, dün Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki duruşmaya SEGBİS yoluyla bağlandı.
Independent Türkçe’de yer alan habere göre, açlık grevi yapanları selamlayarak söze başlayan Demirtaş gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Gebze Cezaevi önündeki annelere yönelik polis şiddetinin onur kırıcı olduğunu ifade etti, “Annelerin gözyaşlarının rengi olmayacağını hatırlatarak kınıyorum.” dedi.
Bizi milletvekili olarak cezaevine gönderen başbakan
Demirtaş, önceki gün yaptığı açıklama ile AKP hükümeti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a isim vermeden eleştiriler yönelten eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na da tepki gösterdi. “Bizi milletvekili kimliğimizle cezaevine gönderen başbakan olarak tarihe geçmiştir.” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Bugün de kendince muhteşem(!) tespitler yapan Davutoğlu’ndan dinleyelim, yargı ne haldeymiş. Bu hale getirenlerden biri de kendisi değilmiş gibi: Hukuk güç biriktirme alanı değil, gücü denetleme alanıdır. Bunları söyleyen, siyasi tarihimizin en büyük hukuksuzluğuna imza atan başbakanlardan biri.
Davutoğlu da mı terörist, hain?
Tutuklandığımızda başbakandı, bütün bu kararların altında da imzası vardı. Ahmet Davutoğlu, yargının ne hale geldiğini beyan etmek zorunda kalıyor. Biz söyleyince tarafız da bu da mı taraf? Ahmet Davutoğlu da mı terörist? O da mı yargıya düşman? O da mı vatan haini? Hayır. Bizi öyle ilan ettiniz de, ona ne diyeceksiniz? Yargı konusunda durum dediği gibidir ama öyle bir iki yazı yazmakla da bu vebalden kurtulamaz.”
Selahattin Demirtaş CHP lideri Kılıçdaroğlu’na saldıran Osman Sarıgün’ün serbest bırakılmasını “Neden? Toplum korkuyu iliklerine kadar hissetsin diye. Peki başarılı olunuyor mu? Bunu son seçimler ortaya koydu. Sandıkta halk dersini verdi” sözleriyle değerlendirdi.
Erdoğan’ın elinde Öcalan’ın mektupları vardı
Demirtaş mahkemedeki savunmasında niçin bu sözleri sarfettiğini şu sözlerle anlattı: “Ben ‘Daha Öcalan’ın heykelini dikeceğiz’ dediğimde, Erdoğan’ın elinde Öcalan tarafından yazılmış iki mektup vardı. Ben de, hem mektuplardan haberdardım hem de Erdoğan’ın verdiği cevaptan.
Ve Ankara’da şu konuşuluyordu, bu defa barış çok yakın ve bu barışı gerçekleştirecek olanların heykeli dikilecek. Aslında sözün patenti de bana ait değil. Bana çağrışım yaptıran şey, bir Hükümet yetkilisinin kullandığı cümledir.”
Erdoğan’ın düştüğü halden utanç duyulur
Selahattin Demirtaş, bu konuşmayı yaptıktan sonra çözüm sürecinin başladığını söyleyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “O dönemde çıkıp itiraz etmiyor. Aradan 7 yıl geçiyor bir seçim kampanyasında bu videoyu miting miting dolaştırıyor. Bu kadar küçülebiliyor. Utanç duyulur onun düştüğü halden. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı, kendini bu kadar küçültmemeli” ifadeleriyle tepki gösterdi.