BASRİ DOĞAN – BRÜKSEL, TR724
Türkiye’de Hizmet Hareketi’ne yönelik kıyım operasyonlarında gözaltına alındıktan sonra işkence ile katledilen öğretmen Gökhan Açıkkollu’nun eşi öğretmen Mümine Açıkkollu, insanlık adına utanç duyulan bir dönemin yaşandığını söyledi.
Türkiye’de yaşanan zulüm ve hukuksuzlukları, mağdurların hayat hikayeleri üzerinden duyurmayı amaçlayan Tenkil Müzesi’nin ikinci sergisi, Brüksel’de çoğunlukla Avrupa Parlamentosu üyelerinin katıldığı programlara ev sahipliği yapan Uluslararası Basın Cemiyeti (Press Club) sergi salonunda açıldı. Programda, Türkiye’deki basın özgürlüğü ve insan hakları ihlallerini konu alan ve gazeteci Thomas Sideris’in çektiği “Ilmik” belgeselinin gösterimi de yapıldı.
Tenkil Müzesi’nin konuğu olan Mümine Açıkkollu burada Tr724’e özel açıklamalarda bulundu. Yaşanan olaylardan insanlık adına utandığını belirten Mümine Açıkkollu, “Keşke bu süreçler hiç yaşanmasaydı da bu tür müzeler hiç açılmak zorunda kalmasaydı. İnsanlık adına çok üzgünüm. Eşimin de burada gözlüğü sergileniyor. Yaşananlar gerçekten çok acı. Belki eşim çok geç ama Türkiye’de çok sıkıntılı olan insanlar var. İnsanlık adına bu tür müzeler ses getirir ve geride kalan insanlar adına güzel açılımlar olabilir.” dedi.
TÜRKİYE’DEKİ KARDEŞLERİMİZ DİK DURSUNLAR, YALNIZ DEĞİLLER
Zulümleri ve hukuksuzlukları dünya kamuoyuna duyurmak ve mazlumların sesi olmak için çok şey yapılabileceğini vurgulayan Mümine öğretmen elinde imkanı olanlara şu çağrıda bulundu: “Bu tür faaliyetlerden başka zulümleri durdurabilmek için, dernek çalışmaları artırılabilir. Türkiye’de maalesef hukuk adına bir şey yapılamıyor. Avrupa da olsun, Amerika da olsun veya dünyanın dört bir tarafında diğer ülkelerde zulmü durdurma adına birlikte çok şeyler yapılabileceğini düşünüyorum. Tüm insanlık bu konuda dik durur ise mesafe kat edileceğini düşünüyorum.”
Tenkil müzesinin mağduriyetlerin canlı şahidi olduğunu belirten Gökhan Açıkkollu’nun eşi Mümine Açıkkollu, Türkiye’deki mağdurlara da şöyle seslendi: “Türkiye’de 17 bin kadın ve 700 bebek için endişeli bekleyişimiz devam ediyor. Bilsinler ki onlar yalnız değiller o acıyı tek başlarına orada yaşamıyorlar. Bu süreçte bizlere ‘oh olsun’ diyen insanlar olduğu gibi, bizimle birlikte acıları paylaşan kardeşlerimizin oldukça fazla olduğunu da gördük. Türkiye’deki kardeşlerimiz yalnız değiller. Biz dualarımız ile onların yanındayız. Dik dursunlar. Bu süreç bitecek bittiği zaman, en azından kaybeden tarafta olmayalım.”
Gazeteci İbrahim Karyeğen, tutuklanma süreci ve koğuş arkadaşı Ahmet Altan’ı anlattı
Barbaros Şansal: Adaletsizlik artık ayyuka çıktı
Adem Korkut: Cemaat mensupları, Cumartesi Anneleri, Taybet analar… hepsi insanlık suçu mağduru
TENKİL MÜZESİNDEN KARELER