Bir önceki yazıda Osman Amcanın yumruğunun şiddetini ayarlayarak nasıl bir provakasyonu önlediğini işlemiştik ve bir an önce serbest bırakılmasını talep etmiştik. Neyse ki o kadar süre özgürlüğünden mahrum bırakılmasına rağmen bu talebimiz gerçekleşti.
Şimdi başka bir duyarlı vatandaşın nasıl bir provokasyona yol açmamak için titiz davrandığını sizlere anlatmak istiyorum.
Tabii Kılıçdaroğlu’nun yediği yumruktan çok daha fazla hükümet medyasında mesele yapılmış olmasının elbette bir maksadı vardır. Savcıların re’sen harekete geçmiş olması bile her olaydan mağduriyet üretme makinasının çalışmaya başladığına işarettir ancak tahkikat neticesinde hanımefendinin titizliğinin ortaya çıkacağını düşünüyorum. Hatta yanda sesi duyulan “Ben olsaydım döverdim sizi böyle bir şey yapsaydınız” diyen kadının çok iyi araştırılması gerektiğini de düşünüyorum.
Şimdi evvelsi gün yaşanan olaylara dönersek.
Havuz medyamız bu olaya neden bu kadar ilgi göstermiştir. Funda Esenç’in laik, modern, şehir kadını imajı ile aslında bir CeHaPe zihniyetinin temsilcisi olduğu subliminal olarak işlenmektedir.
İşte bu CehaPe’liler böyle çirkef ve çirkin ve terbiyesiz insanlardır. Havaalanında 5 dakika bekleyince bunu yapan bir zihniyet 25 yıl beklediği seçimlerde neler neler yapmıştır. Hazır yakında İstanbul seçimlerinin iptali için oluşturulmaya çalışılan iklim için oldukça da fonksiyoneldir. CHP’yi sevmese de İstanbul seçimlerinin İmamoğlu’nun hakkı olduğunu düşünen bir kesim “Bu ne kardeşim ya bu ne şımarıklık. İstanbul’u alınca bu kadar şımaran demek iktidara gelse yine neler yapacak. Biz yine eskisi gibi aşağılanacağız diye düşünerek İmamoğlu’na verdiği zımni desteği çekecektir hesapta.
Olayı çok dikkatli incelediğimizde Funda Esenç adlı vatandaşın bütün hakaretlerini havaalanı görevlisi ile sınırlı tutarak ne kadar sorumluluk içerisinde davrandığını görebiliriz. Olayı zerre toplumsal ve ideolojik bir mecraya taşımamıştır. Şiddetle arasına kocaman bir hooooop çekmiştir. İki kişi arasında başlamış ve bitmiştir.
Allah korusun çatıştığı kişi başörtülü olsa idi şimdi neler olurdu neler! Söylemeye gerek yok, Funda Hanım önce tutuklanırdı. Sonra mağdur şahsı daha akşam olmadan Erdoğan arar “geçmiş olsun” derdi sonrasında Fahrettin saçma salak bir tweet atardı. Aileden sorumlu yarım dünya ziyarete giderdi ki ben de şimdi burada bir hakaret ederek Funda Hanım’ın davranışın ne kadar yanlış olduğunu bir de böyle göstermek istedim.
Bir de şunu da görmek lazım, Funda Hanım hiçbir kere “Vay efendim bu kadar büyük havaalanı yapıp paralarımızı çarçur edeceğinize uçakları zamanında kaldırın” demiyor. “Siz ancak inşaat yaparsınız demiyor”, “Bu kadar insan öldü daha onların ahı çıkacak” falan hiç demiyor. Dedikleri kabul edilemez olmakla birlikte gayet apolitik ve zerre miktar iktidarı hedef almayan şeylerdir. Kaldı ki Funda Hanım beki de AKP’ye oy vermiştir. Çünkü tavır ve davranışları son dönem AKP’lilerle birebir örtüşmektedir.
Funda Hanım’ın tek işlediği suç Çingenelere yönelik nefret söylemidir. Ama zaten Çingeneler ya da Çingenelerin hakkı gibi bir kavram bizde yer almadığı için dikkat bile çekmemiş zaten. Çingeneleri tahrik ederek bir ayaklanma peşinde olmadığı da bellidir. Çingene vatandaşlarımız en son isyan ettiklerinde Sulukule’den kovularak kendilerini bir Toki mahallesinde bulmuşlardı.
Havaalanı çalışanı vesilesi ile emek ve emekçi söylemlerinin tavan yaptığı medyamızda ve sosyal mecralarda neredeyse tamamının maaşla geçinen insanlar olmasına rağmen bir başkası üzerinden yapılan emekçi diskuru bile ne kadar samimiyetsiz olduğunu göstermiyor mu?
Özetlersek Funda Hanım’ın tepkilerini şahsa indirgemesi, başörtülü bir çalışanı taciz etmemesi, ideolojik bir dil kullanmaması ve hoop hoop hooop nidalarıyla şiddete ve temasa karşı açıkça tavır alması sebebiyle kutlamak gerekir.
Ülkede herkes herkese sövmektedir. Funda Hanım kimseye “Kaçma lan İsrail dölü” dememiştir. “Ya sen nasıl bir gerizekalısın” dememiştir. “Zillet popolu” dememiştir. Kimsenin ananısını bacısını karıştırmamıştır. “Sen kız mısın, kadın mısın” gibi iğrenç laflar etmemiştir.