Türkiye’de 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin ardından geçici sonuçlara göre yaklaşık 30 bin farkla önde olan Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu euronews’e özel değerlendirmelerde bulundu. ‘Bazen daha başarılı biri gelir yönetimi devralır’ diyen İmamoğlu, oyların yeniden sayılması, belediye bütçesinde kesinti ihtimali ve siyasi geleceği hakkındaki sorulara cevap verdi.
“Bazı şeylerin sonsuza kadar sürmeyeceğini onların da kabullenmesi lazım. Bir gün çıkar birisi gelir yönetimi devralır. Bu çok doğaldır.” diyen İmamoğlu, AK Parti’nin sonucu kabullenemediğini ifade etti: “25 yıldır bu şehri yönettiklerini biliyoruz. İstanbul’u yönetmek çok önemli ve çok değerli; bunu da biliyoruz. Ama bazı şeylerin sonsuza kadar sürmeyeceğini onların da kabullenmesi lazım. Bir gün çıkar birisi gelir yönetimi devralır. Bu çok doğaldır. Bazen kendiniz de bırakabilirsiniz. Bu doğallık içinde yönetmek lazım. Sanırım bunun bilincinde değiller ama üzülen İstanbullular üzülen AK Partililer olduğunu da biliyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir kişisel mülkmüş gibi davranmaları hiç hoş değil. Bu halkın size emanet ettiği bir görev. Süresi bitti devredin biz yönetelim. 5 yıl sonra belki siz yöneteceksiniz. Bu demokrasinin gereği.”
Sonucu değiştirecek bir veri ellerinde yok
Ekrem İmamoğlu, Euronews’e verdiği röportajda “Sonucu değiştirecek bir veri ellerinde yok. Sadece bir algı yaratmaya çalışıyorlar.” dedi. Gerekli kararın kısa sürede Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından açıklanmasını isteyen İmamoğlu şöyle konuştu:
“Sonucu değiştirecek bir veri ellerinde yok. Sadece bir algı yaratmaya çalışıyorlar bizim de elimizde veriler var ve bu verilerde bazı maddi hatalar var evet biliyoruz. Bunlar düzeltildiğinde sonucun nereye varacağını da biliyoruz. Ama tekrar oyları sayma çabası başka bir boyut, aslında varmak istedikleri noktayı anlamış değilim çünkü normal şartlarda böyle bir uygulama yok. Geçersiz oyları saymakta iki nokta vardır: Birincisi tespit ettiğiniz bir sorun vardır ona şerh koymuşsunuzdur, o sandık tekrar sayılır ama tümüyle İstanbul’un geçersiz oylarını saymak başka pencereler açar, başka kuşkular doğurur ve gerçekten bu süreci Türkiye demokrasisi adına çok olumsuz bir noktaya taşımış olurlar. Zaten mevcut eksiklikler, sorunlar üzerinden Yüksek Seçim Kurulu’na gittiğimizde hiçbir problem gözükmüyor. Umuyorum kısa bir süre içerisinde YSK bu konuda gerekli kararı verir ve biz hakettiğimiz belediye başkanlığını teslim alırız.”
İmamoğlu, AK Parti’nin sonuçlara saygı göstermeyeceğine dair bir düşünceniz var mı, sorusunu ise “AK Parti’nin saygı gösterip göstermemesi beni çok ilgilendirmiyor açıkçası, beni ilgilendiren YSK nın vereceği karar.” şeklinde yanıtladı.
“Bizim için esas olan yasal yollar, toplumun çatışmasını asla kabul etmeyiz”
Sonuçların değişmesi durumunda ne yapacakları ve İstanbul’da sokak gösterileri yaşanıp yaşanmayacağı yönündeki soruyu İmamoğlu, “Sonuna kadar hakkımızı arayacağız. Tüm demokratik hukuki ve yasal yollarla sonuna kadar hakkımızı arayacağız; çünkü biz bu seçimi kazandık. Bizim için esas olan yasal ve haklar. Toplumun infilalini ve çatışmasını asla kabul etmeyiz; zira biz, bu şehre huzuru getirmek için yola çıktık. Farklı yöntemlerle farklı yollarla hak aramanın bu ülkede başarıya ulaşacağını da göstermek zorundayız. Şu an Türkiye’de ve İstanbul’da bir mutluluk ve rahatlık görüyourum. Bu sadece bize oy verenlerde olan bir mutluluk da değil; bir doğallaşma süreci aslında bu. O nedenle ben; yasadan, hukuktan ve bu sürecin en makul sekilde yürütülmesinden yanayım. Bu yöntemlerle de başarıya ulaşabiliriz.
Hükümetten gelecek kaynaklara güvenerek bu şehri yönetmeye talip olmadık
“İstanbul’un Belediye Başkanı olduğunuzda sizce cumhurbaşkanının İstanbul’un bütçesinde kesinti yapmak gibi yaptırımları olacak mı?” sorusunu Ekrem İmamoğlu’nun yanıtı şöyleydi:
“Cumhurbaşkanının bir bütçe kesintisi yapma hakkı yok. Türkiye’nin bir bütçe disiplini var ve bu disiplinden İstanbul’un alması gereken pay, diğer illerin alması gereken paylar anayasal düzenlemeyle kurgulanmış biçimde. Dolayısıyla bunların azaltılması kesilmesi asla mümkün değil. Şu olabilir; merkezi hükümetin farklı desteklerle İstanbul’a katkı sunduğu ilave kaynakları vermeyebilir. Ama zaten biz ona ihtiyaç duyarak 5 yılı yöneteceğimizi düşünmedik. Ama biz iş birliğine açığız, kapıları çalacağız. Neticede ben bu şehri yönetiyorsam kendileri de İstanbul’da yaşıyor. Aramızda asla bir duvar asla bir mesafe olamaz. Kapıları çalacak kişi ben olurum, işbirliği talep ederim ama buna ihtiyaç duyarak o 5 yıla talip olmadık. İstanbul kendi kaynakları ve kabiliyetleri yüksek bir şehir.”
Cumhurbaşkanı adayı olacak mı?
İmamoğlu bu yöndeki soruya, “Şu anki gündemimiz İstanbul’u yönetmek ve İstanbul’da çok başarılı olmak. Geleceğe yönelik siyasi kariyer kişinin kendisinin belirleyeceği bir kariyer olmamalı. Olursa zaten başarı olamaz. Bunu zaman gösterir. İlerleyen yıllarda sizi toplumun nereye taşıyacağını kimse bilemez.” şeklinde cevap verdi.
İstanbul’daki sonuç bir başlangıç
İmamoğlu, “Demokrasi adına ve sadece bir parti hep kazanır anlayışının evrilmesi adına, bu (sonuç) bir umuttur. Çünkü sürekli bir partinin yönetmesi ve başardığını düşünmesi gerçekten toplumu gerebilir. En önemli başlangıcı ben demokrasi açısından görüyorum.
Seçimlerle ülkeyi düzeltemezsiniz, eylemlerle düzeltebilirsiniz
İmamoğlu, erken seçim iddiaları ile alakalı da şunları söyledi: Çok seçim yaşadı Türkiye. Son 5 yılda bu yedinci seçim. Normalleşmenin bir boyutu da bu olmalı. Artık Türkiye’nin haziranda yaptığı seçimle 2023’e kadar yetkisi olan bir cumhurbaşkanı var. Bırakalım onlar 2023’e kadar Türkiye’deki politikalarını sergilesinler. Bizim 2024 Marta kadar yetkimiz başlayacak. Biz de o 5 yılı en iyi şekilde değerlendirelim. Seçimlerle ülkeyi düzeltemezsiniz, eylemlerle düzeltebilirsiniz. Dolayısıyla bu şansı her iki alanın da sonuna kadar kullanmasının doğru olduğunu biliyorum.