Doç. Dr. MAHMUT AKPINAR-TR724.COM
Yazı sadece partiden menfaat, makam, konum elde edenlere değil, suskunluğu ile sürece destek verenlere, gelecekle kaygısıyla zulme kulak tıkayanlara!
AKP ile aynı haram, yalan, talan havuzuna giren Diyanet camiasına, ilahiyat hocalarına, tarikatlara-cemaatlere, cami cemaatine, dindarlara! “İstikrar” diye her melanete onay verenlere! Güya milliyetçi kaygılarla Zulüm koalisyonuna destek verenlere!
Memleket 80 milyonun gözü önünde soyuldu, paralar havada uçuştu, rüşvet çocukların diline kadar düştü; yok saydınız! Dürüstlüğüyle, cömertliğiyle tanıdığınız İstikbal, İpek, Nakiboğlu aileleri gibi hepinizin bildiği, sevdiği insanların malına-mülküne çöküldü; korktunuz, tepki vermediniz! Devletin içinde dönen kirli iş ve ilişkilerin en mide kaldırmazlarına şahit oldunuz; koltuğum gider diye gözünüzü kapattınız! Başörtülü ve eğitimli yüzbinlerce hanım işinden atıldı, eşlerinden çocuklarından ayrıldı ve hapislere dolduruldu; “bir suçları var ki devlet bunu yapıyor!” dediniz. Kadınlar doğum yaparken kelepçelendi, lohusa halde bebeğiyle cezaevine gönderildi; “bu İslam’a, hukuka sığmaz, bunu nasıl yaparsınız?” diyemediniz! Masum bebeklerin betonlar arasında büyümek zorunda kalması, işkencelerle gelen ölümler bile vicdanınızı harekete geçiremedi.
Erdoğan bütün gücü ele geçirmekle, kamu kaynaklarını tek başına kullanmakla yetinmedi; çocuklarınızın geleceği olan eğitimi bitirdi! Ekonomiyi çökertti! İki yüzlü dindarlıktan ve ahlaksız din anlayışından dolayı ülkede deizm ve ateizm patlama yaptı! Yüzbinlerce kaliteli, eğitimli insan işinden atılınca kamu kurumları iflas etti. Camiler iktidarın siyasi arenası, din görevlileri militanı haline geldi. Ağzınızı açıp iki kelam edemediniz. Çünkü iktidarla bağımlılık ilişkiniz vardı. Konumları, makamları, çıkarları yitirmek istemediniz. Hem kendinizi, hem ülkeyi heder ettiniz. Toplumda dine, inanana güveni bitirdiniz; İslam karşıtlarına kıyamete kadar yetecek malzeme ürettiniz!
Sanırım sizler de görüyorsunuz ki bu gidişin hayra yorulacak tarafı kalmadı. Kurulan ahlaksız, kirli düzen tıkandı, yolun sonuna geldi. Böyle devam ederse Erdoğan dünyasını ve ahiretini bitirmiş bir zalim olarak diktatörlerin yaşadığı akıbeti bekleyecek. Ülke, beşinci sınıf itibarsız bir ülkeye, insanların endişeyle yaşadığı toprak parçasına dönüşüyor.
Artık otoriterleşme ve kirlenme herkese dokunuyor. Başbakanlık yapmış Davutoğlu, CB yapmış Gül bile ötekileştirmeden, nefretten nasibini alıyor. Çember daha da daralacak ve gün gelecek Erdoğan’a ölümüne sadık kişilere dahi dokunacak. Bu bir kehanet değil. Zira bütün diktatörler zamanla gerçeklikten kopar paranoyalarının esiri olur. En yakınları dahil pek çok insana kıyar. Bu çivili sopa bir gün sizin de başınıza inecek. Gün gelecek ülkede size de hayat alanı kalmayacak. Siz de bunalacak, nefes alamayacaksınız! Beslediğiniz zulüm düzeni size de dokunacak, canınızı, malınızı hedef alacak!
Eyy AKP destekçileri!
Susarak siz inşa ettiniz bu zorba düzeni!
Siyaset kürsülerinden söylenen kuru dini nutuklara itibar ederek, açık haramları, günahları yok sayarak, İslamın esaslarını partizanlığa feda ederek memleketi bu batağa siz soktunuz! Bu çamurdan çıkmanın yolu, vicdanlarınızı dinlemek! Grup/cemaat/tarikat çıkarına değil, Hakka taraftar olmak! Kısa vadeli kazanımları değil, ülkenin geleceğini düşünmek! Ülkenin sıkıştığı halden kurtulmanın çözümü “dilsiz şeytan olmamak” için ses vermek! Haklının yanında olmak, zalime ve zulme karşı duruş sergilemek!
Verdiğiniz destekle nerdeyse zulüm düzenini tekmil kuruldu. Aynı şekilde devam ederseniz, insafsız zulüm düzenine yakıt olmaktan, destek vermekten hep başınızı eğmek zorunda kalacaksınız. Eğer yaşıyorsanız, hiç bir günaha/vebale tevbe için geç değildir. Bazı hakikatleri artık seslendirin ki vicdanınız nefes alsın! Bari evde çoluk çocuğunuzun yüzüne bakacak haliniz kalsın!
Yerel seçimler nedeniyle, tek adama dayalı zulüm düzeninden pişmanlık duymak ve bazı şeylere tevbe etmek için, değişim ümidini güçlendirmek için ortam oluştu. Bütünüyle geç olmadan bari bu fırsatı değerlendirin, tek adam rejimine dolgu malzemesi olarak kalmayın!
CHP’ye oy vermekten , İmamoğluna destek olmaktan bahsetmiyorum. Zulme, adaletsizliğe, soygun düzenine karşı çıkmaktan; ona yüreğiniz yetmiyorsa tasvip etmediğinizi ifade etmekten bahsediyorum. Açıkça Erdoğan’ı eleştiremiyor, vereceği zarardan endişe ediyorsanız, bari ağır mağduriyete maruz kişilere kulak verin. Bebekli bir annenin, kanserle mücadele eden ama pasaportu verilmeyen akademisyenin, işinden atılan KHK’lının hakkını savunun! Ayıptır, günahtır, yazıktır deyin. Bir şeyler söyleyin! Yoksa onurunuzu bütünüyle yitirecek, tarihe o şekilde gömüleceksiniz!
Sözüm havuz medya izleyip galeyana gelen vatandaşa değil. Onların tavrı da elbette önemli ama sözüm, vicdanı hala ölmemiş siyasetçilere, bürokratlara, aydınlara, din adamlarına, kanaat önderlerine, cemaat liderlerine, akademisyenlere, ilahiyat profösörlerine, müftülere, sanatçılara! Gerçekleri görecek kapasitesi olduğu halde iktidardan nemalandığı için susan herkese! Eğer bunu bugün yapmazsanız yarın yapmaya fırsatınız kalmayacak! Zira dikta rejimeri kendi evlatlarını da yer. Destek olduğunuz yapı kullanışlılığınızı yitirdiğiniz gün sizi de itibarsızlaştrır. A. Gül bir twet atınca ne duruma sokuldu görmediniz mi? Davutoğlu’nu bir günde F.tö’cü ilan ettiler, fark etmiyor musunuz?
Bu süreci muhalefetin bitirme iradesi ve potansiyeli yok. F.TÖ saçmalığını en çok ulusalcılar, Kemalistler sevdi. Yıllardır kurtulmak istedikleri kesimlerden Erdoğan eliyle kurtuldular. Muhalefetin duruşu sanki ülkede hala “demokrasi ve muhalefet var” algısı oluşturmak üzerine kurulu. İmamoğlu’nun çıkışı bir heyecan uyarsa da muhalefetin ciddi bir değişimi tetiklemesi zor. Ama AKP içinden çıkacak sesler, AKP’ye yakın isimlerin söyleyecekleri otoriterleşme sürecini yavaşlatacak, diktatörlük eğilimini engelleyecektir. Devran dönecek, er-geç süreç taşınamaz hale gelecek ve bitecek! Şu anda ses verirseniz bir nebze itibarınızı kurtarır, ülkenin daha fazla tahrip edilmesine engel olursunuz.
Bari bundan sonra vicdanınızı dinleyin, çocuklarınızın geleceğini düşünün! Çıkarlarınızı değil, adalet duygusunu, dinin esaslarını dikkate alın!
17/25 yolsuzluklarından sonra AKP’lilere, dindarlara çok seslendim. “Gelin bu kirlenmeye, yozlaşmaya, dini-milii değerlerin, istismarına, otoriterleşmeye destek vermeyin” diye çok yazdım. Bu gidişin vereceği zararlara dikkati çekmek istedim. Maalesef AKP’ye destek verenler ilkelere, değerlere göre değil, çıkarlarına, konjonktöre göre hareket etti. Bu yazının da bir karşılığı olacağını, AKP’lilere, Türkiye’de kafasını kuma sokmuş dindarlara, İslamcılara ulaşacağını sanmıyorum. Ama ben yine de yazdım. Belki de içinden çıktığım mahallenin bu kadar kör, sağır ve duyarsız olmasına tahammül edemiyorum. Herşey harap olmadan bir uyarı daha bırakmak istiyorum boşluğa!