SELAHATTİN SEVİ-KRONOSNEWS.COM
Senanur Özcerit ile birlikte gözaltına alınan öğrencilerden Cemile Rahime Sönmez, 8 arkadaşıyla birlikte tutuklandı. Cemile’nin kardeşi Kuaybe Sönmez, “Kardeşim Senanur ve diğer arkadaşları gibi masum, onlar da özgür bırakılsın, bayramı evlerinde aileleriyle geçirsinler” çağrısı yaptı.
Cezaevinde kansere yakalanan, tahliye olduktan sonra sadece 5 ay yaşayabilen Doç. Ahmet Turan Özcerit’in kızı Senanur Özcerit ile birlikte gözaltına alınan öğrencilerden Cemile Rahime Sönmez, 8 arkadaşıyla birlikte tutuklandı.Sakarya Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi Cemile Rahime Sönmez’in (20) kardeşi Kuaybe Sönmez, “Kardeşim Senanur ve diğer arkadaşları gibi suçsuz ve masum, onlar da özgür bırakılsın, bayramı evlerinde aileleriyle geçirsinler” çağrısı yaptı.
‘KARDEŞİM VE DİĞER ARKADAŞLARI AYNI ŞEHİRDE AYNI ÜNİVERSİTEDE OKUYOR SADECE’
Kuaybe Sönmez 22 yaşında. Hayali olan film tasarımı okuduğu İpek Üniversitesi’e el konulmasından sonra eğitimine Polonya’da devam eden, gazetecilik ve iletişim tasarımı okuyan 22 yaşındaki Kuaybe Sönmez, “Kardeşim ve 18 arkadaşı Sakarya’da aynı üniversitenin farklı fakültelerinde okuyan öğrenciler. Birbirleriyle görüştükleri, piknik yaptıkları ve iftar yemeğinde bir araya geldikleri için alındılar. Onlar sadece arkadaş” dedi.
Kardeşinin Cemile’nin yarıyıl tatilinde Polonya’ya gelerek kendisini ziyaret ettiğini ve hasret giderdiklerini belirten Kuaybe Sönmez, “Terör ne demek, terörist ne demek… En küçük bir endişe olsaydı burada, benim yanımda kalırdı. Her şeyden önce ben geriye, Türkiye’ye göndermezdim. Beni gördü, okuluna devam edebilmek için Türkiye’ye döndü. Bu yapılanlar reva mı?” diye sordu.
ANNE, BABA, KARDEŞ CEZAEVİNE GİRDİ
1998 yılında Adana’da dünyaya gelen Cemile’nin dört kardeşin ikincisi olduğunu söyleyen Kuaybe Sönmez, “Bu sürecin başından bu yana birçokları gibi ailece mağduruz. İktisat fakültesi mezunu babam İbrahim Sönmez (58) ve veteriner hekim annem Yasemin Sönmez (47) ikisi de cezaevine girdi. İkisi de ‘üyelikten’ 7 buçuk yıl ceza aldı. Babam hala Kayseri Bünyan Cezaevi’nde tutuluyor. Annemle ilgili ise İstinaf Mahkemesinin kararını bekliyoruz.” diyerek, “17 yaşındaki kardeşim Nilüfer ve 10 yaşındaki diğer kardeşim Mehmet Feyzi ile son birkaç yıldır perişan olduk.” ifadeleriyle yaşadıkları zorlukları anlatıyor.
‘HER GÜN YENİ BİR KÖTÜ HABER ALMAKTAN YORULDUM’
Kardeşinin gözaltına alındığını salı günü annesinden gelen telefonla öğrendiğini belirten Kuaybe Sönmez, “Ne yaptım, kalktım, cevşenimi aldım, okumaya başladım. Artık her gün o kadar kötü haberler alıyoruz ki, aklım Türkiye’de. Artık hissizlik başladı. Elbette kardeşim ve arkadaşları için endişe ettim, meraklandım, ama uzaktayım ve dua etmekten başka da çarem yoktu” şeklinde konuşuyor.
ÖĞRENCİLER SINAV HAFTASI GÖZALTINA ALINDI
Sönmez sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Önce neden gözaltına alındığını merak ettim. Malum, dört gün boyunca gözaltında kaldı. Savcı dosyaya gizlilik ibaresi koyduğu için neyle suçlandıklarını ne biz ne avukatımız bilmiyordu. Annem de endişeliydi. Ama tek başına çocuğum için ne yapabilirim telaşındaydı. Avukatları bulmakla meşguldü. Bize “kardeşin ve arkadaşları için dua edin” dedi.
Annemle babam gözaltına alınırken ilaçlarını dahi verememiştik. Gariptir, şimdi kardeşime diş macununu ve fırçasını verebildiğimiz için mutluyduk. O babama söylememizi, cezaevinde, dayanamayacağını, çok üzüleceğini söyledi. Ama annem, babaların duası kabul olur, söyleyelim” dedi.”
‘CEMİLE GÖZALTINDA ALES KİTAPLARI İSTEDİ’
Gözaltıların tam da sınav haftasında yapıldığına dikkat çeken Kuaybe Sönmez, “Kardeşim acil ihtiyaçları ile birlikte ALES kitaplarını istemiş. Sınava sokmadılar çocukları. Tutukluluğun devam edeceğini öğrenince daha da üzüldük. Sınava giremeyecekler, sınıfta kalacaklar diye. Fakat kardeşimin notları o kadar iyiydi ki, finallere giremese vizelerin ortalamasıyla bile sınıfı geçiyordu.
Kardeşim soğukkanlıdır. Bir o kadar da dobradır. Küçüklüğünden beri hakkın yanındadır. Dört kardeşiz, hepimiz ailemizde hak bilinciyle yetiştik. Öğretmenlerimiz de bunu aşıladı. Ama bunun en baskın örneği Cemile’ydi. Feragat etmezdi adalet duygusundan, kimsenin hakkına dokunmazdı.”
‘İYİLİK YAPMAK İSTEYENLER CEZALANDIRILIYOR’
Kardeşinin şen şakrak ve hayat dolu bir genç kız olduğunu belirten Kuaybe Sönmez, şöyle devam ediyor:
“Bence Türkiye’de iyilik yapmak isteyen, iyi olmak ve iyi kalmak isteyen herkes cezalandırılıyor. Sivil yalnızlığa ve sivil ölüme terk ediliyor. İstiyorlar ki iyi insanların kapısının önünden birisi geçmesin, birisi elinden tutmasın… Selam vermesin… Gerçekten insanlar korkuyor. İyi insanlar da “Benim yüzünden kimseye zarar gelmesin” diye kendini çekiyor.
Amaç, fiziksel zarar vermek. Ailelerden ayırmak, iş imkanlarından mahrum bırakmak. İstiyorlar ki çocuklar haçlıklarını dahi alamasın. Psikolojik travmalar yaşasın. O yüzden de ne hamile, ne bebek, ne hasta dinliyorlar. Herkesi gözaltına alıp tutukluyorlar. Şimdi sıra gençlerde sanırım. İstiyorlar ki onların da hayallerini ellerinden alalım. Bizlerin üç-dört yıldır ağlamadığı gün geçmedi. Cemile gibi gençlere müebbetler verildi. Harbiyeli kızlar, diğer gençler… Bayram geldi ama biz bayram yapamadık. Son masum kişi özgürlüğüne kavuşana kadar da yapamayacağız, yapmayacağız. “Komşusu açken…”le başlayan hadisi çoğaltıyoruz, “komşusu ağlarken, komşusu acı çekerken, komşusu yokluk içindeyken…”
‘ANNESİZ, BABASIZ, KARDEŞSİZ BÜYÜYORUZ’
Kardeşinin Sakarya Cezaevi’nde 9 arkadaşı ile birlikte aynı koğuşta tutulduklarını açıklayan Kuaybe Sönmez, “Bir ailesi olmasına rağmen son yılları annesiz ve babasız geçirdiklerini söyleyen Kuaybe Sönmez, “En güzel yıllarımızda annesiz, babasız, kardeşsiz, arkadaşsız büyüyoruz.” diyerek şöyle devam etti sözlerine:
“Tek derdim kardeşim de değil. Kardeşim çıksa, arkadaşları kalsa yine sevinemeyeceğim. O tutulan 9 kızın da bayramda evlerinde olmalarını istiyorum. Yeni reşitlik sınırını geçtiler. Ne yapmış olabilirler. Annem ve babam da benzer suçlamalarla cezaevinde yattı. Bir yere kadar anlayabiliyoruz, tahammül edebiliyoruz, sabır gösterebiliyoruz. Ama 20’li yaşlardaki kızlardan ne alıp veremedikleri var. Bunu anlamıyorum. Bu çocuklar kaç bayramdır bayram nedir bilmiyorlardı. En azından zindanda geçirmesinler bayramı…”