İstanbul seçimini Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu’nun kazanması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi geleceği ile ilgili yorumlar Alman basınında geniş yer alıyor.
Die Welt gazetesi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimine dair yorumunu sürmanşetten, “Erdoğan dönemi sona eriyor” başlığıyla aktarıyor:”Eğer Türkiye gerçekten demokratik bir ülke olsaydı, Erdoğan geçmişteki hizmetlerinden dolayı tebrik edilip güzel bir emeklilik dönemi geçirmesi temmenisinde bulunulurdu. Ama ne Türkiye demokratik bir ülke ne de Erdoğan demokrat bir politikacı. Zira Erdoğan, iktidarı bıraktığı andan itibaren ömrünün geri kalan kısmını Marmaris’te huzurla geçiremeyeceğini biliyor. Hakkında yolsuzluk, Anayasal düzeni bozmak ve diğer bir çok suçlamalarla dava açılacağından emin.”
İstanbul’da AKP adayının kaybetmesi Süddeutsche Zeitung‘un yorum sütunlarında, “İstanbul tokadı” başlığıyla irdeleniyor: “İstanbul’daki seçim sonucu, ülkenin mali kaynakları bakımından da en büyük kenti olan İstanbul’un muhalefetin eline geçmesini kabullenemeyenler için adamakıllı bir tokat oldu. Seçim sonucu Türkiye’nin geleceği için ümit vaat ediyor. Zira, tüm eksikliklerine rağmen ülkedeki siyasi sistemin demokrasi adına düzeltmeler yapma yetisine sahip olduğunu gösteriyor. Erdoğan’ın iktidarı zirve noktasını artık geride bırakmıştır. Ama bu Türkiye’deki durumun hızlıca düzeleceği anlamına da gelmez. Meclis seçimleri daha 2023’te yapılacak. Erkene çekilmesi durumunda ülkedeki muhalefet başarı için İstanbul seçimlerindeki gibi tek vücut olmak zorunda.”
Die Zeit gazetesinin internet sayfasında yayımlanan analizde, “Ekrem İmamoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimindeki tarihi zaferi Türklerin bütün baskılara rağmen otokrasiyi kabul etmeyeceklerini gösteriyor” ifadesi kullanılıyor. Analizin devamında şu görüşler dikkat çekiyor:
“Demokrasilerde, seçimler sırasında işleyen kontrol mekanizmalarının olması zaruri. Bu, İstanbul’daki Belediye Başkanlığı seçiminde vardı aksi takdirde muhalefet kazanamazdı. Bu iyi bir haber çünkü Türkiye’de hala işleyen bir hukuk devleti ve demokratik yapılar var. Türkiye sık sık ülkedeki demokrasinin öldüğü haberleriyle manşetlere çıktı. Şimdiki durumsa demokrasilerin birçoklarının düşündüğü kadar kolay ölmeyeceğine iyi bir örnek.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung‘un internet sayfasında yer alan İstanbul seçimiyle ilgili yorumunun başlığı ise “İstanbul’da kontrol kaybı.” Yorumda şu görüşlere yer veriliyor:
“İktidar partisi (AKP) ve özellikle de partinin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İstanbul mücadelesini uzun süre ulusal bir soruna yükselterek, kendisine zarar verdi. Çünkü İmamoğlu’nu AKP’den memnun olmayan herkes için bir projeksiyon haline getirdiler. Karizmatik aday şık, barışcıl ifadelerin hakim olduğu kampanyasıyla laik-ulusalcı CHP’nin çekirdek seçmeninin daha da üzerinde bir kesimde rağbet gördü. AKP’nin bunu engelleme ve özellikle de İstanbul’da yaşayan Kürtleri İmamoğlu’ndan uzak tutma konusundaki geç girişimi, hazin biçimde başarısız oldu.”
Hannoversche Allgemeine Zeitung’un İstanbul seçimiyle ilgii yorumu ise şöyle:
“Seçim sonucu sadece İmamoğlu için büyük bir başarı değil, aynı zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan için bir uyarı sinyali: Erdoğan artık yenilmez değil. Erdoğan yükselişine 1994 yılında İstanbul’da Belediye Başkanı olarak başlamıştı. 25 yıl sonra bu belediye başkanlığı seçimi Erdoğan’ın siyasi inişinin başlangıcını damgalayabilir. Bu seçimler özellikle hırpalanmış Türk demokrasisi için bir zafer. Erdoğan sistematik olarak özgürlükleri sınırlandırdı, kuvvetler ayrılığını zayıflattı ve muhaliflerin gözünü korkutmaya çalıştı. Üç yıl önceki darbe girişiminden bu yana kendisini eleştirenlere karşı benzersiz bir dalga ile tasfiye uyguluyor. Yarım milyona yakın insan gözaltına alındı ya da tutuklandı, on binlerce kişi cezaevinde, üstelik birçoğu hakkında iddianame yok. Ancak Erdoğan insanların özgürlük arzusunu bastıramıyor.”
Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum Badische Zeitung‘dan:
“İlginç olan Cumhurbaşkanı ve iktidar partisi AKP’nin sonuçlara nasıl tepki vereceğidir. Bu sonuçlardan yine şüphe mi duyacaklar? Ya da Erdoğan tehdidini gerçeğe dönüştürüp seçimlerin galibini mahkeme önüne çıkarıp yerine kayyım mı atayacak? Böylesine bir tavır sadece bir öfke patlamasını tetiklemeyecektir. İmamoğlu’nun görevden alınması Türkiye’yi de ağır bir türbülansa sürükleyebilir. Seçimler bitti. Erdoğan sadece kazanabileceğini değil, kaybedebileceğini de göstermek zorunda.” HT,GA/TY,BK© Deutsche Welle Türkçe