Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü’nde öğretim üyesi iken Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen ve pasaportuna tahkik konulan kanser hastası Prof. Dr. Haluk Savaş, yurt dışında tedavi olabilme mücadelesini sürdürüyor.
Yargılandığı davada beraat etmesine ve yurt dışına çıkış yasağı kaldırılmasına rağmen pasaport alamayan Prof. Dr. Haluk Savaş, bu konuda hala olumlu bir gelişmenin olmadığını söyledi. DW Türkçe‘nin sorularını yanıtlayan Savaş, sosyal medyada durumuna ilişkin yaptığı paylaşımların ve kendisine gelen desteğin ardından gece yarısı Adana Valiliği’ne çağrıldığını, pasaport alabilmesi konusunda bir ilerleme sağlanacağı umudu ile valiliğe gittiğini ancak iyi bir izlenim edinmediğini ifade etti:
“Oraya gittiğimde, kriz masası oluşturulduğunu düşündüm. Ancak oradaki insanların yüz ifadelerinden sanki konunun olumlu neticelenmeyeceği izlenimine kapıldım. Çağırılırken, ‘güzel gelişmeler olabilir’ şeklinde başlamıştı konuşma. Ama benim valilikte edindiğim izlenim, olumlu bir gelişme olmayacağı yönündeydi.”
Tedavisini yapan doktorun Sağlık Bakanlığı’nı aradığını ve bilgi almaya çalıştığını söyleyen Savaş, “Doktorum empati yeteneğine sahip, duyguları güçlü biridir. Yapılan konuşmalarda, benim kriminalize edilmeye çalıştığım izlenimine kapıldığını söyledi” dedi.
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay’ın da kendisine destek verdiğini, Nüfus İdaresi Genel Müdürlüğü ile iletişime geçtiğini söyleyen Savaş, “Oradan olumsuz cevap gelebileceği yönünde bilgiye ulaştık” dedi.Savaş, 2016 yılında KHK ile ihraç edildiğini ardından “terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla yargılandığını ve beraat ettiğini belirtti. Kendisini “siyasi muhalif” olarak nitelendiren Savaş, “Gezi döneminden beri siyasi muhalifim. Ancak inançlıyım. Kendimi sosyal demokrat-solcu Müslüman olarak tanımlıyorum. Hacca gittim, namazımı da kılıyorum” diye konuştu.
Tedavi için yurt dışına çıkma çabasını twitter hesabından paylaştığında bu kadar destek gelmesini beklemediğini belirten Savaş, “50 bine yakın tweet atıldı. Ben devlete kendimi ifade edememiş olmanın üzüntüsü ile sosyal medyadan seslenmek istemiştim.
Türkiye’de yüz binlerce insan benim konumumda, benim yaşadığım benzeri olayları yaşıyor. Türkiye’de sistem çökmüş olabilir. Laik, sosyal, hukuk devletinden önemli derecede uzaklaştığımız malum. Ciddi bir yönetim krizi yaşadığımız ortada. Ancak toplumda vicdanların çökmediğini görmek beni çok mutlu etti. Benim yaşadıklarıma verilen tepki toplumun insani standartlara ulaşma ümidiyle yaşadığını gösteriyor” şeklinde konuştu.© Deutsche Welle Türkçe