TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu, her Salı yaptığı insan hakları gündemini işlediği programında 3 ay önce kaçırılan 4 kişinin yakınlarını konuk etti.
İnternetten yayınlanan programında, başkentte 92 gün önce kaçırılan Mustafa Yılmaz’ın eşi Sümeyye Yılmaz, Yasin Ugan’ın kardeşi Mikail Ugan, 90 gündür bulunamayan Salim Zeybek’in eşi Fatma Betül Zeybek, 98 gün önce kaçırılan Özgür Kaya’nın eşi Aycan Kaya’yı programına konuk etti.
Son dönemde kaçırılan kişilerin sayısının 26’ya çıktığını, 1990’ların Beyaz Toros’ların yerini Siyah Transporter minibüslerin alındığını ifade eden Gergerlioğlu, “Türkiye’de yaşanan bu vahim kaçırılma hadiseleri ortadan kalkmadı. Bu hanımefendiler eşlerini arıyor, kardeşini arıyor. Hala onlara bir açıklama yapılmış değil. 21. Yüzyıldayız. Kaçırılmaların olduğu Türkiye bu konuda açıklama yapmıyor. Olay uluslararası çapa büründü. AİHM’e gitti. Maalesef bu konuda tek suskun kalan Türkiye Cumhuriyeti hükümeti, Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Zorla kaçırılma ve kaybedilme en ağır insan hakları ihlalidir. Bir devletin bir grup eliyle özgürlüğünün yok edilmesi ve hesap verilmemesi çok üzücü. Sadece bu kişilerin değil, ailelerin ve yakınların da hakları ihlal ediliyor. Bu olaya göz yuman devletin ağır bir hesap vermesi gerekiyor.” diye konuştu.
YÜKSEK ORANDA İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE ENDİŞEMİZ VAR
Salim Zeybek, Özgür Kaya, Mustafa Yılmaz ve Yasin Ugan’a ilaveten İstanbul’da 94 gün önce kaçırılan Erkan Irmak, Gökhan Türkmen’den aylardır haber alınamadığını aktaran Gergerlioğlu, “Üç aydır konuyu gündem ediyoruz. Ben bir insan hakları savunucusu olarak kaçırılan bu altı kişiyi Türkiye’nin en önemli konusu olarak görüyorum. Yaşam hakkı ihlal ediliyorsa, hiçbir başka hak mevzu bahis olamaz. 3 ay geçti, haber alınamıyor. Çok ciddi, kötü muamele ve işkence edildiği endişesi var” dedi. Gergerlioğlu, BM Zorla Kaybedilmeye Karşı Sözleşme’nin Türkiye tarafından imzalanmamış olmasına karşın hukukun üstünlüğü ve demokrasinin gereği kayıp ve kaçırılmış kişilerin uluslararası ve anayasal haklarla hayat hakkının güvence altında olduğuna değindi. Türkiye’nin bu konuda vukuatlı ve sabıkalı olduğunu anlatan Gergerlioğlu, 1995’ten beri çocuklarını arayan Cumartesi annelerini örnek olarak verdi.
Kaçırılan 4 ismin yakınları şu açıklamaları yaptı:
(MUSTAFA YILMAZ’IN EŞİ) SÜMEYYE YILMAZ:
EVİMİZİN ÖNÜNDE BEKLEYİP, SİYAH TRANSPORTERLAR İLE EŞİMİ KAÇIRMIŞLAR
Mustafa Yılmaz’ın eşiyim. Ben de KHK ile ihraç edildim, soruşturmam hala devam ediyor. Eşim Mustafa Yılmaz 1 Ekim 2018’de gözaltına alınmış, 9 Ekim’de tutuklanmıştı. 100 gün tutuklu kaldıktan sonra hükümle birlikte tahliye edildi. Bu süreçte eşim de kendi geçimimizi sağlamak bir işe başlamak üzere evden çıktı. 19 Şubat 2019’da saat 19.20’de evden çıktığı görülüyor. Oysa ki eşim bana akşamdan 19:40’da evden çıkacağını söylemişti. Bu bende soru işaretleri ve ben öncesinde telefonla arandığını düşünüyorum. ‘Aşağıya gel, aileni rahatsız etmeyelim, bir kaç soru sorup sonrasında bırakacağız’ şeklinde arandığını düşünüyorum.
Bundan sonra eşimden hiçbir şekilde haber alamadık. Kamerada saat 19:24’te binadan çıkış görüntüsü var. Ondan sonra haber yok eşimle ilgili. Ve biz bir ay boyunca eşimin HTS raporlarından, kendi gittiğini düşünüyorum. Bir takım soru işaretlerinden dolayı evimizin çevresinde araştırma yaptım ve bir büfeden kamera kaydı buldum. Bu kamera kaydında görüntüler net olmamasına rağmen oradaki bir kişinin (eşimin) iki kişi tarafından zorla götürüldüğü görülmekte. Ve orada bir arbede yaşandığı, başına da beyaz bir şey geçirildiği görülmekte. Başvurularımı yaptım. 18 günde savcılık takipsizlik kararı verdi. Kamera görüntülerine rağmen açıklama yapılmadı.
Bir saatlik bir görüntü daha bulduk. Yarım saat evin önünde birilerinin beklediği, siyah transporterler var, ikisi peş peşe gezen. Bize bu sosyal medayda kamuoyunda duyduğumuz vakılara hatırlattı. Gereken yerlere başvurduk. Şüpheli gördüğümüz birinin bu görüntüleri takip ettiğini bulduk. 20 gündür o kişiye dair de işlem yapılmadı. Ankara Savcılığı, Ankara Valiliği’ne, TBMM’ye başvurdum. CİMER’e de başvurdum. Emniyetten gelen yanıt, tüm aramalara rağmen eşinin bulunmadığı ve soruşturmanın devam ettiği şeklinde. Eşimin bulunmasını istiyorum. Biz sıradan bir aileyiz. 3 üniversite bitirmiş, çalışkan biridir. Ben onun sineği bile inciteceğini düşünmüyorum. Hayatı ve sağlığı ile ilgili endişe ediyorum, eşimin bir an önce bulunmasını istiyorum. Türkiye’nin başkentinde Yenimahalle’de kaçırıldı eşim. Gerekli açıklamaları bekliyorum.
(YASİN UGAN’IN AĞABEYİ) MİKAİL UGAN: KAÇIRILDIĞININ TANIKLARINI BİLE SAVCILIK DİNLEMİYOR
Kardeşim 13 Şubat 2019’da kaybolma olarak değerlendiriyorlar. Yaklaşık 3 aydır, 98 gündür haber alamıyoruz. Kardeşimin oturduğu eve kalabalık bir polis grubu tarafından gözaltı olmuş. Komşuların şahitliği. Savcılığa bunu söylediğimiz halde dikkate almıyor. Tanık var, o bile dinlenmiyor. Olaydan sonra sivil bir araçla kardeşim götürülüyor. O gün bugündür haber alamıyoruz. CİMER’e başvurduk, karakoldan aradılar onlar bana soruyor, kardeşinden haber alıyor musun diye. Aradan zaman geçti,
Sorduğumuz savcı ağabeyin dosyasının soruşturmasına almış. O gün bugündür cevap alamıyoruz. Aradan 3 ay geçti. Başvurmadık yer kalmadı bir cevap alamadık.
(SALİM ZEYBEK’İN EŞİ) FATMA BETÜL ZEYBEK: SAVCILIKLAR SORUMLULUKLARININ YERİNE GETİRSİN
Eşimin bulunması için birçok yere başvurdum. İnternetten yazılı başvurularıma rağmen üç maymunu oynuyorlar. Zamanla yaşadığım ayrıntıları hatırladım. Videolar buldum, onları çektim. Kimse cevap vermiyor. Çok zor bir durum. Cumhuriyet Başsavcılıklarına iş düşüyor. Allah korusun eşlerimizin başına bir şey gelmesini istemiyoruz. Velev ki öyle olacaksa, pişman olacak bir şey yapmak istemiyoruz. İçişleri, Adalet bakanlığı, Ankara Valiliği başvurularını yaptık. Ama hala cevap almış değiliz. En son AİHM’e başvurduk. Hükümetin kayıp kişinin bulunması için ne yaptığını sordu AİHM. Savcılık araştırıyoruz diyor. Ama dosyayı göremiyoruz. Suç duyurusundan sonra İHD’ye gittim. Onlar da BM’ye Zorla Kaçırılma Çalıştayı’na başvurmuşlar. CİMER’den cevap geldi. Kaçırıldığına dair kayıt yok. Savcılık başvurusu varsa ekstra birşey yapmanıza gerek yok dediler.
Üç farklı kamerada bizi getiren araçlar görülüyor. Karakoldan sorgulattık. Bir isim çıktı. Onlar biliyor ama söylemek istemiyor.
(ÖZGÜR KAYA’NIN EŞİ) AYCAN KAYA: EŞİMİN KAFASINA BEYAZ POŞETLER GEÇİRİP KAÇIRMIŞLAR
Eşim uzun zamandır yanımızda değildi. Bir telefon aldım; ‘eşiniz gözaltına alındı, emniyete gidin’ dedi. Nerede gözaltına alındı dedim. Ankara’da dedi ve kapattı. Ulaşamadım aynı kişiye. Ankara Emniyetini TEM şubeden başlamak üzere her birini aradım. Gözaltına alınan kişi nereye gider? Emniyete götürülür, oralara sordum. Bir ev bulduk. Orada saatler önce evin sokağınını tutulduğunu, araçla başlarına poşet geçirilerek götürüldüklerini farklı şahitlerden dinledik. Kamera görüntülerini istedik. Kafalarından poşet olduğundan inandıramayacağım. Ev sahibine bu görüntülerden eşimi teşhis etmek istedim. O gerek yok dedi. Ben eşinle akşam birlikteydim, dedi. Savcılık, CİMER, Emniyet hiçbir yerden sonuç alamadım. Tutarsız cevaplar aldık. Savcılık başvurusu yaptınız, inceleme kapsamında değil diyor. Eşim kayıp ama cevaplar böyle tutarsız cevaplar.