Oda TV yazarı Sabahattin Önkibar, “Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım’nın birlikte canlı yayına çıkacağı televizyon programında, İmamoğlu’na yönelik bir tuzak kurulacağını” iddia etti.
“Karşınızda objektif bir gazeteci değil de, siyasi operasyon görevlisi olursa pekala tuzağa düşersiniz ki, hiç şüphe olmasın Ekrem İmamoğlu’nun karşısında öyle birini çıkaracaklar” ifadesini kullanan Önkibar “Tarafsız bir tartışma zemini için koşullar sunmalı ve yerine getirilmezse, İmamoğlu asla ve kat’a ekrana çıkmamalıdır” dedi.
Önkibar’ın, ‘İmamoğlu’na televizyon tuzağı mı kuruluyor’ başlıklı yazısının ilgili kısmı şöyle:
“Amaçları; o ekran buluşmasında Ekrem İmamoğlu’nu siyaseten infaz etmek, yani belden aşağı vurmak.
Yapabilirler mi diye sorarsanız…
26 yıldır 7 ayrı televizyon kanalında Kenan Evren’den Demirel’e, Özal, Ecevit, Türkeş, Erbakan ve Tayyip Erdoğan’a kadar son 35 yılın siyaset starlarını ekranda sorgulayan biri olarak, “pekala mümkün” derim.
Niye mi?
Karşınızda objektif bir gazeteci değil de, siyasi operasyon görevlisi olursa pekala tuzağa düşersiniz ki, hiç şüphe olmasın Ekrem İmamoğlu’nun karşısında öyle birini çıkaracaklar.
Ayakları yerden kesilmemeli, “Heeyyyt beee… Kim olursa gelsin, haddini bildirelim…” modunda olmamalı. Zira; iktidar bu işe soyunmuş ve teşvik edici pozisyonda ise, büyük bir oyun kurmuş demektir.
Akıl ve strateji, bu basit oyuna düşmemeyi gerektirir.
Abartarak yazayım: Bakın, Ekrem İmamoğlu bugün itibarı ile kendini bir eve kapatsın, vallahi İstanbul’a başkandır.
Onu başkanlıktan edecek şey ise, sadece büyük bir hata yapmasıdır; ki iktidar şimdi onun peşinde!
Duyumlarım doğrultusunda buradan uyarıyorum:
İmamoğlu’na Binali Yıldırım’la çıkacağı program için, PKK-HDP, F..Ö ve özel yaşam bağlamında tuzağa çekecek montaj hazırlıklar yapılıyor.
“Efendim, yaram yok ki gocunayım” denmesin; zira günümüzün iletişim çağında “çamur at izi kalır” olgusu ya da “Bir şeyin şüyuu, vukuundan beterdir” realitesi hala egemenliğini muhafaza ediyor.
Ekrem İmamoğlu eğer aklını ve mağdurluğunu, mağrurlukla takas ederse sadece kendisine değil, bu milletin geleceğine kast edilmiş olacaktır.
Peki, ne mi yapmalı?
Tarafsız bir tartışma zemini için koşullar sunmalı ve yerine getirilmezse, asla ve kat’a ekrana çıkmamalıdır… “